1 Ekim 2016 Cumartesi

Zihinselleştirme ve Psikosomatik *

-Kitap uzman seviyesinde ve konuya ilgi duyanlar için 58 sayfalık el kitabı özelliği taşıyor. Kitabın çevirisini yapan A. Elif Yavuz Sever’in çok anlaşırlığı kolay bir tercüme yaptığını söyleyemeyiz. Kitabın arka yüzündeki tanıtımda yazar Pierre Marty; “Zihinselleştirme, Freud’un çalışmalarında doğrudan ele alınan bir konu, değildir, şüphesiz ki Freud dönemine özgü olarak belirli tipteki patolojik örgütlenmeler ile çalışmıştır: Zihinsel nevrozlar ile klasik zihinsel nevrozlar ruhsal tasarımlar bir bütün olarak zengin görünmektedir. Nitelik ve niceliği ise özellikle dikat çekici değildir.
-Bunula beraber, 1915 tarihinden itibaren Freud’un, bilinçötesini bü
ütünüyle tasarımların göstergesi olarak birinci yerleştirmenin içinde konumlandırdığı zihinsel işleyişin kendisi ve yerine dair keşifleri olmasaydı, şüphesiz zihinselleştirme kavramı da ortaya çıkmayacaktı.” diyor.
-önce çevirenin “önsöz”ünden ve devamında kitapta dikkat çeken bölümlerden kısa alıntıları paylaşalım:
-... .. ilk başta her şey biyolojik temelli olarak düşünülebilir. daha sonra ruhsallığa geçilir. Dürtü de aynen bu şekilde uyarılmaların mirasını devam ettirmektedir. Her bir dönem diğerinin mirasçısıdır. Fiziki uyarılma yerini ruhsal uyarılmaya bırakmaz onun içinde kendi izlerini taşımaya devam eder. Dürtü uyarılmaları da yönetmektedir. Cinsellik Üzerine Üç Deneme bunun en iyi göstergesidir.
-Bu da bize dürtünün puzzle gibi değişik kısımlardan oluştuğunu göstermektedir. ... ..
-... .. Groddeck “altbenlik (id) terimini kullanarak her hastalığın altbenlikten geldiğini bu nedenle her tür problemi psikanaliz ile tedavi ederekhastalıkların tek tip etiyolojisi olduğuna inanır. ... ..
-Pierre Marty ve çalışma arkadaşları o zaman kadar olan tutumlardan çok farklı bir yerden ruh-beden bütünlüğü ve ruhsal süreçleri izleyerek anlama yolunu açar. ... ..
-Marty ve çalışma arkadaşları dürtüyü anlamakta   ve tanımlamakta enerji kavramından hiç bir zaman uzak kalmadılar; ruhsal hayat ve dürtülerin akıbetinde bedendeki temel olan enerjiyi kabul ettiler. Enerjinin izlediği tüm hareketler dürtüyü açıklamaktaydı. Hastaların oral, anal, genital alandaki işleyişlerini dürtüsel bağlarını anlayarak tedavi etmeye çalıştılar. ... ..  Düzensizlşetirici tüm eylemler libidonun azaldığını bize gösterir. ... ..
-... .. hastalık ne zaman oluşuyor, benlik hangi durumda iken bu durum ortaya çıkıyor düşünülmelidir. ... ..
Zihinselleştirme
-Tüm bu kavramların birleştiği zihinselleştirme psikosomatik psikanalalitik yaklaşımın anahtar kavramı omuş ve hastaların ruhsal işleyişlerinin anlaşılmasında en önemli nokta olarak görülmektedir. ... .. Dürtülerin artırdığı gerilimi azaltmak psikomatisyenlerin hedefi olmuş ve zihinleştirmeyi anlamakta yol göstermiştir. ... ..
-İşte elinizdeki bu kitapta Pierre Marty bize zihinselleştirme ile somatizasyon arasındaki bağın psikanalitik açıdan nasıl yapılandığını  göstermektedir (Tevfika İkiz).
Giriş
-Biz bireyler sıklıkla güdülerimizden ve dürtülerimizden gelen belirli bir miktar uyarılmaya boyun eğmek durumundayız.
-Karşımıza çıkan olaylar ve durumlar, ortaya çıkışları az ya da çok öneli olsa da duygulanımlarımız ile ilgili olup, dışarıya akacak ya da boşalacak olan uyarılmaları harekete geçirirler. ... ..
-İçimizde meydana gelen uyarılmalar boşalmadığında ya da dışarı akmadığında, biriktiklerini ve er ya da geç patolojik biçimdeki bedensel yollara gittiklerini varsayabiliriz. ... ..
-... .. Ben özellikle, herkes için farllı işleyen ruhsal aygıtımızın sürekli uyarıları işlemek üzere olan dinamik tarafı ile ilgileneceğim.
Zihinselleştirme
-Zihinselleştirme, ruhsal aygıtın o zamana kadar çalışılmamış boyutlarıyla ilgilenmektedir. <<soz konusu bu boyutlar, bireyin ruhsal tasarımlarının kalitesi ve niceliği ile ilişkilidir.
Tasarımların zaman içinde gelişerek düzenlenmesi
Tasarımların yetersizliği ve uygun olmaması
-Bütün olgularda, öncelikle yeni doğanın daha sonra da küçük çocuğun farklı seviyelede ilerleyen bir düzenlemeye (duygusal, hareketsel, duygulanımsal, sözel) gittiği görülür ve sonuç olarak tasarımların düzenleyici alanında, sözcüklerin tasarımlarının kazanımında var olan yetersizlik ve eksiklik, sembolik ve duygulanımsal değerlere bağlanır.
-Bu eksiklik ya da yetersizlikler ise daha sonra kendiliğinden neredeyse hiç onarılmaz. Özel psikoterapiler sırasında da onarılması muhtemelen çok zordur.
-Bu eksikliğin , zihinsel gerilikte ortaya çıkan eksiklikten tamamıyla farklı olduğunu göz önünde bulundurmak gerekir. Örneğin bazen açıkça zengin olan entelektüel zihinsel üst yapılar da burada yer alabilir. ... ..
Kazanılmış olan tasarımların uygun olmayışı
-... .. Genellikle üç kaynaktan ortaya çıkarlar:
-... .. Az çok erken gelişen ruhsal oluşumları içeren, ideal düzende ve sansürün etkisindeki içgüdüsel veya dürtüsel ağır yükü bulunan tasarımların karşısında , aynı zamanda çatışmalar da söz konusu olabilir. Erotik ya da saldırgan doğası bulunan tasarımların doğrudan ya da dolaylı yoldan bilinçöncesi ve bilinç sisteminde ortaya çıkışları reddedilir, daha sonra ise nitelikleri itibariyle bastırılan ve değiştirilen bu tasarımları, Catherine Parat’ın belirttiği durumlarda ben de özetliyorum.
-İlk olarak, birbirine bağlı olan tasarım ve duygulanımların bütünü artık ortaya çıkmaz.
-İkinci olarak, duruma göre öncekinden farklı bir şekilde uzaklaştırılan tasarımlar, ilkel bir biçimde yeniden ortaya çıkabilir, ... ..   Zihinsel tasarımların bastırılmasının, erotik ve saldırgan bir düzendeki özdeş, içgüdüsel ya da dürtüsel yükleri olan davranışların bastırılmasına genellikle eşlik ettiğini bilmek gerekir.
-Bir de aşağıda taslak olarak belirtilen zihinsel düzensizlikler ortaya çıkabilir: aşırı uyarılmanın her zaman , işlevsel aygıttaki kazanımları düzensizleştirmeye eğilim gösterdiğini biliriz. Bu aşırı uyarılmalar, zihinsel aygıtı ödipal düzenlemedeki genital evre gibi değerlendirilebilecvek olan  en ileri düzeyde etkiler. ... ..
-... .. En kötüsü, bireyin yaşam sisteemleri yeterince belirgin değilse, hiçbir ziihinsel belirti (semptomoloji) ortaya çıkmaz ve ziiihinsel aygıtın kendisi düzensizleşir (burada nevrotik zihinsel düzenlemenin olası daha büyük bir düzensizlik karşısında bir savunma sistemi kurduğunu anlıyoruz). Bu düzensizliğin ilk işaretlerini ortaya çıkarmak ise her zaman zordur. çünkü eksiklikten oluşur ve aşağıdaki olumsuzluklar meydana gelir:
-Gerçek anlamda basınç ve yaşamsal canlılıktaki düşüş ile pozitif belirtilerin  ( özellikle zhinsel semptonların bulunmaması) yokluğu sebebiyle temel depresyon.
-Bilinçöncesinin işlevsel değerinin kaybolması. Bireyin alışılagelen zihinsel yaşamındaserbest çağrışımlarına eşlik edecek olan uygun sözcüklerin tasarımlarıyla artık karşılaşılmaz.
-Böylece, bu farklı kaçınma süreçleriyle, bastırma ve zihinsel düzensizlikler, zihinsel aygıtı, üretilmeye ve birikmeye devam eden uyarılmaları işeleme konusunda yetersiz bırakır (bilindışı alr ama dışarıya iletmez. Bilinçöncesinin önceki kazanımlarına rağmen (ve bunun psikoterapi olularında ortaya çıkma ihtimalinin fazlalığına rağmen) , bu paragrafın başında belirtilen zihinselleştirmenin başlıca yetersizliğini içeren ruhsallığın güvenilmez işlevselliği ile yine de aynı durumda olduğu görülür.
-... .. örneğin astım, egzama, gastrit, ülser, omurga ağrıları, başağılar ve migren. Başka örnekler de verilebilir. Ortak bir şekilde  bütün bu hastalıkla, klasik klinik biçimlerde  “kriz hastalıkları” olarak ortaya çıkmaktadır, işlevsel biçimde konumlanmış olup, kendi başlarına gelişimsel değildir. Kişilerin esas teşhislerinde rol oynamaz. ... ..
-... .. Yerleşen  ilerleyen düzensizliklere karşı en sonunda yanıt olarak ortaya çıkan bedensel duygulanımlar, kalp ve damar hastalıkları, bağışıklık sistemi hastalıkları ve kanser adı altında toplanır. Çeşitli biçimlerdeki gelişimler, kişinin teşhisinde yaşamsal rol oynar.
-Hem iç hastalıkları hem de cerrahiyi ilgilendiren tedavilerin zorunluluğu burada ortaya çıkmaktadır.
-Psikolterapiler kişi için olası en iyi zihinsel işlevi yeniden kurmayı ve zihinselleştirmenin aşırı yoksun olduğu olgularda olası en iyi ekonomik işlevi (zihinsel ve davranışsal) düzenlemeyi hedefler. Gerçekten de bu işlevlerin en iyi seviyeleri deneyimlere göre, biyolojik savunmaların en iyi seviyelerine uygun düşer.
-Kanser olgularına ilişkin psikoterapilerde, başka yerlerde olduğu gibi, hastalığın gelişiminin durdurulması ve hatta tümör kaynaklarının yok edilmesi, kural olarak her zaman benimsenen hadeflerdir.
-Psikoterapiler daima, tıbbi tedavilere olabildiği kadar erken eşlik etmek, yardımcı olmak ve bu terapileri kolaylaştırmakla ilgilidir ve bazı olgularda bu terapilerin yerini almayı hedefler.
-Psikoterapinin var olduğu patalojik tüm bağlamlarda, genelliklegeri dönüşü olan duygulanımlar ya da özellikle gelişimsel duygulanımlar söz konusu olduğunda psikoterapiler –hastalara en az riskle en yüksek derecede faydayı vermek için- uzun bir kuramsal, klinik ve pratik psikomatik formasyonundan geçmiş psikanalistler tarafından gerçekleştirilmelidir.
Sonuç
-Bireysel gelişim sırasında üst üste yığılan zihinsel ve bedensel işlevlerin çalışılması, psikosomatik araştırmanın nesnesini oluşturur. Ortaya çıkan problemlere ilişkin bazı verileri gördük. Sözkonusu bu veriler, tamamıyla açıklanmaktan uzaktır. Bunları daha fazla keşfedip belirginleştirmek için çalışmaktayız.
-Psikosomatik, güncel tıbbın önemli yönlerinden birini temsil eder. Klinik, pratik vekuramsaldır. Pratiği, kaynağını; bedensel hastalıkların önlenmesinde olduğu gibi, daha önce sözünü ettiğimiz ve açıkladığımız bedensel hastalığı olan kişilerin psikoterapilerinden alır.

-Tıbbın diğer önemli alanları, genel ve özel tıp çalışmaları sektörlerinden oluşur. 
*Zihinsellşetirme ve Psikosomatik – Pierre Marty

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder