… .. Sevginin yanılgısı yok. Yanlış olan neyi sevdiğini bilmemek ve yolu yanlış çizmek. Hangi kaynaktan geldiğini suyun, hangi dağın üstünden döküldüğünü aydınlığın, bilmemek. Bilmemek yanlış kılar sevgiyi.
Züleyha ki Yûsuf’u sevdi. İbtida, neyi ve kimi sevdiğini bilmedi. Sonra aşkın kaynağını bildi, Yûsuf’u değil, Yûsuf’ta tecellâ eden nuru sevdiğini far etti. Yûsuf da, ki rüyasında güneş, ay ve on bir yıldız ona secde etmişti, bir kuyuya atılmış ve kendisine zindanda rüya yorumu verilmişti, önce aşkın kaynağını bildi sonra nurun.Züleyha suretinde tecellâ ettiğini fark etti. Biri sûretten nura yükselirken diğeri nurun sûrette tecellâ ettiğini idrak etti.
İşte bütün hikâye: Kim düştü kuyuya
Y’usuf mu, Yakub mu, Züleyha mı? Zindan kimin kaderi, Yûsuf’un mu, Yakub’un mu yoksa Züleyha'nın mı? Yûsuf, Yakub ve Züleyha yok aslında. Hepsi bir, hepsi O bir, hepsi tek bir.
Söylenmemiş Mesnevi kalmadı yer yüzünde. Her Yûsuf u Züleyha, bir öncekinin hem aynı hem de başkası. Bu nasıl mazmun, diyor ya, kalbi dipsiz derinliklerde çoğalan Fuzuli, Farsça Divan’ın önsözünde, yani Mukaddime’sinde. Hiç kullanılmamış, diye kaldırıp atıyor ya bir imgeyi uykusuz kaldığı gecelerin sabaha değdiği yerde. Sonra aynıı gecelerin aynı sabahlara değdiği yerde, bu kez, bu nasıl mazmun, diye yırtıyor ya kullanılmış ı-olan başka bir mazmunu. Hem bilinen hem bilinmeyen, hem kullanılmış bir imge hem kullanılmamış bir imge; böyle olmalı ki sözün hükmü tamam olsun. Eski zincire bağlanan bir halka, ama yeni, böyle olsun ki zincir kuvvetli olsun.
Her Yûsuf u Züleyha bir öncekinin hem aynı hem başkası. Bu da öyle. Ayna aynı, kitap farklı.
Şiir:
bu kez birkaç kitap
yine ayna ayna
cve birkaç ruh
hepsinin içinde mevcûd
Züleyha’nın acısı acının Züleyha’sı
(Ayşegül Kösa)
Bismihû
Esirge ve bağışla.
Öptüm kitapların da üzerindeki Kitâb’ı, öptrüm ve koydum alnıma.
Ben: Yazıcı. Yazmaya başladığımda, yıl bin dokuz yüz doksan dokuz milâtta sonra, aylardan Nisandı. Bir mumun ışığında bir rüzGâr tiitretiyorken. Ve bir hattat nefesinin, bir mumun alevini bile titretmemesi gerekiyorken. Sürgün düştüğüm zamanlarda ben kalbimi çatlatan nefesi salıverdim.
Ben Yazıcı.Kalbim çatladığında tanıdığım su kıyısında bir kavak ağacıydı.
İlk sözcükler mürekkebi mor kalemin ucundan dökülürken, Ayasofya’da Topkandil’in altında değil indiysem de Hamdullah Hamdi Hazretleri gibi (rahmet onun ve bütün Yûsuf u Züleyha yazıcılarının üzerine olsun), ben de suyun kıyısındaki kentte kendimce Yûsuf’’un uyanıklığından farklıydı elbet ama ben de gecenin saat sıfır üçlerinde daima uyanıktım.
... ..
*yûsuf ile züleyha - kalbin üstünde titreyen hüzün & nazan bekiroğlu
Timaş Yayınları
1.Baskı:2006, İstanbul
Güzeldi Yusuf. O kadar ki, her güzellik gibi onun da güzelliğinin olduğu yerde kıskançlık ve muhabbet bir arada yaşardı. Ve her güzellik gibi Yusuf'u güzelliğinin de kendisine zararı vardı.
YanıtlaSil... .. güzelliğin özeti yazıcının sözcüklerinin çok okuyucunun muhsyyilesi demekti. Sözcük sınırlı muhayyile ise sınırsızlıktı.
YanıtlaSilVe anladı ki Yusuf'u, bir babanın evladına duyduğu muhabbetle değil bir peygamberin diğer bir peygamberi sevdiği gibi sevmektedir.
YanıtlaSilKorkum nefsinize tasallut edecek şeytana dardı. Şeytan ki musallat olmak için nefsinize fırsat kollar. Nefis ki kötülüğü emreder.
YanıtlaSilHer kötülük bir nantıkla başlardı nasılsa.
YanıtlaSilZüleyha bir olgun kadın. Yûsuf bir çocuk. Yûsuf Züleyha'nın ellerinde büyürken, Züleyha da aşkın çocukluğunu bildi. Gül suyuyla yıkadı aşkının saçlarını, gül yağıyla ovdu ayaklarını. ...
YanıtlaSilGördüğüm her şey bana Yusuf diyorken, ve sahi gördüğüm her şey bana Yusuf suretinde geliyorken, nasıl olur da gözlerim Yusuf'a başka sûrete değer?
YanıtlaSilZüleyha'nın bir adı korku. Ama işte Züleyha 'nın öbür adı aşktı. Her halde zamanı vardı. Aşkın bir adı da sabırdı.
YanıtlaSil.... gözdür bakar, kalptir akar, candır taşar. Ama her şeyin yolu ve yordamıyla var. Bari Züleyha oyunu kurallarına göre oynasaydı. ... ..
YanıtlaSilDedikodulara gelince ... .. Anlatmakla olmayacak kendi gözleriyle görsünler en iyisi mi.
YanıtlaSilYusuf'u Mısırlı kadınlara göstermeye karar veren Züleyha her birine uçaklarını saldı vakit geçirmeden.
YanıtlaSilHer şeyin kalpte başlayıp kalpte bittiği mevsimde, her şeyin rengine göre isim aldığı yerde Yusuf bu duasındaydı. Ve Yûsuf biraz da bu dua ile, bu duayı edebilmiş olma yüreklilikle peygamberdi: Rabbim, bana istememesi isteyebilmeyi Nasib et.
YanıtlaSilSadece düşündü Yusuf, başına gelenleri. ... .. Sadece, Rabbim sen en iyisini bilirsin, dedi. Sen en iyisini bilirsin ve böyle olduysa, böyle olması gerekiyor demektir. Sana teslimim.
YanıtlaSil... .. İlk kez kendi rüyasını yorumladı: Güneşi tanıdı Yusuf Yakub. Ay'ı tanıdı Yusuf, annesini. Ve on bir yıldızı, kardeşlerini. Ve mavi yıldızı rüyasına katılan ve rüyasını tamamlayan Züleyha'yı.
YanıtlaSilKim ki dar zamanda el uzatır muhtaç olanlara, el uzatmış olur kendi yarınlarına.
YanıtlaSilGerçek ıstırapla, suskun sevinçler, kâh suya düşen, kâh canlılığını koruyan umutlarla dolu bu ilk kırk gün boyunca ne çok şey keşfettim.
YanıtlaSiluçuyordum
SilDemek onun için bir anlam ifade ediyordum.
YanıtlaSilErtesi gün beni karşılayışı bana yönik duygularını belli ediyordu ve o andan itibaren sesinin gözlerini algılamaya başladım.
YanıtlaSilBirkaç günden beri, aramızda, dopdolu ruhlarımızdaki kaynağı bir sözcükle fışkırtacak bir açıklamanın belirtileri çalkalanıyordu. Sağlayacağımız mükemmel uyumu hangi utanç geciktiriyordu?
YanıtlaSilZorunlu hale gelen bu ilk açıklamayı içimizde biriken düşüncelerle gözümüzde büyütmüştük.
YanıtlaSilFelix'in, evli ve iki çocuk annesi bir kadınla giderek duygusal bağın derinleştiği bu aşamada, sonraki sürecin getireceklerini umursamıyor görünmesi şaşırtıcı.... ne olacağı merak uyandırıyor...
YanıtlaSil... .. "Tanrı bana destek olacak içten bir dostluk mu göndermek istiyor?" diye endişe elini elimin üzeri e sıkıca yaslayarak, "çünkü siz iyi yüreklisiniz, yüce gönüllüsünüz..."
YanıtlaSil-Aynı çocukluğu yaşamışız! dedi. bana bir ideal uğruna ölenlerin halasının ışıldadığı yüzüyle bakarak.
YanıtlaSilRuhlarımızın aynı teselli edici düşünceyle birleştiği kısa bir aralıktan sonra:
YanıtlaSil-Demek ki ıstırap çeken sadece biz değilmişiz! dedi çocuklarıyla konuştuğu ses tonuyla ve oğulları ölen bir ailenin tek kızı olmanın bahtsızlığından söz etti.
Erkekler yaşamlarını belirleyen hayatın gidişatına hâkimdirler, benimki ise ebediyen elimden alındı. Kadının, evli kadınların simgesi olan altın halkayla bağlandığı o ağır zinciri hiçbir güç kıramaz.
YanıtlaSilBirbirimiz için iki kardeşten daha fazlası değil miyiz?
YanıtlaSil