Medeniyetten
uzakta bir köye gelen yabancı ve etrafındaki olaylarla başlıyor roman. İnsanın
iç dünyasına göndermeler yapılan 167 sayfalık kitabın satırları arasında
dolaşalım:
-Ahab gece
boyu hançerini bilemiş. Savinuz sabah erkenden uyandığında Ahab’ı yan başında
sızlanır bulmuş.
-‘Benden
korkmuyorsun, beni yargılamadın da. İlk kez biiri, benim iyi biri
olabileceğime, gidecek yeri olmayan herkese konukseverlik gösterebileceğime
inanarak geceyi evimde geçirdi. Sen benim doğru davranacağıma inandığın için
ben de öyle davrandım.
-“Ahab suç
işlemekten o gün vaz geçmiş ve kendini o yöreyi değiştirmeye adamış ... ..”
, elini
sokup altın küşçesini çıkardı. ... .. Altını eliyle tarttı, tahmin ettiğinden
daha ağırdı, külçeyi temizleyince üzerine kazılmış birkaç işaret gördü, iki
tane damga ve bir dizi de sayı vardı... .
-... ..
Yabancı’nın ssöylediği gibi mutlaka
hayatının sonuna dek çalışmadan yaşamasına yetecek kadar olmalıydı. Ellerinin
arasında hayallerini tutuyordu Chantal, hep arzulamış olduğu ve bir mucize
sonucu eline geçen şeydi o. ... .. o an, Chantal’ın hayatındaki en önemli karar
anıydı.
-Hayat,
Chantal’’a hep adaletsiz davranmıştı. Babasını tanımıyordu, annesi lohusa
yatağında ölüp gitmiş, Chantal’ı suçluluk duygusuyla baş
başa bırakıp gitmişti. ... ... Chantal’ın pek çok hayi vardı. ... ..
başa bırakıp gitmişti. ... ... Chantal’ın pek çok hayi vardı. ... ..
-Hayır
altını götürmeyecekti. Bu bir dürüst olup olmama sorunu değildi; Chantal
ansızın korkuya kapılmıştı... .. insan, nereye götürdüğü belli olmayan bir yola girmekten, bilmediği
tehlikelerle dolu bir yaşamdan, alışık olmadığı şeylerin bir daha dönmemek üzee
kaybolabileceğinden korkar. ... ..
-İnsanlar
hem her şeyin değişmesini isterler hem de her şeyin hiç değişmeden sürüp
gitmesini ... ..
*Şeytan ve Genç Kadın – Paulo Coelho
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder