Lev
Tolstoy (1828-1910) yaşadığı dönemin Çarlık Rusya’sını anlatıyor. İyi
Fransızcası ve okuduğu Voltaire ve J. J. Rousseau’nun etkisinde kalarak yazdığı
anlaşılan “Diriliş” romanı ile yaşananları sürükleyici bir dille analiz ediyor.
Roman kahramanları Prens Dimitri Nekliudof ve Katerin Maslova’nın yaşadıkları,
Prens’in değerlendirmeleri günümüzdeki yönetim kadrolarına da ayna tutuyor.
Kısa alıntıları paylaşalım:
- ...
.. görüştüğün adamlardan izzet, hürmet
görebilirsin, onlardan gerçeği saklayabilirsin; fakat kendini de aldatabilecek
misin? ... .. Delikanlının ruhunu
temizleme dediği eyleme girişmesi ilk defa değildi. Uzun aralıklarla olmakla
beraber, zaman zaman pislikler içinde boğulmak üzere olduğunu duyar, son aşamada
silkinir ve bir yıkama, maneviyatını temizleme eylemine girişirdi. Bu vicdâni
hesaplaşmalardan ve rahatlamalrdan sonra kendine düz ve temiz bir yol seçer
ondan ayrılmamaya kesi karar verirdi. ... .. Fakat çecresi her zaman âdetâ
haberi olmadan kendini sürükler ve öncekinden daha aşağılara yuvarlanırdı. ...
..
-Hayatının
hiçbir devrinde, vicdanıyla bu kadar ayrı bir yönde yol almamıştı. Günün birinde
derinlere yuvarlandığını farkettiği zaman ümidini kaybetmiş, artık buradan
çıkamayacağını düşündüğü için korkmuştu. ... ..
-Fakat
hayır, içinde manevi, hür, bitimsiz, kutsal kişilik işte iyice uyanmıştı; o
kişilik kulağına içinden çıkılmayacak girdap olmadığını söylüyordu.
-Sonunda
yüksek sesle: “Ne kadar yorucu olursa olsun, etrafıma ördüğüm bütün yalan ve
ikiyüzlülük perdelerini yırtacağım. Doğruyu söyleyip, gereğine göre hareket
edeceğim. ... ..
-... .. bu
yoksullukların, bu cinayetlerin asıl sebebi olan ve toplumun bozuk sistemini
kanunlara bağlıyarak elinde tutan ve yaşatan kendisinin de dahil olduğu efendiler
sınıfının yaşayışlarındaki eğlenceyi, fuhuşu ve lüksü ve gizli açık felâketleri
gördü. Haksızlık, zulüm ortadaydı. ... ..
-... ..
Kont kırk senedir Petersburg’da bu kanuna uyarak yaşıyor ve kırk yaşında bakan
sandalyesine oturmuş bulunuyordu. Bu bakanlık makamına çıkmak için kendisinde
bulunan başlıca özelliklerin özeti şuydu: Bir kere yönetime, kanunlara dair bir
kağıdı okuduğu zaman anlamını kavrayabilirdi; sonra yazık yanlışı olmaksızın
iyi körü, bir rapor yazabilirdi; daha sonra uygun olan vucudunun verdiği etkiyle yerinde gurur göstermeyi ve
yerinde alçakgönüllülüğü ve doğrudan doğruya köpeklik derecesine inmeyi bilirdi ve sonunda ahlâki ve siyasi hiçbir ilkeye bağlı olmadığından, gününe göre şunlarla, gününe göre bunlarla düşüp kalkmayı ve bir anda bütün kurallarına yüz çevirmeyi becerirdi. ... .. Yaptığı işlerin ahlâki veya ahlâka ters olmasının ve onların memleket hesabına kötü sonuçlar vermesinin zerre kadar önemi yoktur.
yerinde alçakgönüllülüğü ve doğrudan doğruya köpeklik derecesine inmeyi bilirdi ve sonunda ahlâki ve siyasi hiçbir ilkeye bağlı olmadığından, gününe göre şunlarla, gününe göre bunlarla düşüp kalkmayı ve bir anda bütün kurallarına yüz çevirmeyi becerirdi. ... .. Yaptığı işlerin ahlâki veya ahlâka ters olmasının ve onların memleket hesabına kötü sonuçlar vermesinin zerre kadar önemi yoktur.
Bir kere
bakan sandayesine geçince, ... .. daha başka adamlar heme yerini almak için
ayağını kaydırıp, onu emekliliğini istemeye zorladıkları zaman, ... .. Kont
düşürülmüş, süregelen âdet bir kere daha yerine getirilmişti. ... .. hazineden
her ne ad ve münasebetle olursa olsun, para koparmaya, yeni yeni nişanlar
almaya hakkı bulunduğuna dair yerleşmiş inancını değiştirmesini gerektirmezdi.
... ..Emekli olduktan sonra maaş olarak, resmi filân komisyonda, falân mecliste
üye bulunmak suretiyle ücret olarak, hazineden çektiği paralardan başka,
ayrıcalıklı birtakım şirketlere başkan, üye gösterilerek aralıksız para
sızdırırdı. ... .. İşte bu mesleğin, bu mezhebin verdiği kolaylıkla, çok geniş
ilişkileri vardı.... ..
-... ..
yüksek tabakadan birinin metresinin, devletin gizliliğinin kötüye kullanılarak,
borsada nasıl milyonlar kazandığı hikâyesi ... ..
-Sonra
çeşitli bakanlıklarda para işlerinde döndürülen çeşitli kepazelikleri saydı,
döktü; bunları yapanlar kürek yerine birer yönetici koltuğuna oyuruyorlardı. Bu
pis kokulu hikâyeler içinde boğularak ... ..
*Diriliş – Tolstoy
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder