9 Ocak 2023 Pazartesi

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu*

Çocuklar Hastahanesi


Öğleye doğru muayene odasının önü doldu. Sıralarda oturacak yer kalmadığı için yeni gelenler ayakta durdular ve anneler, hasta çocuklarını dizlerine oturtabilmek için duvar diplerine çömeldiler.

Karanlık dehliz. Kapalı kapıların buzlu camlarından gelen soğuk ışıkların buğusu, yüksek ve çıplak duvarlara vurarak donuyor.

Saatlerce bekleyenler var. Fakat buna alışmışlar. Az kımıldanıyorlar, hiç konuşmuyorlar.

Dehlizin sonlarında, görünmeden açılıp kapanan bir kapının gıcırtısı. Muşambalara sürtünen bir ayak sesi. Köpüklenerek uçan ve uzaklarda kaybolan bir beyaz gömlek ve iyot, eter, yağ, ifrazat ve saire kokularından mürekkep, terkibi tamamıyla anlaşılmayan bir hastane kokusu.

… ..

(s.67) Küçük Bir Münakaşa

Paşa bana sordu:

-E… Doktor Ragıb’ı nasıl buldun, bakalım?

Bu sualin ehemmiyetini derhal anladım: Ciddî bir danışma. Ben küçükken bile bazı fikirlerime ehemmiyet veren Paşa’nın artık bugün kü düşüncelerimden amelî neticeler çıkaracağını biliyordum.

_Sevimli adam.

Dedim ve durdum. Sözlerimi tanzim ediyordum.

Başka? Başka? dedi.

Kapıdan çıkmak üzere olan yengemin piyano üstünde Bir şey aramak bahanesiyle odada kaldığına ve benim cevabımı beklediğine dikkat ettim.

-Başka? diye biraz düşünür gibi yaptım. Cevaplarım hazırdı.

Devam ettim:

-Kurnaz bir adam. Hilekâr demiyeceğim, aleyhinde bulunma istemem, fakat  basit bir insan.

-Ne gibi?

-Yalnız menfaatlerini sayacak kadar hesap biliyor.

Pekâlâ… Bu adam…

Paşa durdu, yengeme bakıyor, kararını vererek devam etti:

Bu adam bir kızı mes’ut edebilir mi?

-Basit bir kızı mes’ut edebilir.

-Meselâ bizim Nüzhet’i mes’ut edebilir mi?

Ciddi bir muhakeme yapar gibi sustuktan sonra, cevap verdim:

-Hayır!

Hâlâ piyanonun üstünde birşeyler arar gibi yapan yengem, biraz şiddetli bir hareketle bana döndü:

-Niçin? dedi.

Teşhisinden emin bir doktor sükûnetiyle cevap verdim:

Çünkü, Nüzhet’in birçok arzuları vardır ki o adam anlıyamaz.

Yengem, vücudunun birçok parçaları asabiyetle kımıldanarak, sesini yükseltti:

-Ne gibi arzular? Bir genç kız ne isterse bu adam yapabilir: Rahat ettirmek, giydirip kuşatmak, iyi muamele etmek…

-Hayır yenge! Bir genç kız istediği şeylerin bu, binde biri bile değil. Devir değişti. Hele Nüzhet sefalet görmüş bir kız değil ki, rahat etmek, iyi giyinmek onun için saadet olsun. O, zaten rahat. O başka şeyler ister.

-Ne ister?

-Kendine yakın insan ister. Koskoca bir doktorla anlaşamaz. Bu adam Nüzhet’ten on altı yaş büyük.

Yengemin daha fazla sinirlenmesinden çekinerek bahsi kestim:

-Fakat bunlar benim ilk görüşlerim. Siz o zatı daha evvelden tanıyorsunuz, daha iyi bilirsiniz.

… ..

Paşa mırıldandı:

-Nüzhet senin kardeşin. Onunla beraber büyüdünüz. O senin kardeşin!

Birdenbire hiç beklemediğim bu sözler karşısında hayretimi gizlemedim. Bu bir ihtar! Her şeyi bilen bir adamın ihtarı. 

Büyük bir cesaretle sordum:

-Yani?

-Sen onun iyiliğini istersin ve rastgele evlenmesini arzu etmezsin:

Te’vil mi ediyordu? Tasdik ettim.

... ..



*Dokuzuncu Hariciye Koğuşu  &  Peyami Safa

Ötüken Neşriyat


 

3 yorum:

  1. İttihat ve Terakki yılları... seçkinlerin siyasi tartışmaları arasında Fransız hayranlığının hakim olduğu dönem...

    YanıtlaSil
  2. Hastalar ve hastane yaşamındaki psikolojik ortam arasında kalan kısa bir aşk öyküsü...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Genel insan psikolojisi için geçerli olan; ama hastaların tedavi süreçlerinde daha da önem kazanan şefkat ve moralin etkisine de vurgu yapılıyor.

      Sil