Millet
kavramını irdelemek isteyenler için kaynak kitap niteliğinde... .. ilgi çekici
notlar tarihi gelişimi hatırlamamıza ve anlamamıza katkı sağlıyor... .. ulusların
oluşumundaki dil, din ve hatta mezhep farklılıklarının etkileri inceleniyor...
okudukça günümüzdeki sorunların altında yatan nedenleri anlamak
kolaylaşabiliyor... .. kitap 213 sayfa.
-Kısa
alıntılarla örnekler vermeye çalışalım:
-... ..
Galyalılar, Franklar, Burgındlar, Vizigotlar ve Normanlar gibi değişik kavimler
birleşmiş, tarih içinde bütünleşerek Fransız
milletini ortaya çıkarmışlardır.
Kelt, Anglosakson, Norma kavimleri İngilizleri; Germen, Slav, Latin
kavimleri de Almanları oluşturmuşlardır. Buna karşılık bir kavmin bölünmesiyle ortaya
çıkan milletlere örnek olarak Latin kavminin parçalanıp gelişmesiyle İtalyanlar
ve İspanyolların , Cermen kavminin bölünmesiyle de Almanların, Dnimarkalıların,
Hollandalıların farklı milletler haline gelmeleri gösterilebilir. ... ..
-Batı emperyalizminin
ortaya çıkardığı milletlerden de söz etmek gerekir. Gemicikliğin geliştiği on
altıncı yüzyıldan itibaren Batılı miletlerin bazıları deniz ötelerine göçtüler.
Kuzey Amerika’yı İspanyollar ve Portekizliler bölüştüler. Güney Afrika
Holandalıların (Detch) vatanı oldu. Avustralya ve Filipinler’e de İngilizler
yerleştiler. ... ..
-Brezilyalıların
Portekizce diğer Güney Amerikalı milletlein İspanyolca konuşmalarına rağmen ne
Brezilyalılar kendilerini Portekiz, ne de Güney Amerikalı diğer milletler kendilerini
İspanyol sayarlar. Amerika Birleşik Devletleri’nin vatandaşları da İngilizce
konuştukları halde hiçbirinin aklına İngiliz olabileceği geçmez.
-Dili
başka unsurların, meselâ dinin etkilediği de olur. Doğu Roma İmparatorluğu’nda Ermeni, Arnavut, Makedon,
Bulgar, Peçenek Türkleri gibi Hristiyan milletler önce dillerini kaybettiler
sonra aslî unsurla bütünleştiler. Bunda aynı dinden olmaları rol oynamıştır.
Dinin dili etkilemesine dair Osmanlı toplumunda çok dikkat çekici örneklerle
karşılaşıyoruz. Osmanlı’da Müslüman iki Boşnağın , Müslüman Arnavutun çocuğu
kendi dillerini muhafaza eder, Türkçe ile de geniş Osmanlı toplumuna katılırdı.
Müslüman bir Boşnakla, Müslüman bir Arnavut evlenince, ana dillerinde
anlaşamayacaklarından, evde Türkçe konuşurlar, dolayısı ile çocuğun anadili
Türkçe olurdu. Oysa Müslüman olmayan tebada bu durum farklıbir mahiyet
arzederdi. Bir Rum’la, bir Bulgar’ın evliliğinden doğan çocuk, anne-babasından
hangisinin sülâlesi içinde büyüyorsa, o sülâlenin dili çocuğun anadili olurdu. Türkçe
ikinci dili idi. ... ..
-Tarihten
Türklerle Bulgarların aynı soydan geldiklerini biliyoruz. Ama zamanla dileri,
dinleri farklılaştı. ... .. Bulgarlar M.S. 584 yılında Karadeniz’in batısına
gelip yerleşen bir Türk boyudur. Zamanla oradaki yerli halkla tanışarak
Hıristiyanlığı kabul etmeye başladılar. 864 yılında Bagoris (Boris) Han da
atalarının “Gök Tanrı” dinini terk edip, Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebini
kabul edince, Bulgarların Slavlaşması hızlandı. Dokuzuncu yüzyılda Türkçe’yi
tamamen unuttular.
-... ..
Bosna-Hersek’de yaşayan Müslümanların durumu... .. Bunlar Slav kökenli
Sıpça-Hırvatça konuşan insanlardır; aynı dili konuşmalarına rağmen kendilerini
Hırvat veya Sırp kabul etmezler; çünkü böyle bir kabul onları Ortodoks
Slavlarla ve Katolik Hırvatlarla aynı duruma getirecektir. Halbuki onlar
Müslüman olmakla, hayatlarına değişk unsurlar katmışlar, Ortodoks veya Katolik
oldukları zamandan farklı bir konuma gelmişlerdir. ... .. kendilerini Müslüman
kimliğiyle ifade etmektedirler.
-Dinin,
milleti hangi ölçülerde etkilediğine çok yerlerde şahit oluyoruz. Ne
Arnavutluk’taki Müslümanlar ve Hıristiyan Arnavutlar, ne de Suriye’deki
Müslüman ve Hıristiyan Araplar bir millet haline gelebildiler. Hatta sadece din
değil, mezhepler bile milletleri etkiliyor. Avusturya Katolik olduğu için
Almanya’nın dışında varlığını sürdürebiliyor. İran’daki Azerilere Farslarla
beraber yaşamyı tercih ettiren mezhep birliğidir. Katolik olan İrlandalılar,
Protestan İngilizlerle yaşamayı bişr türlü içlerine sindiremiyor. Ama Protestan
İskoçyalılarla Galllerin, İrlandalılar gibi İngilizlere karşı kanlı
mücadelelere başvurmamaları aynı mezhepten olmalarındandır. Belçika’da
Fransızca konuşan Valonlarla Cermen dilinin bir şivesini konuşan Flamanlar
Katolik olduklarından dolayı sessizce bişr aarada yaşayabiliyorlar. ... ..
-Hıristiyan,
usevi olan Türk boyları dillerini değiştirmeden önce ana gövdeden koptular,
sonradan da dillerini değiştirdiler. İslamiyetin Türk milletinin bütünlüğü için
ayrı bir önemi vardır. ... .. İlk defa İslamiyet –Gökoğuzlar, Yakutlar gibi
istisnalar hariç- hemen hemen Türkler’in tamamını içine alabildi. Bu din
müşterekliği Türklerin büyük birlikler oluşturmasını sağladı. Timur – Beyazıd,
Yavuz-Şah İsmail dönemi hariç Türk birliklerinin karşı karşıya geldikleri
görülmemiştir. ... ..
-Meselâ
Yahudiler millet haline geldikten sonra, ortak egemenlik altında yaşamak
imkanlarını, bir başka ifade ile vatanlarını kaybetmelerine rağmen iki bin yıl
varlıklarını sürdürmüşlerdir. Ama Türkler nerede egemenliklerini yitirmişlerse,
birkaç yüz yıl sonra varlıklarını kaybetmişlerdir. ... ..
Milletler ve Özellikleri
-Türk
milleti ... .. pek çok milleti egemenliği altına almasına ramen ... .. Roma’da
ilk Hıristiyanların aslanlara parçalatılmasından alınan vahşi zevkler ...
.. Kan dökücülüğüyle tarihte hep örnek
gösterilen Cengiz han’ın eşleri değişik dinlerin mensuplarıydı... .. Amerika’da yerlilerin kökünün kurutulması,
İspanya’da Müslümanlardan sonra Yahudilerin doğranması, Fransa’da Calvinistlere
tüyler ürpertici işkebceler yapılması... ..
Milliyetçilik
Milli
Karakter
Millet ve
Din
Tarih
Şuuru ve Milliyetçilik
Milliyetçilik
ve Milli Kimlik
Milliyetçilik
ve Humanizm
*Millet ve Türk Milliyetçiliği – Mehmed Niyazi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder