… .. .. Uykusuzluğum. Nedenini bılmedığım tuhaf bir korkunun çıkmaz sokağında yürüdüğümü fark ettığım günlerde başladı, giderek kötüleştı. Bu yüzden yaklaşık bır yıldır aşırı dikkat gerektiren ışlerımı hakkıyla yapamıyorum. Ancak yine de Merkez benden vazgeçmiyor, yerımı dolduracak bırı henüz yetişmedi çünkü. O kışı bulunup yetiştirilene kadar, beni ıhtımamla tedavi ettirmeye çalışıyorlar. Kafamın tamamı tarandı. Habis veya ıyı huylu bir ura rastlanmadı….
Merkez’in alametifarikasıdır, Büyük Saray.
Iki yıldan beri Yüce Ram’ın rahmetinde uyuyan Uluhan'ımız, sağlığında Merkez Meydanı’ndaki Büyük Saray’ın sağ kanadında ikamet ederdi. Başkanı olduğu hükümet ise, binanın orta bölümünde çalışırdı. İkametgâh olarak inşa devasa binanın sol kanadı, inşaat bittikten sonra, beş yüz iki odasıyla işlevsiz kalınca, yine Uluhan’ın emriyle üstün zekâlı çocukları yetiştirmeyi hedefleyen Saray Akademisi’ne dönüştürüştü. Bu fedakârlığı karşısında liderimize bir kere daha minnet duymuştuk.
… .. Uluhan’ımızın, tüm vatandaşlarının iyiliğini isteyen adıl bir lider olduğundan şüphemiz yoktu. Dünyaya geliş anımızdan itibaren, emdiğimiz sütten yıyıp ıçtığımıze , eğıtımımızden hayırlı evlilikler yapmamıza, hatta çocuklarımızın sayısına kadar her şeyimizle meşgul olurdu. … ..
…
..Kadınların görevi
… ..Regan’ı doğurduktan sonra, yanlış teşhis sonucu rahmim alınıp doğurganlık yıldızı alma umudum kalmayınca, kafayı yıldızın yanı sıra verilen yüklü paraya takmış olan kocam, karısı doğurmayan erkeklere tanınan yasadan yararlanarak boşamıştı beni. … .. yoksa
beş yaşına kadar çocukları kreşe yollamak yasaktı ve anatomik olarak bozukluk nedeniyle doğuramayanların dışında, her genç kadının, çocukları ilköğretim bitinceye kadar evinde onlarla meşgul olması yasal mecburiyetti.Tutsak Güneş & Ayşe Kulın
2015,
Ayşe Kulın
1.basım Ekım 2015
Everest, Alfa yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder