4 Ağustos 2022 Perşembe

Işık Doğudan Gelir & Cemil Meriç


 

… .. Cemil Meriç eserine “medeniyetlerin defter-i âmâli” olan ansiklopedileri ele alarak başlar. Kendisinin de sık sık başvurduğu, aklın değerine iman eden , gelenekleri , tecrübenin ve rasyonel tenkidin süzgecinden geçiren, peşin hükümleri sorgulayan ansiklopedilerdir bunlar. Her yüzyıla damgasını vuran ansiklopediler vardır. Cemil Meriç’e göre: on sekizinci Yüzyıl Ansiklopedisi, on dokuzuncu yüzyılda Büyük Ansiklopedi ve yirminci yüzyılda Fransız Ansiklopedisi. On sekizinci yüzyılda Diderot’un başkanlığında yayımlanan Onsekizinci Yüzyıl Ansiklopedisi’ni tanıtır önce Cemil Meriç  Diderot’ya göre: “Dil, yeni bir düzene kavuşturulmadıkça düşünce de yenilenemez. Bütün ümitlerimizin temeli dil. O istikrara kavuşmaz ve gelecek nesillere bütün kemaliyle aktarılamazsa, yazdıklarımızın yarınından nasıl emin olabiliriz.?” Bu ansiklopedi ilk defa “insan bilgisinin pozitif bir terkibini yapmış, maddî ilimlerin objektif ve tecrübî özünü ortaya çıkararak müstakbel araştırmaların ve düşüncelerin malzemesini hazırlamıştır” (R. Hubert). Büyük Ansiklopedi’ye gelince. On dokuzuncu yüzyılın özelliği, eski inanç biçimleri ile felsefî zihniyet arasındaki kavgadır, modern toplum, mazinin siyasî müesselerini temizlemeye çalışarak, demokrasinin kurulmasını sağlamalı, sosyal güçlerin ve iktisadî  unsurların yeni baştan dağılımını gerçekleştirmeli, sermaye ile emek birbiriyle barıştırılmalı. 

Evet “ansiklopedilerin kaderi fâni olmaktır. 25 yıl içinde insan ilimleri gelişecek yahut yeniden değerlendirilecektir, yeni olaylar çıkacaktır su yüzüne, eski nazariyeler ölecek, yerlerine tazeleri geçecektir. Aynı kelimeler 25-30 yıl içinde bambaşka mânâlar ifade edecektir,” yeni ansiklopedilere ihtiyaç doğacaktır. Ama ansiklopediler yaprak gibi dökülmezler, onlar “dünü yarına bağlayan zincirin vazgeçilmez birer halkasıdırlar…. Her ansiklopedi, insan zekasının belli bir merhalesini ifade eder” (M. Berthelot). Yirminci yüzyılın Fransız Ansiklopedisi de bilgi vermek ve öğretmek amacındadır. Ama ansiklopedi bir “eser” de olmalıdır, merkezi insan olan bir eser. “Siyasî, felsefî, dogmatik hiç bir inancın hizmetinde” olmayan; “başka milletlere, başka fikirlere, başka düşünce ve duyma tarzlarına sonsuz bir

tecessüs” besleyen bir eser. Hakikate inanan herkesi yanına çağıran; “Hiçbir peşin peşin hükme iltifat etmiyoruz, hiçbir doktrini kabule zorlamıyoruz kimseyi. Hatta teklif ettiğimiz herhangi bir doktrin de yok. Nereden gelirse gelsin, kim olurlarsa olsunlar, Hâlâ Hakikate inanan herkesi yanımıza çağırıyoruz…” (A.de Monzie) 

İslam medeniyetine gelince. İslâm medeniyeti yekpare bir bütün Cemil Meriç’e göre… Bu medeniyetin dayandığı mukaddes kitaplar, milyonlarca insanın yoluna ışık serpmiş ve serpmektedir. İslâmın ‘muhit-ül maarif’i, Kur’an-ı Kerim ile Hadis-i Şeriflerdir. Evet, İslâm âleminde sayısız kamuslar, sayısız ansiklopedik eserler mevcut… Fakat bunlardan hiçbiri modern mânâda ansiklopedi sayılmaz… İslâm dünyasında , hem felsefî bir görüşe dayanan, hem de zamanının bütün ilimlerini kucaklayan tek ansiklopedi İhvan-ı Safa Risaleleri’dir… “Gerçekten de Risaleler, onuncu yüzyılda Arap felsefesinin bir Ansiklopedisi mahiyetindedir…. ..

… ..

İslamda Kozmolojik Doktrinler

… .. Genel inanca göre Orta Çağ İslâm dünyasının bütün îlmi düşüncesi ve yazıları Yunan düşüncesinin mirasıdır. Helenistik çağda birtakım değişikliklere uğramıştır. Büyük Arap ^limleri ve filozofları ile onların uyanan Batı düşüncesi üzerindeki etkilerinden  o kadar çok söz edilmiştir kiİbn Sina gibi bir kişinin yazılarındaki ‘akıl dışı’ unsurlarla karşılaşmak bir çeşit şok tesiri yapmıştır. 

… ..Ekümenik din bakımından ele alırsak, Hristiyan Batı’nın moral bütünleşmesi, on dördüncü asırda, Rönesans gittikçe büyüyen bir çözülüşün başlangıcıdır. Nitekim İslâm’da moral ve dinî bütünleşme çizgisiyle, cemaatin şuurca zeenginleşmesi ev cihan şumullemesi çizgisiyle , cemaatin şuurca zenginleşmesi ve cihanşumulleşmesi ayrı ayrı şeylerdir.

… …

Muhteşem Bir Abide: Doğu Kütüphanesi

Batı insanına Doğu’yu tanıtan, askerî, siyasî, ticarî sayısız temaslar olmuş. Doğu’nun düşünce dünyasını da merak etmiş Batılı. Byu çeşitli bilgi kaynaklarının tam bir dökümünü yapmak için ciltlerce yazı yıllarca emeğe ihtiyaç var. Bu alanda da öncümüz Avrupa. Oryantalizmin nasıl adım adım ilerlediğini, bu teni keşiflerin batı düşüncesine neler kazandırdığını anlamak için okunması gereken en değerli eserler: 1- Raymond Schwab’ın La Renaissance’i. Bu nefis kitapta  ağır basan: Hint. İslâm dünyası üzerinde fazla durulmamış. 2- Edward Said’in, dilimize çevrilen, Oryantalizm’i. Konu İslâm dünyasıyla emperyalizm arasındaki ideolojik savaş, oryantalizmin perde arkası. Her Müslümanın ibretle okuması gereken nefis bir hicviye. 3- Rodinson’ın kitabı: La Fascination de Islam. Eser oryantalizm macerasını tarih içinde ve bütün boyutlarıyla incelemeye çalışan ansiklopedik bir yaklaşım. Özlü, aydınlık, öğretici; fakat kokusuz, renksiz ve heyecansız. 4- Adnan Adıvar’ın İslam Ansiklopedisi’ne yazdığı “Mukaddime” (24 büüüyük sayfa). Derli toplubir özet, gönülden çok kafanın mahsulü.

… ..

Kaynakları tanımak isteyen batı aydınları ise susuzluklarını Herbelot sayesinde gidermeye çalışmışlar. Başka bir deyişle, Avrupalı bilginler, İslâm dünyasını Herbelot’un Doğu Kütüphanesi (*6) yardımıyla tanımış. Filhakika, Doğu Kütüphanesi, Hugo’dan Nerval’e, Tennyson’dan Lanennais’ye kadar birçok batı yazarlarının başvurduğu bir ana kitaptır.





(*6)Herbelot Monsieur d’Andre, Bibliotheque ou Dictionnaire Universel, contenant generalement tout ce qui regarde la connaissance des peuples d’Orient (Doğu Kütüphanesi veya Evrensel Sözlük, Doğu’nun tanınmasıyla ilgili bütün hususları kapsar.)... 






*Işık Doğudan Gelir & Cemil Meriç

Yayına Hazırlayan: Mahmut Ali Meriç

İletişim Yayınları

1.Baskı:2008, İstanbul


*Cemil Meriç, 1916’da Hatay’da doğdu. Ailesi Balkan Savaşı sırasında Yunanistan'dan göçmüştü. Fransız idaresindeki Hatay’da Fransız eğitim sistemi uygulayan Antakya Sultanisi’nde okudu. Tercüme bürosunda çalıştı., ilkokul öğretmenliği ve nahiye müdürlüğü yaptı. 1940’ta İstanbul Üniversitesine girip Fransız Dili v e Edebiyatı öğreenimi gördü. …. … ..  13 Haziran 1987’de vefat etti. … ..


10 yorum:

  1. Kitap çok değerli olmakla birlikte günümüz insanının anlamakta güçlük çekebileceği özellikte.... bilim tarihini inceleyecekler için emek vermeye değer.... bir anlamda, antik çağdan başlayarak Müslüman bilim adamlarına, oradan da Endülüs'ler ve sonrasında Aydınlama / Rönesans döneminde tekrar batılıların sahip olduğu değerli birikimlerin geleceğe ışık tutmasına şahit oluyoruz

    YanıtlaSil
  2. İnsanlığın İlmi ve Kültürel Gelişmesinin Tarihi, .... İslâmiyet din, felsefî ve hukukî düşünce ... tarihi kaynaklarla tanışıyorsunuz...
    Onuncu asırda Yunan Felsefesi geleneğinin durumu.....

    YanıtlaSil
  3. Ortaçağ ilim ve sanat... cisimleri halleri....yıldızları hareketleri, ateş-hava-su ve toprak üzerine düşünceler havada buluna değişiklikler, madenler mağaralar, denizlerin derinlikleri, bitkiler, hayvanlar, matematik kavramları.... bu kavramların dilden dile aktarılırken uğradığı değişiklikleri oratdana kaldırmaya / aslını çıkarmaya dönük gayretler..... bugünlere gelmenin asırlar alan çabalarını anlamayı sağlıyor...

    YanıtlaSil
  4. İnsanlık için çok şey merak, araştırma, anlama kon usu olmuş (şimdiki gibi) yaratıcı, ruh, ölüm, ruhun beni terk etmesi, kıyamet, çevredeki her şey .... diğer bir ifade ie görüyoruz ki bilinmeyene olan merak sürekilik arz ediyor...

    YanıtlaSil
  5. (s.63, alıntı) Corbin Henry(1903-1978) Fransız Doğu bilimci ve filozof. İran çalışmaları uzmanı. Almanca ve Farsça'dan çeviriler yapan Corbin... .. Önemli eserleri arasında İnbi Sina'yla ilgili kitabını (Avicenne et le Recit Visionnaire, 1954), İnbv Arabie'de Sufilik üzerine eserini (l'Imagination Creatrice dans le Soufisme d'Ibn Arabi, 1958), Iran'da İslâmiyet hakkında yapıtını (En İslam Iranien, 1971973) , İslâm Felsefesi Tarihi'ni (Historie de la Philosophie Islamique, 1964-1969), Sühreverdi ile ilgili eserlerini (Sohrawdi d'Alep) sayabiliriz. ...

    YanıtlaSil
  6. s.65'deki şu bölüm ibretlik (yasaklamayı yakmayı seven muktedirle o zamanlardan kalma....); Sünnilerin kardeşleredavranışı düşmancadır. Halife Mustancid, 1150'de Risaleleri yaktırmış, İnb Sina'nın eserleriyle birlikte. Bununla beraber eser yine de yaşamış. Frasça'ya ve Türkçe'ye çevrilmiş. Bütün Müslüman mistikleri (mutasavvıfları) üzerinde büyük etki yapmış.

    YanıtlaSil
  7. Kitaba ilgi duyanlar için; dipnotlar da önem arz ediyor...

    YanıtlaSil
  8. ermiş (illumine) sıfatını kendilerine yakıştıranlar her dönem ortaya çıkmış ve devam eden bir anlayış..... (s.66)

    YanıtlaSil
  9. İhvan-ı Safa eserlerine ilişkin yorumlrın bir bölümünde ilginç bir tanım geçiyor (s.76) Onlara göre ahlâk bakımından kâmil bir insan: 'Doğuİranlı olacak, imanca Arap, terbiyece Iraklı yani Babilli, bir Yahudi kadar ferasetli, ahlâkça bir İsa müridi, Suriyeli bir keşiş kadar âbid, bilgice Yunanlı, esrara nüfuz etmekle Hintli,. Fakat bilhassa bütün manevî hayaında bir Sufî.' ... .. tanımın genişliği insanı şaşırtıyor....var mıydı böyle bir insan?

    YanıtlaSil
  10. "İhvan ve Felsefe" adlı bölümde (s.79) "... .. İhvan'ın kendileri de sık sık felsefenin Hakikat'i bulmak için bir yol olduğunu tekrarlar. ... ... Bununla beraber amaçları ne İbn Rüşd'ünki ile aynıdır ne de Akinalı Toma'nınkiyle. İhvan'ın felsefeden anladıkları, Aristoculardan gelen rasyonalist ve şilojistik (kıyasî) manadan geniş ölçüde farklıdır. İhvan'a göre felsefe Hikmet demektir. Oysa Müslüman yazarların çoğu için felsefe, sadece beşeri aklın müteradifi olarak kullanılır. Nihai kaynağı peygamberlere gelen Vahiylerdir.... ..." ifadelerine yer veriliyor.

    YanıtlaSil