Taha
Akyolun bu eseri de diğer kitapları gibi bir başucu olarak değerlendirimeli.
Bilgilerinizi tazelemeniz bilmediklerinizi öğrenmeniz için gerekli bir kaynak
kitap.Tekrar tekrar okunabilecek kalitede. Anlaşılması kolay olmayan ve başa
dönmeyi gerektiren bölümleri de var. Her şeye rağmen sürükleyici bir dille
kaleme alınmış.
Aydınlarımızın,
kendini geliştirmek isteyenler okumalı. Ders almak isteyenler için tecrübelerle
dolu. Geçmişten geleceğe uzanan süreçler akıcı bir dille anlatılmış. Felsefeye
merakınız var ise ilginizi çekebilir. Derin düşünmeye başlayabilirsiniz. Okurken
kendinizi zaman ve mekân ötesinde bulabilirsiniz.
Okudukça
farkındalığınız artıyor.
Kitabı
okumamız için gerekçe oluşturabilecek kısa bilgiler paylaşalım:
...
Yükselen Asya
-Amerikalı
yazar Fareed Zakaria’nın Amerika Sonrası
Dünya kitabı!... Kitabın ilk bölümünün başlığı “Diğerlerinin yükselişi”dir ve “Amerika
nasıl başa çıkılabilir?” sorusunun cevabını araştırıyor. Zakaria da
Asya’nın yükselişini kabul ediyor. Artık uluslararası ekonomik ve siyasi
kurumlarda Batı egemenliğinin yürümeyeceğini, uluslararası kurumlarda iktidarın
paylaşılmaı gerektiğini söylüyor. Ama Zakaria’nın önemli bir vurgusu var:
Amerika’nın en iyi
endüstrisi yükseköğretimdir. ... Dünya nüfusunun yüzde 5’ini oluşturan ABD
dünyanın en başta gelen elli üniversitesinin, bilim dallarına göre , yüzde 42
ila yüzde 68’ine sahip olmakla dünya yükseköğretmine hükmetmektedir. Başka
hiçbir alanda ABD’nin avantajı bu kadar rakipsiz değildir. ... ABD milli gelirinin
yüzde 26’sını yükseköğretime yatırıyor; Avrupa’da bu oran yüzde 1,2 ve
Japonya’da yüzde 1,1 olmasına karşılık...
-Bilim,
üniversite çağımızda ne kadar büyük bir stratejik kuvvet, görüyor musunuz?
-Avrupa’yı
mısoruyorsunuz? Doğrusu karanlık olmayan ama pek de parlak olmayan bir gelecek
gözüküyor. Yaşlanan, doğurganlığı duraklamadan öteye nüfus azalmasına dönen, parçalı
karar organları dinamik çalışmayan ve hepsinden önemlisi “küreselleşmeden korkan”, içine kapanan Avrupa’yı XXI. yüzyılın küresel
dünyasında zor günler bekliyor. ... ..
-.....Medeniyeti
Batılılığa eşitleyen XIX. ve XX. yüzyıl geride kaldı. Çin’de piyasa hamlesini
başlatan Deng Xiaoping’e Çinli
kıyafetinden dolayı veya Hindistan Başbakanı Manmohan Singh’e başındaki Sih
sarığı ve hiç kesmediği sakalından dolayı kim gerici diyebilir? Yahut
Malezya’da piyasa atılımının önderi Mahatir Muhammed’e Malezya serpuşu giyiyor
diye gerici mi denildi? ... ..
-Şunu da
gözden kaçırmamak lazım: Gelişen girişimci orta sınıf ve eğitimli nüfus, Asya
topraklarında ekonomik rasyonalizmi geliştirdiği gibi er veya geç ama mutlaka
liberal demokrasiyi de geliştirecektir. ... ..
-Çin’de
demokrasi ve bağımsız yargı yok. Fakat
piyasa ekonomisi toplumda ekonomik ilişkiler ve hareketliliği artırıyor. Bu hem
ihtilafların, hem bürokrasideki suistimallerin artmasına yol açıyor, toplumda
huzursuzluk, protesto hareketleri çoğalıyor. Böylece, Çin’de bu sorunları
çözecek bağımsız yargıya ve köy, şehir gibi mahalli düzeyde demokratik
kurumlara olan ihtiyaç da hızla artıyor. Artık Çinli liderler bu ihtiyacı
açıkça dile getiriyor, mahalli seçimleri teşvik ediyorlar ve hukuk eğitimine
önem veriyorlar. ... ..
Kanuni Süleyman çağı
İki devrim: Okyanus ve sanayi
-... ..
Osmanlı ticaret yollarını tutmak için savaşıyor, masraf yapıyor ve mali buhrana
sürükleniyordu. Avrupalılar ise yine savaş masrafları artmakla beraber,
korsanlık ve sömürge ticaretiyle okyanuslarda adeta vurgun vuruyor, Avrupa’ya
servet akıyordu. 1577’de kıtasına orta boy dört gemiyle yelken açan İngiliz kaptan Drake bu iş için 5000 sterlin
harcamış fakat üç yıl sonra İngiltere’ye 1,5 milyon sterlin değerinde gümüş,
altın ve inciyle dönmüştü.
-1591-1600
yılları arasındaki 9 yıl içinde Amerika kıtasından Avrupa’ya 19 milyon gram (19
ton) altın ve 3 milyon gream (3 ton) gümüş taşındı.
-Halbuki
1570’li, 1580’li yıllar Osmanlı’daki iktisadi canlılığın “tersyüz olmaya
başladığı”, devletin mali bunalımı daha ağır hissetmeye başladığı dönemdir. ...
..
-Şehir
hayatı ... ticaretin gelişmesi ... .. giirişimciliğin artması... ..
-Sanayi
devrimi... .. Avrupa’ta korkunç bir kudret, tüm Asya ve Afrika’ya ise felakeet
getirdi ... ..
-Yayılan
Avrupa sömürgeciliği ... ... köle ticareti... ..
-Osmanlı’nın
Çatalca’ya kadar gerileyişi... ..
-İzleyen
yüzyılda iki chan savaşı... ..
Yükselen Asya
G-7: ABD,
Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Kanada
E-7(Emerging/yükselen ): Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya, Türkiye, Endonezya,
Meksika
Yükseleşin
7 temeli
1.Piyasa
ekomisi
2.Bilim ve
Teknoloji
3.Meritokrasi...
.. liyakat ilkesi...
4.Pragmatizm
5.Barış
kültürü
6.Hukuk
devleti... .. öngörülebilirlik... ..
7.Eğitim
Batılı ve Doğulu değerler
İslamda bilim tartışması
Geometri ve din
İslam’da bilimlerin doğuşu
... ..
-İbni
Haldun (1332-1406) ... .. “Mukaddime” ... ..”Hatıralar” ... .. “Fizik” adlı kitabı...
-İbni
Rüşd... ..
İslam medenyeti ve Akdeniz
Kervan deyip geçmeyin...
Kerevanlarda kitap ve bilginler
-Kervan ve
gemi hem iletişim hem ulaşım aracıdır. ... ..
-... ..İslam’ın
ticari ve ilmi gelişme çağı olan VIII. yüzyıldan başlayarak XIII. yüzyıla kadar
olan dönemdeki girişimci-tüccar, ... .. “piyasa ekonomisi”nin ve “para
ekonomisi”nin girişimcisidir.. tarımsal ekonomiyi ilerici bir ticarileştirmeye
dönüştüren insandır. ... ..Şeker pancarından rafine şeker üretimi, pamuk
tarımı, tahta ve takstil ürünleri... .. bu dönemin Müslüman tüccarları için
“kapitalist” demenin ... olmayacağını vurguluyor. ... .. Bunlar uzun mesafe
ticareti yapıyorlar. Çin’den Fas’a uzanan İslam dünyasında hangi ürünü nereden
almanın, nerede satmanın daha kârlı olacağını hesap ediyorlar.
-... ..
gidiş gelişi iki üç yıl süren Çin ticareti Müzlüman tüccar denizcilere çok
cazip gelmişti.Çin’e Ortadoğu ürünlerini götürüp satıyorlar, porselen gibi Çin
ürünlerini getiriyorlardı. Bunun “riski ve kârı yüksek” olduğu için Müslüman
tüccarlarca büyük ilgi görüyordu. Hindistan, Cava ve Sumatra’dan (Endonezya)
ticari gemilerle malların büyük bölümü Mezopotamy kent ve kasabalarında
tüketilirdi. Akdeniz’deki İskenderiye, Antakya, Lazkiye, Tarablusşam, Cebel,
Sayda, Sur ve Akkâ limanları Müslüman ve Hristiyan Akdenizli tüccar gemileriyle
doluydu. ... ..
-... ..
sermaye birikimi “kapitalist” ise bunun arkasında rasyonel üretim ve pazarlama
vardır, ticaretle ilgili bir hukuk vardır. Define bularak veya soygun yaparak
değil ticaretle para kazanmak isteyen kapitalist tüccar başta matematik olmak
üzere bilimlere ilgiden öte ihtiyaç duyacaktır; hesabını kitabını yapmak için,
uçsuz bucaksız denizlerde ve çöllerde yön tayini için... Güvenilir kurallara
ihtiyaç duyacağı için hukuk sistemi de gelişecektir.... ..
-Vakıf ...
.. İslâm’ın bir şahaseridir ve güçlü vakıfların temelinde elbette güçlü ekonomi
vardır. ... ..
Akılcı Mutezile ve burjuvazi
-... ..
Gelişme çağlarında İslam dünyasında “Mutezile”
adlı rasyonalist kelam okulu en çok tüccar sınıfında taraftar bulmuştur!
“Ticari sermaye ve İslam” konulu akademi,k eserinde Mahmood Ibrahim , Peygamber
Efendimizin ticareti nasıl teşvik ettiğini ayrıntılı larak izah ediyor... ..
İslam’da bilimler neden söndü?
-... ..
İslam medeniyetinin doğup yükselmesini engellemeyen İslamiyet, durup dururken
onu niye karanlığa boğsun? Başka sebepler olması gerekmez mi? ... ..
-Avrupa
XI. yüzyılın sonuna doğru Akdeniz’i yeniden fethetmeye, İslamda bu denizden
sağladığı faydayı kaybetmeye başladı, ... .. VIII. ve IX. yüzyıllarda Akdeniz’i
Müslümanların fethetmesiyle bu denizi kaybeden Avrupa’nın geriye çekilip kendi
içine kapandığına inanmıştı. Şimdi ... tez tersine işliyordu. XI. yüzyılda Akdeniz İslam’a kapanmaktaydı;
... ..
-Onun
içindir ki Rönesans İtalya’da başlayacaktı; çok sonraki yüzyıllarda sanayinin
ortaya çıkacağı İngiltere’de değil... Devrim’in patlayacağı Fransa’da, fabrika
medeniyetinin örneği olacak Almanya’da da değil...
Akdeniz darbesi
-Haçlı
seferleri...
1805’te
İspanya’da reconquista (yeniden fetih) başlıyor...
-Toledo
Müslümanların elinden alınıyor... ..
-Baş hedef
Kudüs... .. Haçlı Seferleri Doğu’da Antakya’yı; Suriye limanları Lazkiye,
Trablusşam, Beyrut, Sayda, Yafa’yı; Mısır’da Dimyat L,manı’nı Müslümanlardan
alıyor.
-1095
yılında başlayan Haçlı Seferleri 1270 yılına kadar 175 yıl içinde sekiz defa
yapılacaktır. ... ..
-Anadolu’dan
geçen Haçlı kolu, Urfa’ya kadar uzanmış ve o zaman çoğunluğu Hristiyan olan yerli halkla birleşerek
bölgede Urfa Haçlı Kontluğu’nu
kurmuşlardır. Urfa’dan aşağıdoğru Antakya’da, Trablusşam’da, Kudüs’te Haçlı
krallık ve kontlukları kurulmuştur. Bunların kurulmsında en önemli etken,
Akdeniz’den gelen Haçlı donanmaları olmuştur.
-...
.yerli Hristiyanlar bir süre sonra Latin
zulmünden illallah diyerek Müslüman idaresini özleyeceklerdir. ... ..
-Endülüs meneniyetinin çöküşten öteye yok edilişi ... .. 1492’de Müzlümanların ve Yahudilerin İspanya’dan tamamen kovulması...
..
-Haçlı
Seferleri sırasında İslamın .. kahramanları... .. Selahaddin Eyyubi... .. Kılıç
Arslan... .. İmameddin Zengi ve oğlu Nureddin Zengi. ... ..
-Haçlı
Seferleri’nden başlayarak Avrupa’nın Akdeniz ticaretini ele geçirmesi, Venedik,
Cenova, Pisa, Mi,lano gibi İtalyan şehir
devletlerinde muazzam bir sermaye birikimine yol açacak, bu da burujuva
sınıfını geliştirecekti. Rönesans’ın
temelinde bu tarihi süreç vardır. ... ..
Moğol felaketi
-İslam
medeniyetine inen diğer büyük darbe
-Selahaddin
Eyyubinin Kudüs’ü alışından 20 yıl önce... .. 1167 yılında dünyaya gelen
Timuçin, geleceğin CengizHan’ı...
...
-İlk
akınını 1211’de Çin’e yaptı... ..
-12118’de
Orta Asya Türk devletlerinden Harizmşahlar’ın üzerine yürüdü, İran ve
Azerbaycan’a girdi... ..
-Bir Moğol
kolu Rusya’ya girip Kiev’e kadar... ..
.. ..bir
kolu 1240’da Macaristan ve Polonya’ya kadar ilerledi ... ..... ..
-Ardından
Anadolu’ya saldırdı, 1243’de Kösedağ Savaşı’nda Selçuklu ordusu mağluo oldu...
..
-1251-1259
arasında İran, Suriye ve Mezopotamya’yı istila ettiler. ... ..
-Cengiz’in
torunu Hulagu Han... .. karısı Dokuz Hatun mutaassıp bir Nasturi Hristiyan’dır
ve Müslümanlara karşı kin ve nefret doludur.
... ..
Şehirlerin kasabaya dönüşmesi
-Bağdat’ta
ve Moğolların girdiği her yerde âlimlerin çoğu öldürüldü, kütüphaneler yakılıp
yıkıldı, yağma edildi. ... ..
-... Avrupa, Haçlı Seferleri’nden altı
yüzyıl önce kavimler göçünü yaşamış, verimli coğrafyası sayesinde ... .. yerleşik feodal düzene geçmişti. ... ..
Hukukta duraklama, fıkhın donması
-...
..Akdeniz’in kaybının yarattığı daralma ve ... .. Moğol istilasının şehir
altyapısının mahvedilip... ..hukuki düşünceyi yüzyıllarca sürecek bir
katılaşmaya itmiştir. ... ..
Hareket Avrupa’da
-... dünya
ticareti okyanuslara kayınca İtalya’da Osmanlı da gerilemeye başladı, okyanus
ticareti yapan Batı Avrupa öne geçti, ... ..
Osmanlı’nın yeri
Bilime açık olmak
-... ..
Gerçi Osmanlı tekrar Akdeniz’i alacaktır ama bu defa da Batı okyanuslara
açılacak, Akdeniz’in ekonomik rolü pörsiyecektir.
-Batı’nın
korsanlık duygularıyla başlayan okyanuslara açılması o kadar önemlidir ki,
pörsüyen Akdeniz medeniyetiyle beraber çöken, sadece Osmanlı değil, bir
zamanlar Rönesans’ın beşiği olmuş İtalya’dır. ... ..
-...
..İspanya’dan agelen Museviler de hem Batı’daki gelişmeleri hem de İslam’ın
İspanya’daki klasik bilim mirasını Osmanlı’ya taşımışlardır. .... ..
Bilim ve “bilmek”
Düşünmek zor iş
Düşünmeye ideoloji engeli
-... .. pozitvizmin, dinin yerine bilime
geçirme girişimi, insanlık tarihinde pozitivist totaliterliklerin kapısını
açtı. ... ..
-Dünya
akımlşarında görülen “yanılmaz lider”in
görüşleri...
-Denemmesi
ve sınanması mümkün olmayan alan, bilimin alanı değildir. ... ..
Bilim, din, ahlak
-Objelerin,
olayların bilgisini ... .. deney, gözlem ve ölçüm metodlarıyla edindikten
sonra, bunun sınırlarını aşmaya başladığımız noktadan itibaren “teori”nin, “felsefe”nin, “ahlak”ın,
“sanat”ın ve “din”in alanına gireriz.
-Ayrıca, hem insanın iç dünyasında, hem tarihi
akışta, hem de fiziki evrenin kendisinde deney,
gözlem, ölçüm gibi nötr bilimsel metodların uygulanamayacğı bir meçhuller alanı vardır.
Merakımız oralara uzanır, bundan kendimizi
alamayız. Ama oralara artık bilimin deney, gözlem, ölçüm metodları işlemez.
-Söz
konusu olan, bugün ulaşamayıp bir gün ulaşacağımız bir objektif bilgi değildir.
-..
fizikçi Sir James Jean... ... ... fakat bir zaman ve mekândaki gösterilen
âleminden (bu) alt tabakaya geçer geçmez, anlamadığımız her hangi bir tarzda
meteryalizmden idealizme ve belki de maddeden
ruha geçer gibi oluruz.
-... .. bilimin durduğu yerde merakımız durmaz.
Bilim adamlarının giderek daha dindarlaşmasının ve fizikle felsefenin daha
fazla ilişkilere girmesinin sebebi, bilimin durduğu noktada insan merakının
durmaması, metafiziğe yöenlmesidir.
-Bilimdeki
bu tür problemler, ... .. katı determinizme dayanan meteryalist evren tasavvurunu sarsmıştır.
-...
..determinizmin sarsılmasıyla... ..
-Objelerin bilgisi olan bilim, objeler âlemiyle
sınırlıdır.
-Bu âlemin sınırını aşan meraklarımızın,
sorularımızın cevapları deneyle, ölçümle araştırılamaz. Öte yandan, bilimin
deneyle, gözlemle, ölçümle ulaşacağı, mesela tıp, mühendislik, astronomi gibi
bilgilere de dini bilgiyle ulaşamayız, dini vecd ya da metafiziklu bu bilgileri
elde edmeyiz.
-Sosyal olaylaı “anlama”nın da yolu,
gözlemdir...
-... iki ayrı âlem: Bilimin “gerçeklik” âlemi ile dinin
ve felsefenin “hakikat” âlemi... İkisi arasında tabii ki geçişler vardır. ...
.. Bir fiizikçiyi bir laboratuvr deneyi
de metafizik “hakikat”e, Allah inancına
götürebilir. Ama nitelik farkı ortadan kalkmaz: Biri maddi gerçekliğin
deneyleriyle, öteki metafizik hakikatin idrakiyle oluşmuştur. ... ..
-“Bilim” kantiteler, yani ölçülüp sayılabilir,
sınanabilir şeyler âlemiyle ilgili...
-“Bilgi”
ise, gözlem, deney ve ölçüm yapılamayan, ancak sezilen, hissedilen, idrak
edi,len, inanılan “kalitatif” âlemle ilgili...
-İki farklı
alan ... .. biri diğerinin reddini gerektirmez. ... ..
Dindar ve dinsiz fizikçiler
-Bilim
objektif ve nötrdür. ... ..
-...
bireylerin ve toplumların ahlaki, manevi, felsefi, estetik değerlere de
kesinlikle ihtiyacı vardır. Yolsuzluğun sebeplerini bilim tespit eder. Ama
öncelikle manevi değerlerimiz yolsuzluğun ahlaken kötü, adalet bakımından
haksız olduğuna ve düzeeltilmesi gerektiğine karar verir! ... ..
-Din, bilim ve siyasi ideoloji
birbirinin yerine ikamesi mümkün olmayan, her üçünün de kendi farklı doğruları
olan alanlardır. Bunlar arasında
geçişler, tadahiller tabiiki olur ama birbirlerinin yerine geçemezler. Böyle
bir iddia, vahim bir totalitarizme yol açar. ... ..
-Akıl bir
tasnif aracıdır. ... ..
Aklın işi düşünmektir ve “tasnif” aşamasında bile aklın işi zordur, büyük
birikim gerektirir. ... .. bilimle
iman arasında , gerçekle hakikat arasında, sosyal olguyla ahlaki değer arasında
tasnif edilemeyen bir “belirsizlik” alanı ve o alanda “tercih”lerimiz (inançlarımız) daima var olacaktır.
-... ”yanılmaz”
bir ideolojiye veya siyasi öndere bağlanmak, başımız her sıkıştığında, aklımız
her karıştığında birilerinin bizim yerimize hazır reçeteler yazdığını sanmak ne
kadar kolay ve ferahlatıcı.
-“Düşünmek “ise zordur, “doğrular”a doğru
gerçekten zor bir yolculuktur.
-Yolda
bizi en çok şaşırtıp yanıltacak kılavuzlarımız, bizzat kendi psikolojimizin putlarıdır; önyargılarımızdır,
kendikaygılarımız, ve özlemlerimizdir. ... ..
Bilgi, ideoloji ve kehanet
----
-Piyasa
yerine bürokrasiyi koymanın ne olduğunu Sovyet çöküşüyle öğrendiğimiz için
Marksizimin bu boşluğu sebebiyle insanlar artık hayallere kapılmıyor. .... ..
-20 Mart
2003 ... ABD Irak savaşını başlattı ...
.. 1 Mart Tezkeresi ... ..
Karl Popper ve açık toplum
Açık Toplum vedüşmanları
... ..
Demokrasi, yanılma-düzelme rejimidir
... ..
Dinozor ve liboş
Bilim ve bilenler
... ..
Şerif Mardin’i dinlerken
Bilim ve üniversite
... ..
Bilimde yükselen ülke
Bilim ve piyasa
Girişimci üniversite
Bilim disiplini
Bilim ve kalıkınma
Stratejik kavram: rekabet gücü
... ..
Anadolu
kaplanları ... ..
XXI. yüzyıl, felaket mi, şans mı?
Türkiye’nin 2013 hedefi
Toplumsal entegrasyon
Türkiye’nin tasarruf sorunu
... ..
XXI.
yüzyılı yakalamak
*Bilim ve Yanılgı – Taha Akyol
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder