Charles Dickens’ın Fransız İhtilali yıllarını kaleme aldığı; dram, heyecan, gizem ve korku dolu sahnelerle okuru kitaba bağlayan bir roman. … ..
Magna Carta ile iktidarın yetkilerinin sınırlandığı, ekonomik ve sosyal refah içindeki İngiltere….
Sonsuz yetkilerle donanmış krallığı ile ekonomik ve sosyal patlamanın eşiğine gelmiş, ihtilal öncesi Fransa…
Doktor Manette, on sekiz yıllık mahkûmiyetinin sonunda nihayet serbest kalır ve İngiltere’deki kızı Lucie’ye kavuşur. Sürgündeki Fransız aristokrat Charles Darnay ile gözden düşmüş, parlak İngiliz avukat Sydney Carton’ın yolları ise Lucie’ye duydukları aşk dolayısıyla kesişir. Bu aşk hikâyesi, ihtilâl ateşiyle yanan Paris ve huzurlu Londra sokaklarında nasıl yankılanacaktır?.
Çağ
Zamanların en iyisiydi hem de en kötüsü. Akıl çağıydı, hem de budalalık çağı. İnanç çağıydı aynı zamanda, hem de inkâr çağı. Bir taraftan aydınlık, bir taraftanda karanlık bir mevsim yaşanıyordu. Umudun baharıydı, yeisin kışı. Her şeyimiz vardı ama hiçbir şeyimiz yoktu. Hepimiz doğruca cennete gidiyorduk, hem de cehennem. Kısaca o çağ bu devre öyle benziyordu ki sesi en çok çıkan otoriteler iyisiylekötüsüyle ikisinin mukayesesinin, sadece üstünlük bağlamında yapılmasında ısrar ediyorlardı.
İngiltere tahtında koca çeneli bir kralla çirkin smzlı bir kraliçe oturuyordu. Fransa tahtında ise yine koca çeneli bir kralla güzel yüzlü bir kraliçe oturuyordu. Her iki ülkede de gününü zevk ve sefa içinde geçiren, bir elleri yağda bir elleri balda devlet adamlarına göre, her şeyin ilelebet böyle gideceği gün gibi aşikârdı. 1775 yılıydı. O ayrıcalıklı zamanda da manevi esintiler İngiltere’de şimdiki gibi kabul görmekteydi. Bayan Southcott de geçenlerde yirmi beşinci yaş gününü kutlamıştı. Muhafız