Roman
geceyarısı New York’tan kalkıp Buenos Aires’e gidecek olan büyük yolcu
vapurunda başlıyor. Stefan Zweig’in sürükleyici bir dille kaleme aldığı 87 sayfalık
öykü bir solukta okunabilecek nitelikte. Kısa alıntıları paylaşalım:
-...
papaz, okuma yazma bilmeyen öğrencisine iki el oyun için meydan okumaktan
kendini alamadı. Mirko onu da rahatlıkla yendi. Ağır ağır düşünüp taşınarak,
kararlı bir biçimde oynuyordu, geniş alnını tahtadan bir kez bile kaldırmadı.
Ama karşı konulmaz bir kesinlik vardı oyununda; ileriki günlerde ne jandarma
çavuşu ne de papaz ona karşı bir el kazanmayı başaramadılar. Öğrencisinin
normalde yaşadığı zekâ geriliğini herkesten daha iyi bilecek durumda olan
papaz, bu tek yanlı tuhaf yeteneğin daha çetin bir sınava ne kadar dayanacağını
ciddi olarak merak etmeye başladı. ... .. , küçük komşu kente götürdü onu, ana
meydandaki kafenin bir köşesinde tutkulu satranç oyuncularının toplandığını biliyordu.,
... .. Papaz, ... .. kırmızı yanaklı oğlanı kafeden iterek içeri soktuğunda ,
oturan toplulukta en ufak bir şaşkınlık bile uyanmadı; çocuk satranç
masalarından birine çağrılana kadar, ürkek ürkek yere bakarak bir köşede
dikildi. Mirko, iyi yürekli papazdan Sicilya açılışı denen şeyi öğrenmediği
için, ilk elde yenildi. İkinci elde en iyi oyuncuyla berabere kaldı. Üçüncü ve
dördüncü elden başlayarak hepsini birer birer yendi.
-... ..
Ertesi Pazar günü öğleden sonra satranç salonu tıklım tıklım doluydu. Dört saat
kıpırdamadan satranç tahtasının önünde oturan Mirko, tek sözcük etmeden ve
başını bile kaldırmadan oyuncuları birbiri ardına yendi; en sonunda eşzamanlı
bir oyunda, tek başına farklı oyuncularla karşılaşması gerektiğini bu cahilin
kafasına sokabilmek biraz zaman aldı. ... ..masa masa
dolaştı ve en sonunda sekiz elden yedisini kazandı. .....
*Satranç – Stefan Zweig
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder