-Sema
Maraşlı önceki kitaplarında olduğu gibi; iletişim becerilerinin artırılmasını
destekleyici öykülerle hazırlamış kitabını. Kısa alıntılardan dersle çıkarmak
mümkün;
-... .. Bir
erkeği tenkit edersen senden uzaklaşır. Bir erkeğin, tenkidini kabul edeceği
tekk kadın annesidir. ... .
-Emrederek
konuşma. Erkekler bundan nefret eder. Yapacaklarını sürekli ona hatırlatma. Bir
de sözlerinin altındaki mesajlara dikkat et. Sen ne diyorsun kocan ne anlıyor?
Önemli olan onun ne anladığı. ... ..
-Erkekler
için sevgi, kabul görmektir, ekseriyetle. Olduğu gibi sevilmek ister erkekler.
Eşlerinin onları eleştirmesine pek tahammülleri yoktur, çünkü sevilmediklerini
düşünürler ve ayrıca kendilerinin değiştirilmeye uğraşılmasından hiç
hoşlanmazlar. kadınların da en büyük isteği kocasını değiştirmektir.
-Bir de
şahsi tercihler, istekler vardır. Erkekler çok önemsediği konunun karısı
tarafından da önemsenmesini ister. ... ..
-Biriktirdiğimiz
kırgınlıklar, kızgınlıklar, hayat enerjimizi tüketiyor, bizi ağırlaştırıyor.
... ..
-Affetmedik
ama usulen konuşuyorsak yaptığını hatırladığımızda ya da onu gördüğümüzde
sinirleniyorsak, sadece kendimizi kandırıyoruz demektir. Böyle hilelerle boş
yere kendimizi kandırmayalım. Bizden istenen affetmemiz. Affetmek kendimize
yapacağımız en büyük iyiliktir. Affetmemek ise kendimize yaptığımız en büyük
kötülük. ... ..
-Affedebilmenin
en iyi yolu kızmak yerine acımak. ... ..
-... .. sevdiğimizi
sürekli peşimizde bir koşar, iki koşar, sonra yorulur. Kaçar gibi yaparken bir
dönüp bakarız ki kovalayan filan kalmamış, sevdiğimizi kaybetmişiz. ... .
-Kişiye
göre formül üretebilmeliyiz. Yüz ki,şiye aynı formülü uygulamamalı, yüz kişi için
yüz çeşit formülümüz olmalı. Bu formülleri geliştirirken de karşımızdaki insanı
tanımalı veona göre formül oluşturmalıyız.
-... ..
Ayşe’de işe yarayan formül Fatma’da aksi tesir yapabilir. Ya da eşinizle
ilişkilerinizde beş yıl önce işinize yarayan mutluluk formülü , sizin için
artık mutsuzluk sebebi olabilir. Siz ya da eşiniz değişmişsinizdir, o zaman
formülünüzü değiştirmeniz gerekir. Ciddi iş, dikatli olmak gerekir. ... ..
-Her kadının
içinde de küçük bir kız vardır hiç büyümeyen. Erkeğin arada bir o küçük kızı
şımartması, sevindirmesi
gerekir.... ..
gerekir.... ..
-Bir erkek
kadına nasıl dokunulacağını bilmeli. Tatlı sözlerle kadının gönlünü okşamadan,
kulağına güzel sözler fısıldamadan, bedenine dokunmamalıdır. ... ..
Küstüm Oynamıyorum
Kadın-Erkek Farklılığı
-... ..
Evliliklerde mutlaka siyaset olmalı. “Sen sensen ben de benim!” diye odunluk
yapmanın hiç lüzumu yok.
-Zaten
siyaset nedir? Söylediğine inanmasan da yapamayacak olsan da seçmeni mutlu
etmek için bol keseden atmak değil mi? Tabii, evlilikte çok bol atmamak lâzım.
-Fazladan
atarsan iki tehlikesi var. Birincisi, güven sarsılır; ikincisi her an ense
kökkünde hesap sormak için eşinin nefesini hissedersin. ma dozunda ve ayarında
siytaset mutlaka olmalıdır. ... ..
-Kadınlar
yüksek sesle konuşmayı ve sesli düşünmeyi seviyor, erkelerse her ikisini de
içinden... ..
-Kadın,
problemlerini eşine anlatınca kendini daha rahatlamış hissediyor. Erkek ise,
kadından duymak istediği şeyi duymayacağını biliyorsa konuya bile girmiyor. ...
..
Detaycı Kadınlar
-... ..
Kadın ve erkeğin yaratılışlarından gelen en büyük farklılığı iki tarafın da
kaçırması. Bu en mühim farklılık şu: Erkekler bütüne bakan, kadınlar detaya
bakan kişiler olarak yaratılmış.
-Küçük
şeyler, kadınlar için çok değerliyken, erkekler için pek ehemmiyet arz etmiyor.
Kadın ve erkek birbirini tamamlıyor aslında.
Biri bütünü, biri detayı görünce ekik parçalar tamamlanıyor. Aile ve
toplumda düzeni sağlaması gereken bu hal neden huzursuzluğa sebep oluyor? İki
tarafın birbirini tanımak için bir parça gayret göstermesi yeter oysa.
-Küçük
şeyler, detaylar önemlidir. Çok güzel bir söz var: “Bir çivi yüzünden bir nal, bir nal yüzünden bir at, bir at yüzünden
bir süvari ölür.”
-... ..
Kadınlar ocakta beş çeşit yemek yaparken, bir yandan televizyon seyredip, bir
yandan telefonla konuşur, öbür taraftan da çocuğuna bakabilir. Kadının, gözü,
eli, ayağı, çenesi, kafası aynı anda çalışıp farklı şeyler yapabilirler. Ahtopot
gibidir kadınlar.
-Sevgili
peygamberimiz zamanında kadınlar savaşta, barışta, ticarette, ilmî ve sosyal
çalışmalarda hep katılımcı olmuşlar. İslam kadını hiç bir zaman eve
hapsetmemiş, sedece kadın-erkek arasındaki çekicilikten dolayı bir arada yaşama
hususunda belli sınırlar koymuş.
-Aile
hayatında bu farklılığın sıkıntı olmaması için yapılacak olanlara gelelim.
Öncelikle kadınların, erkeklerin detaycı yaratılmadığını kabulenmesi lâzım. Doğumgünümü unuttu, evlilik yıldönümünde bir
çiçek bile getirmedi, üzgün olduğumu gördüğü halde anlamak için gayret etmedi.
Yemeği yedi eline sağlık demedi. ... ..
-... ..
erkek beyni için bunlar hep detaydır, dikkaini çekmez, ona önemli gelmediği
için anlamaz. ... .. Öyle erkeklerde var ama istisnalar kaideyi bozmaz. ... ..
Erkeğin fıtratını göz önüne almalı. ... ..
-... .. Bütün günü temizlikle geçirip
akşam eşinizin karşısına yorgun çıkmayın ... .. Erkek için mühim olan, karısının
kendine karşı davranışı, güler yüzüdür. ... .. mükemmel ev hanımıno oynamaya
kalkmayın. ... .. Yorulmuyorsanız, bünyeniz kaldırıyorsa ikisini bir arada
yapın. İkisi bir arada olmuyorsa güler yüzlü olmayı tercih edin. ... ..
-... ..
Televizyon programlarının yükünü atın üzerinizden.
-... ..
Çok çeşitli yemekler yapmaya uğraşıp, kendinizi helâk etmenize gerek yok. ...
.. televizyon programlarında her gördüğünüz yemeyi denemeye kalkışmayın. ... ..
-... ..
Çocuklar... .. bu meselelerde de çocuklarınıza sorumluluk verin. Üzerinizdeki
yükün bir kısmını onlara yükleyin. Kendi işiniz yetmiyormuş gibi bir de onların
işlerini yüklenmeyin. Anne babaların
vazifesi çocuklarını mutlu etmek değildir. Anne babaların görevi çocuklarını dünya ve ahiret hayatına
hazırlamaktır.
-Sorumluluk
vermezseniz hiçbir zaman sorumluluk sahibi olmazlar. Yapmayın, yıkın işi
üstlerine,... .. yapacaklardır. Her şeye
yetişmeye çalışıp mükemmel anne, mükemmel aşçı ve mükemmel eş olmaya
uğraşmayın. (Eşinize iyi bir sevgili olmaya uğraşın) Yoksa erken
yaşta yaşlanır, mükemmel bir depresyon sahibi olursunuz. ... ..
-...
..Neden aynı evi paylaşan kadın erkek bu kadar birbirine yabancı durabiliyor... .. Galiba bizim
kültürümüzde fazlasıyla “ayıp” mefhumu var. Neredeyse her şey ayıp. Kültür,
dinimizi bile bastırmış. Oysa dinimizde müminler arasında muhabbet, karı koca
arasında muhabbet hep teşvik edilmiş. ... ..
-... ..
çoğu zaman karı koca kendileri de öyle görmedikleri için çocukların yanında el
ele tutuşmayı, cilveleşmeyi, muhabbet etmeyi ayıp zannediyorlar. Çocuklar anne
babalarının ancak kavga ettiğini görüyorlar. ... ... Büyüyüp evlendikleri zaman
da anne babalarının hayatlarına benzer evlilikler kuruyorlar. Filmlerdeki
aşklara özeniyorlar ama ailede model görmedikleri için öyle sevgi dolu bir
hayat kuramıyorlar. ... ..
Süslü Yatak Örtüleri
Bitmeyen Baş Ağrıları
Tavşan Kaç Tazı Tut
-Kadın
milleti kurnazdır. ... .. Kocaya çaresiz teslim mi olacak? Kadınlar kolay
teslim olmazlar. Bu durumda kadınlar “kocayı
baştan savma taktikleri” geliştiriyor.
-Eğer
hamile olduysa can simidi gibi imdadına yetişiyor. Hamile iken midesi
bulanıyor, ... .. Dindarsa yatma zamanı namaz kılmaya, tespih çekmeye, Kur’an
okumaya başlıyor ... .. Taktikler bu kadarla kalmıyor. “Ay bugün çok işim
vardı, yoruldum... .. Migrenim tuttu, ... ..
-Çoğu
zaman kadın gerçekten de yorgun oluyor. Kendini işe vuruyor. Saatlerce mutfakta
çeşit çeşit yemek yapmaya uğraşıyor. Aslında bunda bir hata var.Adamı çeşit
çeşit yemeklerle güçlendirip sonra da
“Bana dokunma, uzak dur.” demek, yatma zamanı ortadan kaybolmak, Çin
işkencelerini bile geride bırakır. ... ..
-Tabii bu
arada kadın, evde “Aman bir yerim
açılmasın...” diye paspal
vaziyette dolaşıyor ki kocanın aklına muzır şeyler gelmesin. Bütün bunlar işe
yaramayıp yakalandıysa “Aman ne olAcaksa
bir an önce olsun da git başımdan sapık herif!” düşüncesinden dolayı , ölü balık rolü oynuyor. Erkek de
kendini eşine saldırıyormuş gibi hissettiği için mutsuz oluyor.
-Kadın ne
yaptığının farkında olmadan eşine pasif
şiddet uyguluyor. Onun ruhunu yaralıyor. Eşini hiç reddetmeyen fakat istemiyorum da mecburum mesajı
veren kadın da farkında olmadan şiddet uyguluyor.
-Aslında
kadın kocasından önce kendi ruhunu yaralamış oluyor. Kendini aşağılanmış
hissediyor, acı çekiyor, üzülüyor. Bu şekilde ya sevgileri tükeniyor ya da çok
sevdiği kocasıyla mutlu olamamasının ıstırabını duyuyor.
-Peki,
böyle davrandığı için kadını suçlayabilir miyiz? Hayır. Çünkü öyle
yetiştirildiği, hiçbir eğiitim almadan evlendiği için öyle davranıyor. Erkeği suçlayabilir miyiz? Hayır. O da eşine
nasıl yardımcı olacağını bilmiyor. Söylüyor, anlatmaya çalışıyor ama karısı onun
kendi keyfi için ön yargılı davrandığını
düşündüğünden ondan yardım almayı reddediyor.
-Bu
konunun önemini vurgulamak için topluma
yön veren kadın yazarların, psikologların, doktorların, vaizelerin,
öğretmenlerin yardımlarına, birlik olmalarına
ihtiyaç var. ... .. sıkıntı dindar kadın sorunu değil, genel olarak Türk
kadınının ortak meselesi. Sadece, dindar kadınlar taktik bölümünde dini
kullanıyorlar, o kadar.
Telkinle Tedavi
Telkin ve Din
Damdan Düşme Meselesi
Oğluma Nasihatler
-Canım
oğlum, ... :. sana bu mektubu şimdiden yazıyorum.
Sözlerimi
ciddiye al. Sen bir erkeksin, kadınları anlamak için bir kadının yol
göstericiliğine ihtiyacın var. Sana kadınlar
hakkında biraz bilgi vermek istiyorum:
-Kadınlar
hem çok kolaydır, hem çok zordur oğlum. Nasıl davranacağını bilirsen kolaydır,
bilemezsen zordur.Ne demiş yaşar: “Kadın
ne gül goncasıdır ne diken. Koklamasını bilirsen gül, tutmasını bilmezsen
diken.”
-Rabb’imiz
yüce kitabı Kur’ân-ı Kerim’de, kadını verimli toprağa benzetmiş., erkeği de
çiftçiye. Bunu unutma oğlum, bu çok önemli. Kadınlar verimli topraktır, yeter
ki sen iyi çiftçi ol.
-Toprağa
bir elme çekirdeği dikersin, o sana bir ağaç dolusu elma verir. Sen bir buğday
dikersen o sana bir başak dolusu buğday verir.
Sen ona bir gül fidesi dikersen o sana demt demet gül verir.
-Fakat sen
o verime aldanıp toprağına bakmayı bırakırsan, o verim devam eder zannedersen
aldanırsın. Toprakla ilgilenirsen, ihtiyaçlarını karşılarsan toprak çoşar,
taşar. İlgiyi kestiğin zaman o da yavaş yavaş verimi azaltır. Bunu fark etmez
daha da ilgilenmezsen kuru gider.
-Kadın da
böyledir. İlgilenirsen karşılığını fazlasıyla alırsın. Kadın toprağının tohumu “sevgi”,
suyu “güzel söz”dür. Bu ikisini ondan hiç eksik etme. Bunları eksik
edersen o kadından verim bekleme.
-Kadın demek
sevgi demektir. O sevgi değil midir ki ona dokuz ay karnında evlât yüükünü seve
seve taşıtır, sonra da seve seve büyüttürür.... Kadın severse her yükü taşır.
-Kadınlar hem
çok güçlüdür hem de çok zayıf. Taşsız toprak bulmak zordur. Kadınların taşları da huysuzluklarıdır. Kimi
çok taşlıdır, kimi az taşlıdır. Kendine hayat arkadaşı seçerken az taşlı
olanını seçmeye gayret et. Seçtikten sonra da toprağını tanı, iyi çiftçi ol,
her toprata her şey yetişmez, o toprakta ne yetişeceğini iyi bil. Ekip diktiklerine
dikkat et. Toprağa limon ağacı dikersen o da sana ağaç dolusu limon verir.
Hayat ekşimtırak geçer sonra.
-İşte sana
bu bilgileri hayatın ekşimtırak geçmesin diye, bir erkek olarak kendi üzerine
düşenleri iyi yap diye veriyorum.
-Kadınlar
hassastır, çabuk kırılırlar. Bu yüzden konuşurken sözlerine dikkat et. Ona ne
kadar kızarsan kız, asla fiziğiyle alay
etme, onda kusur bulma. O kendinde kusur bulsa bile , sakın onun kusurlu
olduğunu kabul etme. Sen güzel olduğunu söylediğin müddetçe o kendini güzel hissedecek
ve daha da güzelleşecektir.
-Kadınlar için güzellik önemlidir. Her
kadın güzel olmak ister. Güzel değilse bile sevdiğine güzel görünüyor olmayı ister.
-Kadınların
yaptığı ev işleri erkeklere genellikle kolay ve önemsiz gelir. Kadınlar küçük
gibi görünen pek çok işi yaparak aslında büüyük iş yaparlar. Eşinin yaptığı
işleri küçük ve hor görme. Yaptığı işleri takdir et, ihtiyacı olduğunda ona
yardım et.
-Senin on
beş dakikada yediğin yemeği yapmak için kadın kaç saat uğraşır... Her yemekten
sonra teşekkür etmeyi, ellerine sağlık
demeyi sakın unutma. Sadece yemek değil, bir bardak su da getirse mutlaka
teşekkür et. Teşekkür ettikten sonra onun yüzüne bak ve ne kadar mutlu olduğunu
gör. Onun bütün yorgunluğu senin teşekkürünle uçar gider. Sen teşekkür ettikçe
o yaptığı işleri seve seve, gönüllü yapar. O
zaman üreteceği sevgi elektriği yaptığı yemeğe, demlediği çaya, getirdiği bir
bardak suya lezzet ve şifa olarak geçer.
-Teşekkürü sadece gözünle yapma, davranışlarınla da göster. Arada onu dışarıda yemeğe götür, çok mutlu
olur. Kadınlar dışarıda yemek yemeyi severler. Bunun birkaç sebebi vardır:
Sürekli kendi yaptıkları yemekleri yemekten bıkarlar. Ayrıca kadınlar
romantizmi severler ve dışarıda eşiyle yemeğe gitmek kadına her zaman romantk
bir davranış olarak gelir.
-Yanlız
şunu unutma ki kadınlar için küçük şeyler, incelikler çok önemlidir. Onu yemeğe
götürüp sonra da etrafını seyredersen kdının mutluluğunu gölgelemiş olursun.
Yemek boyunca onun gözlerine bakarak konuş, arada ellerine dokun. Sevgini
hissettir.
Arada
kavgalarınız olacaktır. Fakat ne olursa olsun karına kin tutma. Affedici ol.
-Ona her
zamangüzel sözlerle hitap et.Ona iltifat edecek fırsatları kaçırma. Sen takdir
ettiğin müddetçe o daha çok yapacaktır.
-Kadınlar
için konuşmak çok önemlidir. Kadınlar yaşadıklarını, üzüntülerini,
seevinçlerini paylaşmayı severler. Erkekler
bu hâli çoğu zaman boş konuşma ya da yakınma zannederler, sinirlenirler. Oysa
kadın için konuşmak, paylaşmak, sevgidir. Sen kadının susmasından kork. Bu
tehlike alâmetidir.
-Onun çok
önemsediği şeyleri sen de önemse, sevgi böyle belli olur. Kadın için düşünmek, düşünülmek sevgidir. Onu düşündüğünü belli et. Gün içinde iş
yerinden ara, hâlini hatırını sor, Arada sevgi mesajları gönder. Hastaysa ondan
iş güç bekleme. Bu, kadına hakaret gibi gelir. O kalkıp yapmak istese bile sen
fırsat verme. O zaman işleri sen üstlen, sen ona hizmet et. Kadın için değerli
olduğunu hissetmek çok önemlidir.
-Kulağına
he zaman güzel sözler fısılda. Sevgi
kulakta başlar, kulakta biter. Ona sık sık iltifat et. Yanlız dikkat et,
iltifat ediyorum derken hakaret etme, kalbini kkrma. Erkekler bazen böyle hatalara düşerler. Kadınlar aptal
değildir, durup duruken surat asmazlar. Konuşurken karının yüzü asılırsa, en son
söylediğin sözleri bir gözden geçir ve nerde hata yaptınsa karının gönlünü al.
-Meselâ
birkaç gün bir yere gitti. Döndüğünde “Meğer
sensizlik ne kadar zormuş; soğuk yemek yemekten bıktım, mutfakta bulaşık,
banyoda çamaşır yığıldı, ütülü kıyafetim kalmadı, bir daha beni bırakıp bir
yere gitme.” gibi evin temizlikçisine yapılabilecek iltifatları karına
yapma. Söylediklerin gerçek olabilir ama her gerçeği söylemek zorunda değilsin. Sadece,
onu çok özlediğini söylemen iltifat olarak yeter.
-Karına
sık sık sarıl, ellerini tutup gözlerine bak. Fakat bunun hemen arkasına onu
yatağa atmaya çalışma. Sonra karın senden uzak durmaya başlar, elini bile zor
tutarsın. Kadın toprak gibidir dedim
ya, kadının cinsî hayatı da toprağın altına gömülü gizli hazinedir. Ortaya
çıkarmak için uğraşmalısın. Küreğin güzel
söz, emeğin sabır olsun.
-Sevişmek birlikte yenen yemek gibidir. Hızlı
yersen de karnın doyar ama lezzetini alamazsın. Yavaş yavaş, tadını çıkara
çıkara yemek gerekir.
-Kadınlar kurnazdır, arada erkelerin
ağzını ararlar. O tuzaklara düşme. Meselâ “Ben
ölsem ne olacak, senin gibi erkeğin
peşine düşen yüz tane güzel kadın olur.“ gibi bir cümle kurarsa “Bana iltifat ediyor...” diye sevinme.
Aslında sevgini ölçüyor. “Allah korusun,
ben sensiz nasıl yaşarım? Yüz değil, yüz bin kadına değişmem seni.” diye
bir cümle kurarsan imtihanı başarıyla geçmiş olursun. Yanlış cevap verirsen , konuşuyorduk, hiçbir şey yokken bu kadın
niye surat asmaya başladı, diye boş yere düşünürsün.
-Kadınlar
bazen fazla duygusal olurlar, mantksız davranışlarda bulunabilirler. O zaman üstüne
gitme. Sakinleşmesini bekle, onunla çok tartışmaya girme ki sana olan saygısını
kaybetmesin.
-Allah
ailede idarecilik görevini erkeklere vermiştir, bu mühim bir mesuliyettir.
İdarecilik bağırarak, çağırarak, surat asılarak yapılmaz. İiyi bir idareci
olmalısın, yuvanı sevgi ve saygı içinde yönetmelisin. Bunun için de gerekli
bilgileri edinmelisin.
-Senin
yuvanda mutluluğu için kadınların konuşma dilini anlatan “Bükçe” diye bir de
hikâye yazdım. Onu da oku, iyice öğren. Dünyadaki en büyük zenginlik
insanınevindeki sevgi ve huuzurdur. Dilerim yuvanda sevgi ve huzur hiç eksik
olmasın Her zaman iyi ol. İiyiliği en çok hak eden de hayat arkadaşındır.
(Tabii önce annendir, beni unutma, ikimizi iyi idare et, birbirimize düşman
etme.) İyilik yapan hiç kaybetmez, sen hep iyi ol oğlum!...
*Kulak Âşık Olurmuş Gözden Evvel – Sema Maraşlı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder