-Kitap uzman seviyesinde ve konuya ilgi duyanlar için 58 sayfalık el
kitabı özelliği taşıyor. Kitabın çevirisini yapan A. Elif Yavuz Sever’in çok
anlaşırlığı kolay bir tercüme yaptığını söyleyemeyiz. Kitabın arka yüzündeki
tanıtımda yazar Pierre Marty; “Zihinselleştirme, Freud’un çalışmalarında
doğrudan ele alınan bir konu, değildir, şüphesiz ki Freud dönemine özgü olarak
belirli tipteki patolojik örgütlenmeler ile çalışmıştır: Zihinsel nevrozlar ile
klasik zihinsel nevrozlar ruhsal tasarımlar bir bütün olarak zengin
görünmektedir. Nitelik ve niceliği ise özellikle dikat çekici değildir.
-Bunula beraber, 1915 tarihinden itibaren Freud’un, bilinçötesini bü
ütünüyle tasarımların göstergesi olarak birinci yerleştirmenin içinde
konumlandırdığı zihinsel işleyişin kendisi ve yerine dair keşifleri olmasaydı,
şüphesiz zihinselleştirme kavramı da ortaya çıkmayacaktı.” diyor.
-önce çevirenin “önsöz”ünden ve devamında kitapta dikkat çeken
bölümlerden kısa alıntıları paylaşalım:
-... .. ilk başta her şey biyolojik temelli olarak düşünülebilir. daha
sonra ruhsallığa geçilir. Dürtü de aynen bu şekilde uyarılmaların mirasını
devam ettirmektedir. Her bir dönem diğerinin mirasçısıdır. Fiziki uyarılma
yerini ruhsal uyarılmaya bırakmaz onun içinde kendi izlerini taşımaya devam
eder. Dürtü uyarılmaları da yönetmektedir. Cinsellik
Üzerine Üç Deneme bunun en iyi göstergesidir.
-Bu da bize dürtünün puzzle gibi değişik kısımlardan oluştuğunu
göstermektedir. ... ..
-... .. Groddeck “altbenlik (id) terimini kullanarak her hastalığın altbenlikten
geldiğini bu nedenle her tür problemi psikanaliz ile tedavi ederekhastalıkların
tek tip etiyolojisi olduğuna inanır. ... ..
-Pierre Marty ve çalışma arkadaşları o zaman kadar olan tutumlardan çok
farklı bir yerden ruh-beden bütünlüğü ve ruhsal süreçleri izleyerek anlama
yolunu açar. ... ..
-Marty ve çalışma arkadaşları
dürtüyü anlamakta ve tanımlamakta
enerji kavramından hiç bir zaman uzak kalmadılar; ruhsal hayat ve dürtülerin
akıbetinde bedendeki temel olan enerjiyi kabul ettiler. Enerjinin izlediği tüm
hareketler dürtüyü açıklamaktaydı. Hastaların oral, anal, genital alandaki
işleyişlerini dürtüsel bağlarını anlayarak tedavi etmeye çalıştılar. ...
.. Düzensizlşetirici tüm eylemler libidonun
azaldığını bize gösterir. ... ..
-... .. hastalık ne zaman oluşuyor, benlik hangi durumda iken bu durum
ortaya çıkıyor düşünülmelidir. ... ..
Zihinselleştirme
-Tüm bu kavramların birleştiği zihinselleştirme psikosomatik
psikanalalitik yaklaşımın anahtar kavramı omuş ve hastaların ruhsal
işleyişlerinin anlaşılmasında en önemli nokta olarak görülmektedir. ... ..
Dürtülerin artırdığı gerilimi azaltmak psikomatisyenlerin hedefi olmuş ve
zihinleştirmeyi anlamakta yol göstermiştir. ... ..
-İşte elinizdeki bu kitapta Pierre Marty bize zihinselleştirme ile
somatizasyon arasındaki bağın psikanalitik açıdan nasıl yapılandığını göstermektedir (Tevfika İkiz).
Giriş
-Biz bireyler sıklıkla
güdülerimizden ve dürtülerimizden gelen belirli bir miktar uyarılmaya boyun
eğmek durumundayız.
-Karşımıza çıkan olaylar ve
durumlar, ortaya çıkışları az ya da çok öneli olsa da duygulanımlarımız ile
ilgili olup, dışarıya akacak ya da boşalacak olan uyarılmaları harekete
geçirirler. ... ..
-İçimizde meydana gelen uyarılmalar boşalmadığında ya da
dışarı akmadığında, biriktiklerini ve er ya da geç patolojik biçimdeki bedensel
yollara gittiklerini varsayabiliriz. ... ..
-... .. Ben özellikle, herkes için
farllı işleyen ruhsal aygıtımızın sürekli uyarıları işlemek üzere olan dinamik
tarafı ile ilgileneceğim.
Zihinselleştirme
-Zihinselleştirme, ruhsal aygıtın o zamana kadar çalışılmamış
boyutlarıyla ilgilenmektedir. <<soz konusu bu boyutlar, bireyin ruhsal
tasarımlarının kalitesi ve niceliği ile ilişkilidir.
Tasarımların zaman
içinde gelişerek düzenlenmesi
Tasarımların yetersizliği
ve uygun olmaması
-Bütün olgularda, öncelikle yeni doğanın daha sonra da küçük çocuğun farklı seviyelede
ilerleyen bir düzenlemeye (duygusal, hareketsel, duygulanımsal, sözel) gittiği
görülür ve sonuç olarak tasarımların düzenleyici alanında, sözcüklerin
tasarımlarının kazanımında var olan yetersizlik ve eksiklik, sembolik ve duygulanımsal
değerlere bağlanır.
-Bu eksiklik ya da
yetersizlikler ise daha sonra kendiliğinden neredeyse hiç onarılmaz.
Özel psikoterapiler sırasında da onarılması muhtemelen çok zordur.
-Bu eksikliğin ,
zihinsel gerilikte ortaya çıkan eksiklikten tamamıyla farklı olduğunu göz önünde
bulundurmak gerekir. Örneğin bazen açıkça zengin olan entelektüel
zihinsel üst yapılar da burada yer alabilir. ... ..
Kazanılmış olan
tasarımların uygun olmayışı
-... .. Genellikle üç kaynaktan ortaya çıkarlar:
-... .. Az çok erken gelişen ruhsal oluşumları içeren, ideal düzende ve
sansürün etkisindeki içgüdüsel veya dürtüsel ağır yükü bulunan tasarımların
karşısında , aynı zamanda çatışmalar da söz konusu olabilir. Erotik ya da
saldırgan doğası bulunan tasarımların doğrudan ya da dolaylı yoldan bilinçöncesi ve bilinç sisteminde ortaya çıkışları reddedilir, daha sonra ise
nitelikleri itibariyle bastırılan ve değiştirilen bu tasarımları, Catherine
Parat’ın belirttiği durumlarda ben de özetliyorum.
-İlk olarak, birbirine bağlı olan tasarım ve duygulanımların bütünü
artık ortaya çıkmaz.
-İkinci olarak, duruma göre öncekinden farklı bir şekilde uzaklaştırılan
tasarımlar, ilkel bir biçimde yeniden ortaya çıkabilir, ... .. Zihinsel tasarımların bastırılmasının, erotik ve saldırgan bir
düzendeki özdeş, içgüdüsel ya da dürtüsel yükleri olan davranışların
bastırılmasına genellikle eşlik ettiğini bilmek gerekir.
-Bir de aşağıda taslak olarak belirtilen zihinsel düzensizlikler ortaya
çıkabilir: aşırı uyarılmanın her zaman , işlevsel aygıttaki kazanımları
düzensizleştirmeye eğilim gösterdiğini biliriz. Bu aşırı uyarılmalar, zihinsel
aygıtı ödipal düzenlemedeki genital evre gibi değerlendirilebilecvek olan en ileri düzeyde etkiler. ... ..
-... .. En kötüsü, bireyin yaşam sisteemleri yeterince belirgin değilse,
hiçbir ziihinsel belirti (semptomoloji) ortaya çıkmaz ve ziiihinsel aygıtın
kendisi düzensizleşir (burada nevrotik zihinsel düzenlemenin olası daha büyük
bir düzensizlik karşısında bir savunma sistemi kurduğunu anlıyoruz). Bu
düzensizliğin ilk işaretlerini ortaya çıkarmak ise her zaman zordur. çünkü
eksiklikten oluşur ve aşağıdaki olumsuzluklar meydana gelir:
-Gerçek anlamda basınç ve yaşamsal canlılıktaki düşüş ile pozitif
belirtilerin ( özellikle zhinsel
semptonların bulunmaması) yokluğu sebebiyle temel depresyon.
-Bilinçöncesinin işlevsel değerinin kaybolması. Bireyin alışılagelen
zihinsel yaşamındaserbest çağrışımlarına eşlik edecek olan uygun sözcüklerin
tasarımlarıyla artık karşılaşılmaz.
-Böylece, bu farklı kaçınma süreçleriyle, bastırma ve zihinsel düzensizlikler,
zihinsel aygıtı, üretilmeye ve birikmeye devam eden uyarılmaları işeleme
konusunda yetersiz bırakır (bilindışı alr ama dışarıya iletmez. Bilinçöncesinin
önceki kazanımlarına rağmen (ve bunun psikoterapi olularında ortaya çıkma
ihtimalinin fazlalığına rağmen) , bu paragrafın başında belirtilen
zihinselleştirmenin başlıca yetersizliğini içeren ruhsallığın güvenilmez
işlevselliği ile yine de aynı durumda olduğu görülür.
-... .. örneğin astım, egzama, gastrit, ülser, omurga ağrıları, başağılar ve migren.
Başka örnekler de verilebilir. Ortak bir şekilde bütün bu hastalıkla, klasik klinik
biçimlerde “kriz hastalıkları” olarak
ortaya çıkmaktadır, işlevsel biçimde konumlanmış olup, kendi başlarına
gelişimsel değildir. Kişilerin esas teşhislerinde rol oynamaz. ... ..
-... .. Yerleşen ilerleyen düzensizliklere karşı en sonunda
yanıt olarak ortaya çıkan bedensel duygulanımlar, kalp ve damar hastalıkları, bağışıklık sistemi hastalıkları ve kanser
adı altında toplanır. Çeşitli biçimlerdeki gelişimler, kişinin teşhisinde yaşamsal rol oynar.
-Hem iç hastalıkları hem de cerrahiyi ilgilendiren tedavilerin zorunluluğu
burada ortaya çıkmaktadır.
-Psikolterapiler kişi için olası en iyi zihinsel
işlevi yeniden kurmayı ve zihinselleştirmenin aşırı yoksun olduğu olgularda
olası en iyi ekonomik işlevi (zihinsel ve davranışsal) düzenlemeyi hedefler.
Gerçekten de bu işlevlerin en iyi seviyeleri deneyimlere göre, biyolojik savunmaların en iyi
seviyelerine uygun düşer.
-Kanser olgularına ilişkin psikoterapilerde, başka yerlerde olduğu
gibi, hastalığın gelişiminin durdurulması ve hatta tümör kaynaklarının yok
edilmesi, kural olarak her zaman benimsenen hadeflerdir.
-Psikoterapiler daima, tıbbi tedavilere olabildiği kadar erken eşlik
etmek, yardımcı olmak ve bu terapileri kolaylaştırmakla ilgilidir ve bazı
olgularda bu terapilerin yerini almayı hedefler.
-Psikoterapinin var olduğu patalojik tüm bağlamlarda, genelliklegeri
dönüşü olan duygulanımlar ya da özellikle gelişimsel duygulanımlar söz konusu
olduğunda psikoterapiler –hastalara en az riskle en yüksek derecede faydayı
vermek için- uzun bir kuramsal, klinik ve pratik psikomatik formasyonundan
geçmiş psikanalistler tarafından gerçekleştirilmelidir.
Sonuç
-Bireysel gelişim sırasında üst üste yığılan zihinsel ve bedensel
işlevlerin çalışılması, psikosomatik araştırmanın nesnesini oluşturur. Ortaya
çıkan problemlere ilişkin bazı verileri gördük. Sözkonusu bu veriler, tamamıyla
açıklanmaktan uzaktır. Bunları daha fazla keşfedip belirginleştirmek için
çalışmaktayız.
-Psikosomatik, güncel tıbbın önemli yönlerinden birini temsil eder.
Klinik, pratik vekuramsaldır. Pratiği, kaynağını; bedensel hastalıkların
önlenmesinde olduğu gibi, daha önce sözünü ettiğimiz ve açıkladığımız bedensel
hastalığı olan kişilerin psikoterapilerinden alır.
-Tıbbın diğer önemli alanları, genel ve özel tıp çalışmaları
sektörlerinden oluşur.
*Zihinsellşetirme ve Psikosomatik – Pierre Marty
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder