18 Eylül 2023 Pazartesi

Tılsımlı Deri*

… ..

… … Kâğıt karıcı  ve bankocu oyuncuların içlerine işleyen donuk bakışlarını masanın etrafında gezdirerek tiz sesiyle, - “Bahislerinizi koyun!” derken, genç adam salonun kapısını açtı. Kimse böyle bir şeyi beklemiyordu! Bu mechul kişiyi fark eden umarsız ihtiyarlar, taşlaşmış görevliler ve fanatik İtalyan da dahil olmak üzere tüm oyuncular, tasvir edilmesi kolay olmayan ürkütücü bir duygunun etkisiyle sarsıldılar. Acıların sessiz kalması, yıkımların yüze neşeli bir ifade vererek saklanması, umutsuzlukların soğukkanlılıkla gizlenmesi gereken bu salonda merhamet ya da sempati duygusu uyandırmak için çok bahtsız olmak, veya yürekleri titretmek için çok ürkütücü bir görüntüye sahip olmak gerekmiyor muydu? İşte, genç adam içeri girdiğinde, salondakilerin taşlaşmış yüreklerinde tüm bu duyguların yeni bir karışımı canlandı. Ama  Deverim’in bir işaretiyle birlikte baltalarını sarı saçlı  bakirelerin boyunlarına indiren cellatlar bile bazen bir an için olsun gözyaşı dökmezler miydi?

Oyuncular daha ilk bakışta acemi delikanlının yüz hatlarına vuran belli belirsiz bir merhamet duygusunun izlerinin, ihanete uğramış, çabaları suya düşmüş binlerce umudu yansıtan bakışlarının korkunç gizemini fark ettiler! İntihar kararının hüzünlü kayıtsızlığı bu alına donuk ve hastalıklı bir solgunluk veriyordu, acı bir gülümseme ağzının kenarlarında hafif kıvrımlar yaratırken, yüz ifadesindeki boyun eğiş katlanılası değildi. Belki de  sefahatin yorgunluğuyla buğulanmış bu gözlerin derinliklerinde nasıl da  gizli bir deha parıldıyordu. Bir zamanlar temiz ve aydınlık  olan bu soylu yüzü bu hale getiren, içki alemlerinin yıpratıcı etkisi miydi? Doktorlar hiç şüphe yok ki, gözkapaklarını çevreleyen sarı halkayı ve yanaklarındaki kızarıklıkları kalp ve akciğerlerde bazı zedelenmelere bağlarken, şairler  bu izleri bilim adına çalışma lambasının ışığında geçirilen uykusuz gecelerle açıklayacaklardı. Ama hastalıktan daha ölümcül bir tutku, bilim ve dehadan daha acımasız bir hastalık, bu gencin yüz ifadesini altüst ediyor, güçlü kaslarına kramplar girmesine neden oluyor, sefahat âlemlerine, bilime ve hastalıklara çok da teşne olmayan yüreğini burkuyordu. Bu tuhaf atmosferde, acının tezgâhlarından geçmiş bu insan kılığındaki iblisler ona tıpkı cezaevine yeni gelmiş ünlü bir caniyi karşılarmış gibi saygıyla yaklaştılar. Yabancı oldukları merhamet

duyguları canlanmış, gözlerinin derinliklerinde derin bir sızı belirmiş bir halde, sessiz ironisinin yüceliğinde zarif giysilerinin yıpranmışlığında, prenslerinden birini selamladılar. Genç adamın üzerinde şık bir frak vardı, ama yeleğinin ve kravatının kavuşma yerleri, içinde gömlek  bulunmadığını fark ettirircesine tutturmuştu. Bir kadınınkini anıran zarif elleri iki günden beri eldiven takmadığı için pek de temiz sayılmazdı. ...

... ..

… ..

… …   sonuç olarak hiçbir şeyi gözümde büyütmediğim için her şeye sahip oldum. Tek tutkum görmekti. Görmek bimek demek değil mi? … .. Maddi bir mülkiyetten geriye ne kalır? Bir düşünce. … .. Her şeyi gördüm, ama yorulmadan, dingin bir şekilde; asla hiçbir şeyi arzulamadım, her şeyi bekledim. Evrende bana ait bir evin bahçesindeymiş gibi gezindim. İnsanların keder, aşk, tutku, sıkıntı, hüzün olarak adlandırdıkları şeyler benim için düşlere dönüştürdüğüm fikirlerden başka bir şey değildi; onları hissetmek yerine, açıklamaya, dile getirmeye çalıştım, hayatımı altüst etmelerine izin vermek yerine, onları dramatize ettim, geliştirdim, bir iç bakışla okuyacağım romanlardaki gibi eğlenceli hale getirdim. Organlarımı hiç yıpratmadığım için sağlığım hâlâ yerinde. Boşa harcamadığım gücüm sayesinde ruhum ve beynim mağazalarımdan daha düzenli işliyor. … ..  

… ..… .. Madam, bir kadını yalnızca kadın olarak görenler, haremlere yaraşır tüm oda hizmetçilerini bir geceliğine satın alıp ucuza tatmin olabilirler! Ama benim tutkularım vardı, sizinle yürek yüreğe yaşamak istiyordum. Şimdi anlıyorum ki, sizde yürek yokmuş. Bir erkeğe ait olsaydınız onu öldürebilirdim. Ama hayır, onu sevdiğiniz için acı çekebilirdiniz. Ne kadar acı çekiyorum! diye haykırdım. … ..

… ..






Tılsımlı Deri  & Honore de Balzc

Özgün adı : La Pearu de Chargrin

Fransızca aslından Çeviren : Volkan Yalçıntoklu

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

1.Basım Kasım 2009 İstanbu


 *Panorama di Borgio e Pietra Ligure, Liguria, Italia





























*Benvenuto_Cellini_Florence_Uffizi





































*benvenuto-cellini-mercure-statue-bronze-1553-palais-musee-bargello-florence-italie

***Village festival, 1645, oil on canvas - David Teniers the Younger 

Smokers in an interior
, c. 1637, oil on panel

David_Teniers_-_Card_Players_L08033-21-lr-1




























El_archiduque_Leopoldo_Guillermo_en_su_galería_de_pinturas_en_Bruselas_(David_Teniers_II)






























Frans_van_(dit_le_Vieux)_Mieris_-_Le_chant_interrompu_,_portrait_de_l'artiste_et_sa_femme_-_PDUT915_-_Musée_des_Beaux-Arts_de_la_ville_de_Paris




































































Willem_van_Mieris_001

Rosa_-_Music,_1641



































Salvator_Rosa
_-_Heroic_Battle_-

Jean_Goujon
_Louvre_Seurre_l'aîné_(adjusted)




































Nicolas_Poussin
_-_La_Mort_de_Germanicus

Nicolas_Poussin_
-_Helios_and_Phaeton_with_Saturn_and_the_Four_Seasons

Nicolas_poussin
,_adorazione_del_vitello_d'oro,_1633-34FXD  Altın buzağıya tapılış

Nicolas_Poussin_-_Le_Passage_de_la_mer_Rouge  Kızıl Deniz'i geçiş 


The 
Madonna of the Stairs (1490–1492), Michelangelo's earliest known work in marble


Michelangelo,_madonna_della_scala,_1491_ca,_01


































Claude Lorrain Louvre_Claude LorrainGellee_port_au_soleil_couchant-_INV4715_rwk
Pantheon-raphaels-tomb



Raphael_-_Von_der_Ropp_Madonna
Kutsal Bakire ve Çocuk İsa ile Aziz Jerom ve Aziz Francesko
(Madone von der Ropp)
































Gerrit_Dou
_-_Girl_Chopping_Onions_-_Google_Art_Project  - (
Gerard Dow)




































Dou,_Gerrit_
-_A_Woman_playing_a_Clavichord_-_Google_Art_Project





































Gérard_Dou








































Gerrit_Dou_(Dutch,_1613–1675),_Sleeping_Dog,_1650._Oil_on_panel

Gerard_Dou_-_Girl_with_a_Candle_at_a_Window_1930.21_joven-ventana-vela






































Gerard_Dou_-_The_Moneylender_-_WGA06649






































Gerard_Dou A Young Woman at her Toilet, 1667, Museum Boijmans Van Beuningen
































*Mephistopheles[a] , also known as Mephisto,[1] is a demon featured in German folklore. He originally appeared in literature as the demon in the Faust legend and has since become a stock character appearing in other works of arts and popular culture.


*Demon, Hristiyan edebiyatında kötü niyetli doğaüstü varlık taifesidir. Terimin kökeni eski Yunancada tamamen farklı anlamlarda kullanılmış olan daimon sözcüğüdür.[1]

Avrupa’da papazlar uzun süre, garip davranışlar gösteren kimselerde ve obsesyon olaylarında, hastanın vücuduna cinnînin girdiğini sanmışlar ve bu yaratığı kovmak üzere çeşitli uygulamalarda (egzorsizm) bulunmuşlardır. Spiritüalistlere göre, bu tür olaylarda cin zannedilen şey, spatyumun teşevvüş halindeki bedensiz ruhlarıdır.

Orta Çağ’da majiyle uğraşan bazı kimseler cinnîleri sınıflandırma çalışmasına girişmişlerdir ki, bilimsel dayanağı olmayan bu çalışma cinnîlerin İngilizce isimlendirmesinde yola çıkılarak Türkçede demonoloji olarak adlandırılır.



Rafael
_-_ressureicaocristo01  (İsa'nın Yeniden Dirilişi  - São Paulo Sanat MüzesiSão PauloBrezilya)































*Monsieur Philippe I, Duke of Orléans (21 September 1640 – 9 June 1701), was the younger son of King Louis XIII of France and his wife, Anne of Austria. His elder brother was the "Sun King", Louis XIV. Styled Duke of Anjou from birth, Philippe became Duke of Orléans upon the death of his uncle Gaston in 1660. In 1661, he also received the dukedoms of Valois and Chartres.[2] Following Philippe's victory in battle in 1671, Louis XIV granted his brother the dukedom of Nemours, the marquisates of Coucy and Folembray, and the countships of Dourdan and Romorantin.[3]
... ..



Dolci
_San_Matteo




































Carlo_Dolci
_Salome_Head_of_St_John_the_Baptist


































Dolci_
Santa_Caterina_da_Siena



































Carlo_Dolci_
006 Madonna and Child


































Bartolomé_Esteban_Perez_Murillo_008  The Holy Family with a Little Bird

Adoration_of_the_Shepherds,_Murillo_(Prado_Museum) The Adoration of the Shepherds

Apparition of the Virgin to St. Ildefonsus, c. 1660, Museo del Prado
Murillo

































The_Barber_Institute_of_Fine_Arts_-_Bartolomé_Esteban_Murillo_-_The_Marriage_Feast_at_Cana   Birmingham

Jean-Baptiste_Greuze_001

































Jean-Baptiste_Greuze_-_The_lazy_boy

































Mme_

Georges_Gougenot_de_Croissy,_née_Vïrany_de_Varennes   Greuze

































Jean-Baptiste_
Greuze_(French_-_The_Laundress_(La_Blanchisseuse)_-_Google_Art_Project





























La_malediction_paternelle

Jean-Baptiste_Greuze_The_Hermit,_Or_The_Distributor_Of_Rosaries

Rembrandt
_-_The_Anatomy_Lesson_of_Dr_Nicolaes_Tulp

Rembrandt
_Abraham_en_Isaac,_1634      İbrahim ve İshak, 1634


























Rembrandt_-_Moses_with_the_Ten_Commandments_-_Google_Art_Project   
Musa ve On Emir, 1659





















*Aziz Nesin'in Balzac'ın Tılsımlı Deri kitabı üzerine okuma notları: Gereksiz gevezeliklerle dolu » Cafrande Kültür Sanat


*Tılsımlı Deri, Honore de Balzac. Sigmund Freud'un okuduğu son kitap (insanokur.org)

“Genç bir delikanlı, son derece salaş bir kumarhaneye girer. Elindeki tek altının, cebindeki son para olduğu o kadar bellidir ki… Delikanlı, kumarhanelere alışık olmadığını belli eden adımlarla masaya yaklaşır, parasını oyuna sürer ve kaybeder… Artık delikanlı için tek kurtuluş intihardır…

Ancak kendini öldürme planları yaparak yolda giderken, gizemli bir dürtünün etkisiyle, ördüğü bir antikacı dükkanına girer. Antikacı, artık ölümden başka hiçbir arzusu kalmamış bu genç adama tılsımlı olduğunu iddia ettiği bir deri hediye eder. Öyle bir deridir ki bu, sahibinin bütün dileklerini korkunç bir bedel karşılığında gerçekleştirmektedir.”


*Aziz Nesin'in Balzac'ın Tılsımlı Deri kitabı üzerine okuma notları: Gereksiz gevezeliklerle dolu » Cafrande Kültür Sanat



*Arıel : Dürüst, temiz, namuslu.

*Ariel ismi İbranice kökenli bir Erkek ismidir.

Tanrı'nın aslanı.


20 yorum:

  1. Balzac, eserin ilk sayfalarında; kumarda kaybettiği son parasının ardından, Sen Nehri kıyısına intihar etmeye gitmişken önüne çıkan antikacı dükkanını gezinen roman kahramanının karşılaştığı Rönesans dönemi büyük sanatçıların eserlerini hakkında fikir edinmemizi sağlıyor….

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar, antikacıda karşılaştığı son sahneyi (Mephistopheles’in sırıtkan maskesi görünümü olan yaşlı adam) , “Ölüme çok yakın olan genç adam, hayalleri olmadığı için zevkleri tatmayan, mutluluğu bilmediği için acıları yaşamayan bu doğaüstü yaratığın, dünyanın farklı bir katmanında tek başına yaşadığını düşünerek ürperdi.” ifadesi ile anlatıyor

      Sil
    2. Genç adam orada "Tılsımlı Deri" ile karşılaştı.

      Sil
    3. Oryantalizm hakkında derin bilgisi olan, Arapapçayı kendi dili gibi okuyan genç ...

      Sil
  2. Yazar, roman kahramanı Raphael’in ağzından çocukluğunun ve sorun baskıcı babasından bahsederken; Psikiyatrist Prof. Gülseren Budayıcıoğlu’nun sözlerini hatırlatıyor. Budayıcıoğlu yazdığı romanlarında, özellikle yurdum insanını kastederek, “psikolojik sorunlar yaşayanların çoğunda, problemlerinin temelinde öncelikle anne- babalar olmak üzere aile yakınlarının neden olduğu travmaların bulunduğunu, bu durumun betona kazınmış gibi kalıcı izler bıraktığını …” ifade ediyor.
    Raphael de çocukluk travmalarını anlatırken bir çok insanın yaşamından kesitler anlatmakta…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evladını koruma duygusunun sınırlarını korumanın zorluğu ve yirmili yaşlarına gelen bir delikanlının kendi kararlarını kendisinin vermesi arasında seçim yapmak… diğer yanda ise bu sınırların ne kadar içimde kalınacağı ya da haddini aşmanın bedeli arasında sendeleyen toy delikanlı….

      Sil
    2. Gözle görünen yüzünün arka planında ruhunun derinliklerine kadar varan ve daldan dala atlayan hayalleri, hatta sadece düşünce dünyasında zapt etmeye çalıştığı çılgınlıkları arasında gelgitler yaşayan genç delikanlının; okumakla bitmeyen, kelimelere yansıttığı düşünceleri … ..

      Sil
    3. Yirmi altı yaşına geldiğinde de hayata geçiremediği aynı çılgınlıklarını anlatmaya devam eden genç delikanlı ... yine de; "İnsan hayal ettikçe yaşar", ya da "Geleceğe dair ümidi olanlardan korkma, yaşama sevincinin işaretidir." sözlerini doğruluyor gibi...

      Sil
    4. Doğu dillerini bilen, anatomi ve fizyolojiyi öğrenen biri komedi ikincisi “İrade Teorisi” isimli eseri bulunan genç delikanlı…

      Sil
  3. Yoksul ama iyi kalpli Pauline ve zengin ama duyguları endişe verici Foedora arasında ne yapacağını şaşıran genç adam.....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Foedora'nın kalpsizliğe varan tutumu karşısında Pauline'nin halden anlayan, en sıkıntılı anlarda kollayıcı bir çözüm bulabilen bir hanımefendi mukayesesini yapmak gerekiyor....

      Sil
    2. Reddedilişinin acısını unutmak için kendini işe vermek, delicesine çalışmak .....

      Sil
  4. Ölümün çok yakın bir süreiçinde kapısını çalacağını öğrenen genç adamın, eş zamanlı olarak büyük bir mirasa da konmasının ruh dünyasında yansımasını görmek insanı etkiliyor…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevdiği zengin kadın unvanı olan biri ile evleneceğini ima ederek kendisini reddettiğinde kahrolan genç adam artık zengin ve Mösyö Marki Raphael de Valentin olarak anılsa da sonucu görmek için romanın sonunu görmek gerekecek...

      Sil
    2. Ne pahasına olursa olsun, yaşama isteği....

      Sil
    3. Sessizlik içinde sakin bir hayat çözüm olabilir mi? Göreceğiz.

      Sil
    4. Adı "tılsımlı deri"yken artı "uğursuz deri" olarak isimlendirdiği sıra dışı eşya karşında; aklından bile geçireceği en küçük bir isteğinin hayatının daha da kısaltacağını bilmek.... kimseyle görüşmeden, kimseden hatta kendi kendine bile bir isteği inden bile geçirmeden kalan ömrünü kısaltmamak adına her şeyden sakınmak..... çekilir mi?

      Sil
    5. Ve, karşısına çıkan Pauline, hem de babasından kalan büyük miras ve Barones unvanı ile evlenmeye karar vermişlerken ..... "tılsımlı deri"nin küçülmesi ... ömründen biraz daha harcanmış olması.... mutluluk ve takıntı aynı anda...

      Sil
    6. Fransız ihtilali ve sonrasındaki yıllar, diğer bir ifade ile roman kahramanının anlatıldığı dönemde afyonun ağrı kesici ve rahat bir uyku için sakinleştirici ilaç niyetine kullanılması Raphael'in takıntılarının belki de “tılsımlı deri” den kaynaklandığına inandığı korkularını açıklıyor. Bu kaygıları afyon kullanımı ile açıklamak mantıklı geliyor.

      Sil
  5. Yorumcuların kitap hakkındaki olumsuz eleştirilerinden farklı düşünüyorum. Okunması gereken eserlerden biri olarak değerlendiriyorum.

    YanıtlaSil