11 Ağustos 2022 Perşembe

Vadideki Zambak *


 

Honore de Balzac (1799-1850): 19. yy Fransız edebiyatının büyük ismi.

Vadideki Zambak 1836 yılına yayımlandı. Roman, gençlikten yetişkinliğe uzanan yolu, evli bir kadına duyduğu aşkla kateden Felix’in hikâyesini anlatıyor.


… .. Yalıtılmışlığım beni düşler alemine götürse de, düşüncelere dalmaktan keyif almam, size başıma gelen ilk felaketleri tasvir edecek bir olayla başladı. Evde benimle hiç ilgilenilmediği için, dadı beni yatırmayı sıklıkla unutuyordu. Bir akşam bir incir ağacının altında usulca büzüşmüş bir halde, çocukları kavrayan ve vaktinden önce gelişmiş melankolimin bir tür duygulu bir kavrayışla bezediği o meraklı tutkunun etkisiyle bit yıldıza bakıyordum. Eğlenen ve bağrışan ablalarımın uzaktan gelen gürültülerini düşüncelerimin eşlikçisi gibi algılıyordum. Gece olduğunda gürültü kesildi. Annem evde olmadığımı tesadüfen fark etti. Dadımız, o ürkütücü Matmazel Caroline, azar işitmemek için, evden tiksindiğimi, bana dikkatlice göz kulak olmasa çoktan evden kaçmış olacağımı ileri sürerek annemin benim hakkımdaki yanlış değerlendirmelerini meşrulaştırdı; güya aptal değil, sinsiydim ve şimdiye kadar baktığı tüm çocuklar arasında benim kadar kötü mizaçlısına hiç rastlamamıştı. Beni ararmış gibi yapıp seslendi, cevap verdiğimde, saklandığımı bildiği incir ağacının yanına gelip, bana:

-Orada ne yapıyordunuz? dedi.,

-Bir yıldız bakıyordum.

-.Bir yıldıza bakmıyordunuz, dedi bizi yukarıdaki balkonundan dinleyen annem. Sizin yaşınız astronomiye uygun mu?

-Ah! Madam, diye haykırdı Matmazel Caroline, su deposunun musluğunu açık bırakmış, bahçeyi su basmış. Evi bir uğultu sardı. Ablalarım suyun akışına bakıp eğlenmek için musluğu açmışlar, ama suyun fışkırmasıyla her yanları sırılsıklam olunca neye uğradıklarını şaşırıp musluğu kapatmadan kaçmışlardı.

Böyle bir afacanlık yapacağıma inandıkları için, masum olduğumu söylediğimde beni yalancılıkla suçladılar, acımasızca cezalandırıldım. Hem de korkunç bir ceza! Yıldızlara olan aşkımdan dolayı alay konusu oldum ve annem akşam bahçede kalmamı yasakladı. Zorbaca yasaklar çocuklarda bir tutkuyu yetişkinlerde olduğundan daha çok perçinler; çocukların yetişkinlere kıyasla, kendilerine karşı konulmaz çekicilikler sunan o yasaklamadan başka bir şey düşünmeme gibi bir üstünlükleri vardır. Yıldızım yüzünden sık sık dayak yedim. Derdimi kimseye açamadığımdan, çocukların bir zamanlar ilk sözlerini dile getirdikleri, şimdiyse ilk düşüncelerini dile getirdikleri o huzurlu iç cıvıldamanın ortasında ona acılarımdan söz ediyorum. Yaşamın sabahında edinilen izlenimler yürekte derin izler bıraktığı için, on iki yaşına geldiğimde okul çağında, tasvir edilemez hazlar alarak onu izlemeye devam ediyorum.

Benden beş yaş büyük olan Charles, şimdi ne kadar yakışıklı bir erkekse , o zaman da o kadar güzel bir çocuktu, babamın gözdesi, annemin aşkı, ailenin umudu, dolayısıyla evin kralıydı. Sağlam yapılı ve gürbüzdü, bir eğitmeni vardı; bense sıska ve cılız halimle, beş yaşımda şehirdeki yatılı okula gündüzcü olarak gönderildim, babamın oda hizmetçisi beni sabah okula bırakıyor, akşam geri

 getiriyordu. Okula içinde yeterince azık olmayan bir sepetle gidiyordum, oysa arkadaşlarım yanlarında bol bol yiyecek getiriyordu. Benim yoksulluğumla onların zenginliği arasındaki çelişki pek çok sıkıntı yarattı. Tours’dan gelen ünlü domuz ezmesi ve kavurması sabah kahvaltısı ve okul dönüş saatimizle kesişen akşam yemeği arasında, gün ortasında tüketilen başlıca yiyeceklerimizdi. Boğazına düşkün bazı kişilerin pek rağbet ettiği bu yiyeceklere, Tours’un aristokrat sofralarında nadiren rastlanırdı; o kahverengi ezmenin bir dilim ekmeğin üzerine benim için sürüldüğünü görmenin mutluluğunu hiç tatmamıştım. … .. 

… .. Sataşmalardan kaçınmak için kavga ettim. Ümitsizliğin cesareti beni ürkütücü kıldı, ama herkes bana kin güttüğünden, hıyanet karşısında çaresiz kaldım. … …

… .. Öcümü fazlasıyla alan oda hizmetçisinin bu olayı anlatması üzerine annem haykırdı:

-Bu lanet olası çocuk başımıza dert açacak!

Ailemde uyandırdığım tiksintiyi belli eden bu sözler karşısında, korkunç bir güvensizliğe kapıldım. Okulda da, evde olduğu gibi içime kapıldım. İkinci bir kar yağışı ruhuma ekilen tohumların filizlenmesini geciktirdi. Sevildiklerini gördüklerim tam anlamıyla haylaz çocuklardı; gururumun bu gözlemden destek almasıyla tek başıma kaldım. Zavallı yüreğimi dolduran duyguları dışa vurmanın olanaksızlığı işte böyle sürüp gitti. Her zaman kasvetli yüz ifademle herkeste nefret uyandırdığımı ve hep yalnız dolaştığımı gören öğretmen de, ailemin benim için kötü mizacım hakkındaki yanılgı dolu şüphelerinin haklı olduğuna inandı. Okuma öğrenir öğrenmez, annem beni Pont-le-Voy’a, Oratorie tarikatının bir okuluna gönderdi; bu okulda benim yaşımdaki çocukları, temel kavramları öğrenemeyen zekâsı yeterince gelişmemiş çocuklarla birlikte, Latincesiz, olarak anılan bir sınıfa alıyorlardı. Orada hiç kimseyi görmeden ve bir parya yaşamı sürerek sekiz yıl kaldım, İşte nasıl ve neden sorularının cevabı: Ufak tefek ihtiyaçlar için bana ayda üç frank veriliyordu, bu para almamız gereken kalemlere, çakılara, cetvellere, mürekkebe ve kâğıda ancak yetiyordu. Böylece , cambaz ayaklığı, ip ya da okuldaki eğlenceler için gerekli diğer şeylerin hiçbirini satın alamadığımdan, oyunlardan dışlandım; oyunlara katılmam için zengin çocuklarına dalkavukluk etmem ya da bölümümün hatırı sayılır öğrencilerini pohpohlamam gerekiyordu… .. Bu korkunç yalnızlığın altında ne acılar gizliydi. Terk edilişim ne endişeler doğurmuştu! … ..

… ..




*Vadideki Zambak  &  Honore de Balzac


Türkiye İş Bankası yayınları

Fransızca Aslından Çeviren : Volkan Yalçınoklu

1.Basım, Ekim 2016, İstanbul



Vadideki Zambak (meb.k12.tr)

Henriette de Mortsauf, Balzac’ın hayat hikâyesinde adı geçen Madame de Berny’den başkası değildir. Tam on beş yıl boyunca kendine hem dostluk, hem analık, hem danışmanlık yapmıştır, bu kadın. Ayrıca giriştiği ticari teşebbüslerde ona paraca yardımda da bulunmuştur. Mortsauf ailesi Clochegourde şatosunda yaşamaktadırlar. Burası güzel bir vadidir, bu vadinin güzelliğine eş bir güzellik yaratmaktadır Henriette de Mortsauf. Ve Felix ona tapmaktadır. Henriette bu güzel vadinin biricik “Zambak”**? */”. Belki de platonik aşkların en güzel anlatılmışıdır Vadideki Zambak. Balzac’ın çocukluğunda çektiği ruhsal acıların tümünü, yıkıntıların bütün burukluğunu bu romanda vermek istediği söylenebilir. Anlatılanlar bir roman kadar, ağırbaşlı bir düşünce eserinin üslubunu da andırmaktadır yer yer. Vadideki Zambak, Balzac’ın olgunluk çağının en önemli eserlerinin başında gelir. Kocasından mutluluğu tadamayan, ama ona ihaneti de insana saygı açısından kendine yediremeyen Henriette, çocukluğunun bütün acılarını onun dizinde bir ana sevgisiyle karışık huzur içinde gideren Felix, çağlar boyunca insani sevgilere, fedakârlıklara örnek olacak karakterlerdir. Vadideki Zambak’*/? şiirli Fransızcasını Türkçeye ünlü bir şair aktardı: Cemal Süreya. Sanırım bu açıdan da düşününce Vadideki Zambak’m eldeki çevirisini okuyan okuyucuları talihli saymak gerekir. Balzac gibi bir roman dehasının en ilgi çekici romanı Vadideki Zambak’* bir şairin çevirisinden okumak, az bulunur mutluluklardandır sanırım.












77 yorum:

  1. "Hemcinslerinin arasında bir çiçek gibi beliren o kadın bu dünyada bir yerlerde oturuyorsa, o mekân işte burasıdır. ... .." ... .. gökyüzüne doğru serpilerek erdemlerinin parfümünü yaydığı bu vadinin zambağı oydu. ... Güzel ve bakir doğayı bir nişanlı giibi görmek istiyorsanız, bir ilkbahar günü oraya gidin; sonbaharın son günlerinde oraya gelin! sonbaharda artık hayatınızdan çıkmış olanlar düşünülür. ... ..

    YanıtlaSil
  2. "Burası, Touraine'in, ünlü XI: Louis dönemine dayanan çok eski bir ailesinin temsilcisi Kont Mortsauf'a ait olan zarif Clochegourde, dedi. Buraya sürgünden döndükten sonra yerleşti.Bu şato Lenoncourt-Givry ailesinden Lenoncourtlu bir hanım olan karısına ait, u aile sönüp gidecek, çünkü Madam Mortsauf tek kızlarıdır. Bu ailenin serveti şöhretleriyletyhaf bir biçimde çeeliştiği için, gururdan ya dabelki de zorunluluktan hep Clochegourde'da yaşarlar ve kimseyle görüşmezler. Şimdiye kadar bu yalıtılmışlıkjları Bourbonlara bağlılıklarıyla açıklanabilirdi; ama kralın dönüşünün yaşam tarzlarını değiştirebileceğini pek sanmıyorum. Geçen sene buraya yerleştiğimdeonlara bir nezaket ziyaretinde bulundum; ... .ç.

    YanıtlaSil
  3. ... .. onlar da bizi ziyaret etti ve bizi yemeğe davet ettiler; Kış birkaç ay boyunca görüşmemizi engelledi; ardından siyasi gelişmeler bizim dönüşümüzü geciktirdi, çünkü ben Frapesle'e kısa süre önce geldim. Madam Mortsauf her yerde ön planda yer alabilecek bir kadındır.
    -Tours'a sık gider mi?
    -Oraya hiçbirzaman gitmez. En son Mösyö Mortsauf'a çok yakın davranan Angoulême dükü oradan geçtiğinde gitmişti.
    Bo u! diye haykırduım.
    -Kim, o?
    -Güzel omuzları olan bir kadın.
    -Touraine'de güzel omuzları olan birçok kadınla karşılaşacaksınız, dedi gülerek. ... ..

    YanıtlaSil
  4. Romanın ilk sayfalarından itibaren, anne ve aile sevgisinin ortaya çıkardığı travmaları yansıdığını görmek insanın içini acıtsa da kullanılan sürükleyici dil, olayların geçtiği yer ve kişilerle ilgili betimlemelerin ustalığı merak uyandırıyor...

    YanıtlaSil
  5. Kontesin tüm bakışları üzerine çeken özelliklerini sizin için çizebilirim; ama en eksiksiz resim, en sıcak renk bile bunları gözünüze tam olarak canlandırmanıza yetmeyecektir. ... .. sözlerin dile getiremediği, ama bir âşığın gördüğü ışık saçan buharları yansıtabilen, o erişilmez sanatçı resmedebilir ancak.

    YanıtlaSil
  6. Ancak bir aşığın bu kadar derin tasvir edebilecegi sayfalar dolusu ayrıntılara içilen bir kadın anlatılıyor, sadece Madam Mortsauf'un kendisini değil, yaşadığı şato ve eşyalar bile gözlerinizde canlanıyor

    YanıtlaSil
  7. Fransızca'da aramızdaki anlayış farklılığını da görebiliyoruz; "... ..Uşak akşam yemeğini haber verdi. Mösyö de Chessel konu Madam de Mortsauf'a uzatırken, kont zemin kattaki salonun bir benzeri olan yemek salonuna geçmek için neşeyle koluma girdi."

    YanıtlaSil
  8. "Konuşmamızı kimsenin işitmeyeceği bir yere geldiğimizde, Mösyö de Chessel bana: -Anlaşıldı! dedi , size sizin beğendiğiniz güzel omuzların onlar olup olmadığını sormamak gerek yok; Mösyö de Mortsauf tarafından böyle ağırlandığınız için sizi tebrik etmeyerek. Şu işe bakın , daha ilk vuruşta tutturdunuz.

    YanıtlaSil
  9. Ne muhteşem söz; "Sonradan göbrmeler benzer yeteneklere sahip oldukları maymunlar gibidir: onların yükselişi uzanır, yukarı tırmanırken gösterdikleri çeviklik hayranlık uyandırır ama, zirveye ulaştıklarında sadece ayıp yerleri görünür. ... "

    YanıtlaSil
  10. .... .. kocası, sosyete yaşamını ancak tiksintilerini görerektanıtan herkes gibi, aldatılma endişesine katılınca, içine kapandı ve onun güvensiz tavırlarına hiç sesini çıkarmadan katlandı; onun iyi olanı arzulaması için kadınlığın kurnazlıklarını kullandı, böylece kont özgül nitelikleri olduğunu sanıyor ve kendi evinde hiçbir yerde tadamayacağı
    üstünlüğün keyfini çıkarıyordu.... ..

    YanıtlaSil
  11. Duruşunda ilk itiraflara yaraşan bir kendini bırakmışlığı sezer gibi olduğumda, ona "Bazı günler zorlu geçiyor!" dedim.
    -Ruhumu okudunuz, ama nasıl?
    -Birçok açıdan birbirimize benziyoruz, diye yanıtladım. Duyarlılıkları büyük içsel yankılanmalar uyandırarak daima birlikte titreşen ve asabi mizaçları nesnelerin temel ilkeleriyle sürekli uyum içinde olan, keder ve haz karşısında ayrıcalıklara sahip bulunan o nadide varlıklar grubuna ait değil miyiz?

    YanıtlaSil
  12. Onları her şeyin uyumsuzluk içinde olduğu bir ortama koyduğunuzda, bu kişiler korkunç acılar çeker, ama buna koşut olarak kendilerine sempatik gelen düşüncelerle, duyumlarla ya da varlıklarla karşılaştığında hazları coşkunun doruklarına yükselir. Ama bizim için, felaketlerin, sadece aynı hastalıkla zedelenmiş ve birbirlerine çok benzeyen kavrayışların karşı karşıya geldiği ruhlarca bilinen üçüncü bir yaşam alanı daha vardırç

    YanıtlaSil
  13. ... Duyarlılık seller gibi akar, bunu günah çıkarma bölmesinin kulaklarının duymadığı korkunç çökkünlükler, betimlenemez melankoliler izler. Ortak kaderimizi izah edebildim mi?

    YanıtlaSil
  14. ...
    -Bu kadar genç bir yaşta bunları nasıl biliyorsunuz? Yoksa daha önceleri kadın mıydınız?

    YanıtlaSil
  15. Ertesi gün beni karşılayışı bana yönelik duygularını belli ediyordu ve o andan itibaren sesinin gizlerini algılamaya başladım.

    YanıtlaSil
  16. Nihayet, gerçek arzularını dile getiremeyen o kadınlar gibi, aşırıya kaçan yapmacık davranışlar sergiliyordu.

    YanıtlaSil
  17. Bir işaretiyle yanıma geleceğine söz vermişti. Birkaç günden beri, aramızda, dopdolu ruhlarımızdaki kaynağı bir sözcükle fışkırtacak bir açıklamanın belirtileri çalkalanıyordu. Sağlayacağımız mükemmel uyumu hangi utanç geciktiriyordu?

    YanıtlaSil
  18. Zorunlu hale gelen bu ilk açıklamayı içimizden biriken düşüncelerle gözümüzde büyütmüştük.

    YanıtlaSil
  19. -Aynı çocukluğu yaşamışı! dedi, bana bir ideal uğruna ölenlerin halesinin ışıldadığı yüzüyle bakarak.
    Ruhlarımızın aynı teselli edici düşünceyle birleştiği kısa bir aralıktan sonra:
    -Demek ki ıstırap çeken sadece biz değilmişiz! dedi çocuklarıyla konuştuğu ses tonuyla ve oğulları ölen bir ailenin tek kızı olmanın bahtsızlığından söz etti.

    YanıtlaSil
  20. Birbirimiz için iki kardeşten daha fazlası değil miyiz?

    YanıtlaSil
  21. Saf dostluklara, doğuştan kardeşliklerden daha güvenilir olan gönüllü kardeşliklere inanıyordum. Yanılmışım.

    YanıtlaSil
  22. Elimi size uzattığımda tutun, dedi, dilediğimce hareket etmeme izin verin, aksi taktirde kendimi size ait gibi hissedeceğim, bunun böyle olması gerek.

    YanıtlaSil
  23. Kendisine hoyrat ve acımasızlığı varan kotüdavranan kocası ve vaktin çoğunu aynı evde geçiren gençliğinin ilk yaşlarındaki aşığı arasında kalan iki çocuk annesi zengin ve soylu aileye üyesi bir kadın; ... ...

    YanıtlaSil
  24. Geçmişteki acılarının anasının şu anki kaderine eklenmesiyle, ancak aşkın manyetik etkisiyle yatıştırabildiğim çırpınışları sarsıldı; hiç bilmediğim bu etkiyi içgüdüsel olarak kullanmıştım.... ... Çırpınmalar sona erdiğinde hayatımda ilk ve son kez dokunduğum darmadağınık saçlarını düzelttim; ardından yeniden elini tuttum ... ..

    YanıtlaSil
  25. İşte, ünlü bir ailenin, şu andaruhu kederle doluolan ve kendisini teselli edecek aşkı geri çeviren kızının her zaman ağladığı oda burasıydı.

    YanıtlaSil
  26. Gözleri doldu, ayağa kalktığı bana, umutsuz bir yakarış belli eden bir ses tonuyla " Bir daha bana böyle şeyler yazmayın!" dedi.
    ... .. Kontes gücünü toplamış, soğukkanlılıkla yeniden kavuşmuştu, ama benzinin rengi dün yaşadığı iştiraklerinden dışavuruyordu.

    YanıtlaSil
  27. - ... .. Yanınızda huzurlu ve mutluyum, size bütün düşüncelerimi açıklayabilirim; güvenimi şaşmayın. Neden hem rahibin erdemine hem de özgür bir erkeğin çekiciliğine sahip olmayasınız?

    YanıtlaSil
  28. Çocuklarım olmasaydı, kendimikendimi hayatın akışına bırakırdım; ama benim hissedilmeyi cesaretim olmasa başıma neler gelirdi? Yaşam ne kadar acı versene, onlar için yaşamam gerek. Bana aşktan söz ediyorsunuz. Tamam o zaman dostum! Tüm zaaflı insanlar gibi, bu acımasız yaratığa

    YanıtlaSil
  29. hakkını versem nasıl bir cehenneme yuvarlanacağımı düşünün. Hakkımdaki hiçbir kuşkuya katlanamam! Bana gücümü davranışlarının arılığı veriyor. Erdemin, sevgili çocuğum, içi de dirileştiğimiz ve Tanrı'ya duyulan aşkı pekiştirerek çıktığımız kutsal suları vardır!

    YanıtlaSil
  30. Sevgili çocuğum yola çıkacağınız gün siza dünya, insanlar, çıkarlarını o büyük hareketliliğinde güçlükleri aşma tarzı hakkında kadınsı düşüncelerimi bulacağınız bir mektup vereceğim.

    YanıtlaSil
  31. Bana o mektubu Paris'e ulaşmadan önce okumayacağınıza söz verir misiniz? Bu ricam biz kadınların sırrı olan duygusal fantezilerin bir ifadesidir; bunu anlamanın imkansız olduğunu sanmıyorum, ama bunu anladığınmızı bilsek, belki de üzülürdük; kadınların tekbaşlarına gezmeyi sevdiği o küçük patikalrı bana bırakın.

    YanıtlaSil
  32. Henrette'nin Felix'e yazdığı mektup; günümüz için de geçerli ahlaki tavsiyelerle başlıyor.... Fazla güven saygıyı azaltır (sözü bana "İtimat kontrole mani değildir" veciz sözünü hatırlatıyor)... ..

    YanıtlaSil
  33. başkaları için kendini unutturmuş gibi görünmek anlamına gelen nezaket, çıkarların birçoklarında biraz olsun zedelendiğinin hissedilmesiyle gerçek yüzünü gösteren bir soğukluğa dönüşür.

    YanıtlaSil
  34. Sizden yapamayacağınız bir şey talep edildiğinde, bunu hiçbir umuda yer bırakmayacak şeklide kesinlikle reddedin; üstesinden gelebileceğiniz bir şeyse hemen söz verin... ..

    YanıtlaSil
  35. ... .. başkaları için fazla çaba harcamak bizi sömürülmeye çok elverişli kılar.

    YanıtlaSil
  36. yaşamınız boyunca en fazla iki üç dostunuz olacağını bilin; tamamıyla onlara güveneceksiniz; bu güveninizi başkalarıyla paylaşmak onlara ihanet etmek olmayacak mı? Bazılarıyla diğerlerinden daha fazla yakın ilişki kurarsanız, kendiniz hakkında fazla açık vermeyin, günün birinde onları karşınızda birer rakip ya da düşman olarak görebilecekmişsiniz gibi ihtiyatlı olun: ... ..

    YanıtlaSil
  37. Bu yüzden, ne soğuk ne de cana çok yakın bir tutum sergileyin, bir insanın hiçbir şeyi riske atmadan yaşamını sürdürebileceği orta çizgiyi bulmaya çalışın.

    YanıtlaSil
  38. ... .. krallar da tıpkı kadınlar gibi her şeyin kendilerine borçlu olduğunu sanır.

    YanıtlaSil
  39. Bir gün, gülünçlük olsun diye, sıradan insanlara kendinizden söz edin, onlara kederleriniz, sevinçlerinizi ya da işlerinizi anlatın, yapmacık ilginin ardından gelen kayıtsızlığı fark edeceksiniz: ardından çevrenizdekileri sıkıntı basacak; ev sahibesi sözünüzü kibarca kesip araya girmezse, herke ustalıkla uydurulmuş bahanelerle yanınızdan uzaklaşacak.

    YanıtlaSil
  40. Ama etrafınızdakilere sempati uyandırmak, sevimli, nüktedan, güvenilir bir izlenim bırakmak istiyorsanız onların kendilerinden söz etmelerine, yaşamlarını sahnelemelerine izin verin, hatta kendileriyle pek de ilgili olmayan sorular sorun, yüzleri canlanacak, dudaklarında gülümsemeler belirecek ve yanlarından ayrıldığınızda herkes sizden övgüyle bahsedecek.

    YanıtlaSil
  41. Bilinciniz ve yüreğinizin sesi, size dalkavukça alçalışların nerede başladığını, sohbetin zarafetinin nerede bittiğini söyleyecek.

    YanıtlaSil
  42. Kurduğunuz ilişkilerde size onların kızamayacağı bir küstahlığa varabilen soğuk bir tavır sergilemenizi öğütlüyorum; herkes kendisini küçümseyene saygı duyar ve bu küçümseme erkekleri pek umursamadığınız için size saygıyla yaklaşacak tüm kadınların ilgisini çekmenizi sağlayacak.

    YanıtlaSil
  43. Kötüye çıkmış adlarını hak etmemiş olsalar bile, itibarını kaybetmiş kişilerle birlikte görünmeyin, çünkü insanlar bize kinlerimizden olduğu kadar, dostluklarımızdan dolayı da hesap sorar; bu konuda kararlarınızı uzun uzun düşünüp olgunlaştırdıktan sonra, ama bir daha vazgeçmeyecek şekilde verin.

    YanıtlaSil
  44. Sizin yanınıza sokmadığınız kişiler bu tutumunuza hak verdiğinde, size duyulan saygı artar; çevrenizde bir insanı yücelten o suskun saygıyı uyandırmış olursunuz.

    YanıtlaSil
  45. Her kurnazlık, her dalevericilik açığa çıkar ve kişiye zarar verir; oysa bir insan her koşulda içtenlikle davrandığında tehlikelere daha az karşılaşır. ... (Yazarın buradaki düşüncelerine ilaveler yapmak isterim; "Her zaman dürüst olunmalı, yanlış hesabın bir gün Bağdat'tan döneceği bilinmeli ve hesabını veremeyeceğimiz hiçbir girişlimde bulunmamalıyız. Belki de gerektiği kadar politik olmak -bir diğer ifade ile; doğruları her aşamada hemen söylemek değil, doğruyu doğru zamanda, doğru kelimeleri seçerek, doğru kişilere söylemek .. .. -)

    YanıtlaSil
  46. Sıklıkla başkalarına yararınız dokunacak, onlara destek olacak ve bunub karşılığında yeterince ödüllendirilmeyeceksiniz; ama insanlardan yakınanlar ve karşılarına sadece nankörlerin çıktığını anlatanla gibi davranmayın. Bu, kendinizi çok yükseklerde görmek anlamına gelmez mi?

    YanıtlaSil
  47. Ayrıca, hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığınızı itiraf etmek biraz ahmaklık olmaz mı?

    YanıtlaSil
  48. Ama tefecinin borç vermesi gibi mi iyilik yapacaksınız? İyiliği sadece iyilik olsun diye yapmayacak mısınız?

    YanıtlaSil
  49. Bununla birlikte, insanları nankörlüğe sürükleyecek yardımlarda bulunmayın, çünkü o kişiler sizin mansız düşmanlarınız olacaktır. Tıpkı insana büyük güçler veren yıkımın umutsuzluğu gibi, zorunluluğun da umutsuzluğu vardır.

    YanıtlaSil
  50. Size gelince, başkalarından elinizden geldiğince az şey isteyin; hiç kimseye tabi olmayın, sadece kendinize güvenin.

    YanıtlaSil
  51. Şimdi asıl sorun, kadınlarla ilgili tavırlarınıza geliyorum. Gideceğiniz salonlarda, kendinizi şuhluğun küçük oyunlarına kaptırarak harcamamayı ilke edinin. ... ..

    YanıtlaSil
  52. ... .. Gerçek aşkın sonsuz, hep kendisi gibi olduğuna, kararlığını ve saflığını koruduğuna, taşkınlık gösterilerine gerek duymadığına inanın; saçları beyazlasa da yüreği gençtir. ... ..

    YanıtlaSil
  53. Sosyete çevresindeki kadınlarda ... .. ... .. Kadınların en akılsızlarının bile bitmez tükenmez tuzakları vardır;içlerinden en tehlikesizi sizi nedenini bilmeden sevecek, sizden nedensiz yer ayrılacak ve boş bir heves uğruna sizi yeniden ele geçirecek kibar bir kadın olacaktır. Ama hepsi şu an ve gelecekte size zarar verecektir.

    YanıtlaSil
  54. Sizi sevecek kadın ıssızlıklar içinde yaşayacaktır. ... .. sevilmek, anlaşılmak en büyük mutluluktur, bu mutluluğu tatmanızı dilerim

    YanıtlaSil
  55. Henriette'nin mektubu, bir annenin, hatta bunun da ötesinde bir büyükannenin evladına, torunuz yazdığı bilgece öğütler dizisine benziyor.

    YanıtlaSil
  56. Zamanın ruhunu anlamak bakımından, kitabın yarısında 20 Mart olayları (Napoleon'un Elba Adası sürgününden sonra, iktidarı ikinci kez ele geçirdiği gün) yaşanmakta...

    YanıtlaSil
  57. Ona her akşam, en önemsizleri olsa bile, gün içinde gelişen olayları ve düşüncelerimi yazmaya söz verdim. Bu vaadin ardından yorgun başını omzuma yasladım ve bana, " Hiçbir şeyi atlamayın, sizinle ilgili her şey beni ilgilendiriyor,"dedi.

    YanıtlaSil
  58. -Düşüncenin okşadı, ruhumun öptüğü insanı andıran çiçek! Ah benim zamanım! dedim, sapına hâlâ el değmemiş, her zamanbeyaz, gururlu, güzel kokulu ve yalnız!

    YanıtlaSil
  59. ... .. bana kederli bir gülümsemeyle, bu rolü ancak kalpsiz bir kadın üstlenebilir. Ben anneyim, iyi bir cellat olamam. Evet, acı çekmeyi bilirim, ama onurluya da yüce bir sonuç elde etmek için ile olsa, başkalarınaacı çektiremem. ... .. Benden böyle oyunlara başvurmamı istemeyin. ... ..

    YanıtlaSil
  60. Farkında olmadan yakınlaştığımızı, âdeta yarı evliyim gibi göründüğümüzü hissettik. Kendinden olduğu kadar benden de emin olduğu için, asilbir güvenduygusu sergiledi. Böylece yüreğinin derinliklerine indim.

    YanıtlaSil
  61. İngiliz kadınına göre, utanç ya eksiksizdir ya da yapılmamıştır; geçerli olan yapıp ya hiçtir, Hamlrt'in olmak ya da olmakmaktır'ıdır.

    YanıtlaSil
  62. İngilter'de Lady Arabelle, Pris'te Lady Dudley, ama taptığı Madam de Mortsauf ...

    YanıtlaSil
  63. Gelinen durumun, ikiyüzlülük yüzsüzlüğün ötesine geçtigini okumak, insanlara karşı tarifi zor güvensizlik duygusu uyandırıyor...

    YanıtlaSil
  64. İşin ilginç yanı, kadınların üçünün de diğerlerinden haberleri vardı ... ..

    YanıtlaSil
  65. Bir taraftan da şu gerçeği görmek mumkün; tabiat boşluğu boş bırakmıyor, boş kalan yer kendiliğinden dol(durul)uyor.... Dimyat'a pirinç almaya gidenler ellerindeki bulgurdan olabiyor... zamanlama ve tercihler kullanılırken duygularve akıl dengesine dikkat edilmeli...

    YanıtlaSil
  66. Yazar, Fransız ve İngiliz kadınını aşk ve sevgi kavramları yönleri ile mukayese ederken açıkça taraf tutuyor

    YanıtlaSil
  67. Bunu yaparken mezhepsel bir yaklaşımı ( protestanlık ve Katoliklik) da mukayese etmekte...

    YanıtlaSil
  68. "... .. bedeni iyileştirmek için önce yüreği iyileştirmek gerekir!"...

    YanıtlaSil
  69. Daha otuz beş yaşındayım, yaşayacak güzel yıllarım olabilir. Mutluluk insanı güzelleştiriyor, mutluluğu tanımak istiyorum. Muhteşem planlar yaptım, Clochegourde'u onlara bırakıp birlikte İtalya'ya gideceğiz.

    YanıtlaSil
  70. Lütfen, yıkıntı veren bir alışkanlıktan vazgeçer misiniz? Daima ilk kocalarının söz eden ve onların erdemlerini ikinci kocalarının başına kalan dul kadınlara özenmeyin.

    YanıtlaSil
  71. ..... şunu iyi bilinki, hiçbir kadın yüreğinizde sakladığınız ölümle yan yana olmak istemeyecektir.

    YanıtlaSil
  72. Oldukça seçkin bir kadın olan Lady Dudley'yi de bezdirdiyseniz, ... ..

    YanıtlaSil
  73. Nasıl olur sevgili kont? Daha ilk ilişkinizde, sizin geleceğinizi düşünen, yükselmesini sağlayan, sizi kendini kaybedercesine seven, sizden sadece Sadık kalmanızı isteyen tapılası bir kadını kederden öldürüyorsunuz? ...

    YanıtlaSil
  74. Teşekkürlersevgili kont, mezarın içinde dışında da rakibe istemiyorum.

    YanıtlaSil
  75. ... .. artık çok geç. ... .. Bütün kadınlar yüreğinizin çoraplarını fark edecektir. ... ..

    YanıtlaSil
  76. Son söz, yazıldığı dönem hakkında ışık tutması kadar, insan Duygu ve düşüncelerinin analizinin ustalıkla yazı ile ifade edildiği sürükleyici bir eser.

    YanıtlaSil