21 Mart 2023 Salı

Büyük İskender*

Pers Devleti, Makedonya ve Yunanistan

İskender, 11 Haziran  323 tarihinde Babil’de yaşama gözlerini kapadığında, ardı ardına fethettiği, Nil Nehrinden Himalaya’ya , Balkanlar’dan Hint Okyanusu’na uzanan,  uçsuz bucaksız bir imparatorluk bıraktı. Yaklaşık bin yıl süresince, büyük bölümünde Yunanca konuşulan ve Makedon seçkinlerin yönetimi altındaki bu toprakların yayıldığı alan, önceki Pers İmparatorluğu’nun sınırlarıyla kıyaslanabilirdi. Makedonya, Yunanistan ve Pers İmparatorluğu: İskender birinci ülkenin, Makedonya’nın veliahtı olarak dünyaya geldi, babası Philippos Yunanistan'a hükmetti ve İskender de birbiri ardına düzenlediği seferlerle,


 

Asma Bahçeleri” olması kuvvetle muhtemeldir.


… ..

Babil takvimine göre İskender’in hükümranlığının sekizinci yılı, Aiiaru aynın 29’u idi; bizim takvimimize göre ise 11 Haziran 323 İskender’in ölmünü “Kral öldüğünde hava bulutluydu” diye soğuk, bilimsel bir dille kaydetmiştir.

… ..

Askeri deha

… ..

… ..Kral karmaşık yönetsel problemlerle yüzleşmekten kaçarak hep savaşmayı yeğledi. … ..

… ..

… .. İskender’in çevresindekiler üzerinde uyandırdığı saygı ve hayranlığın yanı sıra, özellikle otoritesinin

sayılmaması karşısında kontrol altına alınması zor öfke patlamaları yaşayan huzursuz yapıya sahip bir

insan olduğunu söylemek de o denkli zor olmasa gerek. Fethettiği bölgelerdeki düzen ve birliğin

sağlanmasına bile bu huzursuzluk engel oluşturuyordu. İskender’in ölümünden sonra, ancak doğaüstü

örgütsel beceriye ve kapasiteye sahip bir lider imparatorluğun parçalanmasının önüne geçebilirdi; ne var

ki maiyetinde bu liderlik vasıflarına dsahip biri yoktu; kurmayları yetkin politika stratejisi izleyebilecek

olanlardan değil, savaş esnasında keskin manevra kabiliyeti sergileyebilecek subaylardan oluşuyordu.

İskender’in hükümranlığının ana teması savaştı; bu alanda son derece başarılıydı; çarpışma sahasındaki motivasyon taktikleri zaferi mutlak kılan en

önemli unsurdu. Savaşın en ciddi ve tehlikeli zamanlarında bile hayatı pahasına aldığı riskler, orduyu

düşmanla savaşmaya yönlendirme taktiğiydi. İskender’in kendisini ölüme götürebiklecek bu gözü kara

atılganlığa sevk eden bir diğer neden de, askerlerin zihinlerine kurtuluşun tek yolunun zaferden geçtiğini,

bu bağlamda ölümün olağanüstü bir durum gibi algılanmaması gerektiği fikrini benimsetmekti.

… ..

… .. Pers Kapıları’nda kapana kıstırılıp ağır bozguna uğratıldıkları için kralın geri çekilme emri verdiği

çarpışma dışında, İskender hiçbir zaman savunmaya yönelik bir çarpışmaya girmemiştir.  Çoğu zaman

çarpışma sırasında en ön saflarda yer alarak gözü pekliği ve cesareyiyle adamlarına esin kaynağı

olmuştur.

… .. Böylesine bir liderlik vasfı sergileyişinin bedelini ise dokuz kere yaralanarak ödemiştir.

… .


İç savaş

Perkas Darbesi

… ..

… ..Kralın bir vârisi olmamasına karşın durum oldukça açıktı. …. ..

… ..

Perdikkas böyle bir toplantı düzenleme yetkisine haiz m iydi? … ..

… ..

Toplantı başladığında vezir, kendisine verilen mühür yüzüğünü… ..


Yunan Bağımsızlık Savaşı

Perdikkas bir hükümet darbesi yaparak ne kadar kurnaz olduğunu ispat etmişti; … ..

… .. Perdikkas imparatorluğun parçalanmasını önleyebilmek ve bütünlüğünü muhafaza edebilmek

adına üstün gayret göstermiş olsa da, … ..

… .. İndus Vadisi kaybedilmişti…  ..

… .. Teselya’nın da ayaklanmalara katılacağı anlaşıldığında … ..

… ..

Üçüncü Sogdiana İsyanı

Perdikkas’ınn Düşüşü

… ..

… ..Yaz boyunca birbiri ardı sıra ortaya çıkan gelişmeler, İskender’in imparatorluğunun parçalanma

sürecini hızlandırdı. … ..

… ..Tekgöz AntigonossA eski toprakları iade edildi… ..

Kağıt üzerinde uçsuz bucaksız görünmesine rağmen İskender’inb imparatorluğu gerçekte

parçalanmıştı. … ..

… .. imparatorluğun doğusundan iyice kopan Makedonya’da taht kavgası başladı -Phlippos Arrhidaios

öldürüldü- ve Antipaatro-’un oğlu Kassandros iktidarı babasından alarak egemenliğini ilan etti. … ..

… .. geleceğin üç ayrı devleti bu tarihlerde ortaya çıktı. Makedonya, Ptolemios ve Selevkos

krallıkları. … ..



Değerlendirme


Yanılsamalar

Lahor müzesinin giriş salonunda sergilenen devasa bir harita, “Sikander-i Azam”ın, diğer bir deyişle dünya fatihi İskender’in seferlerini gözler önüne seriyor. … ..

… ..


Değişim

… ..

… .. 

Makedon-Pers Savaşı’nın en önemli sonuçlarından biri Yunan kültürünün yayılması, diğer bir deyişle Helenleştirilmeis olduğu

sonraki kuşaklar tarafından ileri sürülmüş bir görüştür. … .. 

… ..

… ..  Yunanlar ve makedonlar boyunduruk altına aldıkları halklardan, çok çeşitli alanlarda birçok

şey öğrendiler.İskender’in hükümdarlığı döneminde, özellikle genç fatihin yoğun biçimde

yaşanmıştı bu süreç. Avrupalılar gerek coğrafya bilimini, gerekse astronomi biliminin temel

ilkelerini öğrenmekle kalmamış, kendi geçmişlerinden çok daha öncelere uzanan, titizlikle

belgelenmiş tarih kayıtlarıyla karşılaşmışlardı; dahası -yine Babillilerin uzmanlık alanı- matematik

kuramlarını , coğrafya ve astronomi gibi diğer alanlarla kaynaştırmışlardı. 

Ödünç aldıkları ya da uyarladıklarının önemi yine de abartılmamalıdır. Yunalar sözgelimi,

insanın on parmağının oluşu gibi anatomik bir gerçeğe dayandırdıkları, hesap işlerini

kolaylaştırmaktan çok güçleştiren onluk sayma sistemine bağlı kalmışlardı. Mezopotamya’da

tanık oldukları altmışlık sayma sistemine geçmeye hiçbir zaman işstekli olmadılar…. .. Bu sayma

sisteminin kolaylıkları ancak yedi yüzyıl  sonra, İskenderiyeli Theon tarafından fark edilerek

kabul gördü.

Başka türlü de olamazdı. Karşılıklı ilk kültür alışverişinden sonra Makedonlar, Yunanlar ve

Babilliler öz kimlikleri üzerinde kafa yormaya başladılar; son kertede birbirleriyle içiçe

yaşayamayacaklarını da anlamış oldular. Bunun sonucu olarak Babil’deki yerli halk ve Avrupalı t

oplumların farklı farklı mercilerce yönetilme sürecine girildi. … ..

… ..

İskender’den sonra açılan, çoğunlukla “Helenistik” adı verilen çağ Yunan kültürünü köklü önyargılardan arındırdığı gibi, Yunanların ufkunu

genişletmeye aracı oldu. Dünyaları artık Pers dünyası kadar engindi; o kadar ki, batıdaki Yunan

ufku Perslilerinkini gölgede bırakacak genişliği bulmuştu. O döneme kadar filozoflar şehir

devletin, yani polis’in insancıl bir varoluş sürdürebilmek için mutlak surette gerekli olduğunu savunurken, Heleni

stik felsefenin merkezine insanın, etnik kökenine bakılmaksızın bütün dünyanın, yani,

kosmopolis’in yurttaşı olabileceği savı kabul gördü.


Özetlemek gerekirse: İskender’den sonra yayılan Yunan kültürü başkalatırılarak, sınırları daha geniş

olan Selevkos ve Ptolemaios’un ki gibi çok kültürlü krallıkların dünyasına uyarlanmıştı. Ortaya yeni bir

insan kavramı çıkmış, Yunanlar ve barbarlar arasındaki eski ayırıcı unsurlar geçerliliğini yitirmişti.

Boyunduruk altına alınan halkların bir kısmı Yunan yaşam biçimini benimsemiş, öte yandan Yunan bilim

dünyası da Mısırlı ve Babillilerin bilgelik ve dirayetinden falasıyla yararlanmıştı.


Sorumluluk

… ..










*Büyük İskender  &  Jona Lendering

Çeviri: Burak Sengir

Kronik Kitap

Kitabın Özgün Adı: Alexander de Grote; de Ondergang van Perzische Rijk

1.Baskı, Kitap Yayınevi

5.Baskı, Eylül 2019, İstanbul



*
İskender - Vikipedi (wikipedia.org)

*İskender ( 20 Temmuz 356 - 10 Haziran 323), asıl adıyla III. Aleksandros veya yaygın adıyla Büyük İskender, Antik Makedonya Krallığı'nın MÖ 336 - 323 yılları arasındaki kralıdır.[1][2][3] MÖ 356 yılında Pella'da doğdu ve 20 yaşında babası II. Filip'in yerine tahta geçti. İktidarının uzun yıllarını Güneybatı Asya ve Kuzeydoğu Afrika'da eşi benzeri görülmemiş büyük askerî seferlerle geçirdi ve 30 yaşına geldiğinde Yunanistan'dan Kuzeybatı Hindistan'a kadar uzanan antik dünyanın en büyük imparatorluklarından birini oluşturdu.[4][5] Hükümdarlığı süresince girdiği hiçbir muharebede yenilmeyen Büyük İskender, pek çok uzman kişi tarafından tarihin en başarılı askerî komutanlarından birisi olarak kabul edilir.[6]

İskender, gençliğinde 16 yaşına kadar ünlü filozof Aristoteles tarafından eğitim gördü. MÖ 336'da, babası II. Filip'in bir suikaste uğrayıp ölmesinden sonra, babasının yerine Makedonya tahtına geçti. İskender, ''Yunanistan'ın Lideri'' unvanıyla ödüllendirildi ve bu yetkiyi, babasının Perslerin fethi için Yunanları bir araya getirmeyi amaçlayan Pan-Helenistik tasarısını hayata geçirmek için kullandı.[7][8]

MÖ 334'te Ahameniş İmparatorluğu'nu ele geçiren İskender, bundan sonra 10 yıl sürecek olan bir dizi sefere başladı. Anadolu'nun fethine müteakiben İskender, bir dizi belirleyici savaştan sonra, özellikle İssos ve Gaugamela muharebelerinde Ahameniş hükümdarı III. Darius'u perişan etti. Daha sonra Pers Kralı III. Darius'u devirdi ve Ahameniş İmparatorluğu'nu tamamen fethetti.[9] Gelinen son noktada ise İskender'in imparatorluğu, Adriyatik Denizi'nden Beas Nehri'ne kadar uzanmaktaydı.

… ..




*
Ahameniş İmparatorluğu - Vikipedi (wikipedia.org)

*Ahameniş İmparatorluğu ya da Hehamenişiler (İngilizce telaffuz: [əˈkiːmənɪd]; 𐎧𐏁𐏂, Hšassa (Eski Farsça), İmparatorluk), MÖ 6. yüzyılda Büyük Kiros tarafından kurulan, tarihteki ilk Pers devletidir.

Tarihçe: 

MÖ 550'de Persler Büyük Kiros önderliğinde birleşerek kuzeydeki Medler'i yıkmış ve bir devlet haline gelmişlerdir. Bundan sonra Kyros fetih hareketlerine girişmiştir. Bu fetihlerde ise Babil, Fenike gibi zengin yerleri fethedip ülkeyi zengin bir krallık haline getirmiştir. Urartu, Manna devletini, Lidya'yı ve Krezus'un servetini ele geçirip tüm Anadolu'yu hakimiyeti altında birleştirmiştir. Anadolu'yu ele geçirdikten sonra Babil'e saldırmış ve orayı da fethedip kendini Babil kralı ilan etmiştir. Bundan sonra ise Mısır'a saldırma hazırlıklarına başlamış, kuzeydoğuyu sağlamlaştırmak için İskit-saka imparatorluğu ile savaş yapmış ve bu savaşların birinde Kraliçe Tomris'in ordusuna mağlup olarak ölmüştür.

Yerine ise oğlu Kambis geçmiştir. Kambis devrinde Mısır fethedilmiş, Kartaca'ya kadar Pers ordusu ilerlemiş ancak Kartacalıları geçememiştir. Kambis döneminde İranlı kabileler ayaklanmışlardır, bunlar Gomata isimli bir Med rahibinin başını çektiği Mecusilerdir.

Kambis Mısır dönüşü ölmüş, yerine ise ünlü Pers İmparatoru I. Darius geçmiştir. İlk olarak kabile isyanlarını bastırmış ve çeşitli alanlarda devrim niteliğindeki hareketlere girişmiştir. I. Darius da fetih hareketlerine girişmiş, İmparatorluk sınırları doğuda Hindistan'a dayanmıştır. Kafkasya'ya doğru İskitlere karşı da sefer yapmış ama başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Daha sonra batıya yönelip, Trakya, Makedonya ve Ege'ye saldırıp buraları ele geçirmiştir.

Bunun üzerine Spartalılar, Darius ve oğlu I. Serhas'e karşı Salamis Deniz Savaşı'nı yapmışlardır. Salamis Deniz Savaşı'nda elde edilen ganimetlerin bütünü Büyük İskender'in fethinde ele geçirilmiştir.

II. Artakserhas döneminde devlet hızla çözülmeye başlamış, İmparatorluk'ta ayaklanmalar olmuş, Mısır bağımsızlığını ilan etmiştir. İsyanlar güçlükle bastırılmış ama daha sonra III. Darius döneminde Pers İmparatorluğu'na Büyük İskender son vermiştir.

Ahameniş imparatorluğu tarihte Ortadoğu'da kurulmuş olan en büyük imparatorluklardan biridir. Ege'ye ve Hindistan'a uzanan, gerçek anlamda bir imparatorluk gerçekleştirilmiştir.



*Sparta - Vikipedi (wikipedia.org)

*Sparta  Antik Yunanistan'ın Lakonya bölgesindeki öne çıkan bir şehir devletiydi. Söz konusu şehir devleti, antik dönemde Lakedemon  olarak bilinirken, Sparta ismi Peloponez'in (diğer adıyla Mora Yarımadası) güneydoğusunda bulunan Lakonya bölgesindeki Evrotas Nehri'nin kıyısındaki ana yerleşim bölgesi için kullanılan bir isimdi.[1] Sparta, MÖ 650'lerde Antik Yunanistan'daki baskın askeri kara kuvveti hâline gelmiştir.

Sparta, askeri üstünlüğü göz önüne bulundurulduğunda, Pers-Yunan Savaşları sırasında birleşik Yunan ordusunun önde gelen gücü olarak tanındı. Bu savaşta Sparta aynı safta çarpıştığı Atina'nın yükselen deniz gücüyle rekabet halindeydi.[2] Sparta, Peloponez Savaşı sırasında (MÖ 431 ile 404 arası) Atina'nın başlıca düşmanıydı ve bu savaştan zaferle çıktı.[3] Sparta şehir devleti siyasi bağımsızlığını MÖ 146'da Roma'nın Yunanistan'ı fethine kadar sürdürmesine rağmen, MÖ 371'de gerçekleşmiş Leuktra Savaşı, Sparta hegemonyasını sona erdirdi. Sparta, Roma İmparatorluğu'nun bölünmesinden sonra, özellikle de vatandaşlarının birçoğunun Mistra'ya taşındığı Orta Çağ'da uzun bir gerileme dönemi geçirdi. Modern Sparta, güney Yunanistan bölgesi Lakonya'nın başkenti olup, bir narenciye ve zeytin işleme merkezidir.






























*Makedonya (antik krallık) - Vikipedi (wikipedia.org)

*Makedonya Krallığı veya Antik Makedonya Krallığı , Eski Yunan ve Klasik Yunan zamanlarında bulunan bir krallıktır.Ayrıca Helenistik Dönem Yunanistan'ının baskın devletiydi. Krallık başlangıçta Argead hanedanı tarafından yönetilmekteydi. Ardından Antipatrid ve Antigonif hanedanları tarafından yönetildiler. Antik Makedonların evi olarak Yunan yarımadasının kuzeydoğusunda ön krallıklardandı. Batıda Epir,kuzeyde Paenoia (devlet) ile, doğuda Trakya ile  güneyde ise Teselya ile sınırlarını paylaşıyordu.

MÖ 4. Yüzyıldan önce Makedonya büyük şehir devletleri olan Atina ve Sparta ve Thebai (Yunanistan) şehirlerin etki alanlarından uzaktı ve Ahameniş İmparatorluğu’na bağlı sayılabilirdi. Argead Kralı II. Filip döneminde MÖ 359-336 arasında Yunanistan’ın ana topraklarını kontrol ettiler. Trakyalı Odrysian Krallığı'nı ise diplomasi ve fetihle ele geçirdi. Makedon birliği olan falankslar sarissa mızraklarıyla reform edildi ve Antik güçler olan Atina ve Thebai şehirlerini MÖ 338 yılında Chaeronea Savaşı’nda yendi. II. Filip’in oğlu Büyük İskender Yunan devletlerinin oluşturduğu federasyonun lideriydi ve Thebai (Yunanistan) şehrinin isyan etmesiyle babasının da asıl amacı olan Yunanistan’ın tamamını yönetme arzusuna kavuştu. İskender’in bir sonraki amacı ise fetih seferlerini başlatmasıydı. O Ahameniş İmparatorluğu’nu yıktı ve İndus Nehri'ne kadar olan toprakları fethetti.  Kısa bir dönemde imparatorluğu dünyanın en güçlü devleti oldu. Hellenistik devletler içinse Antik Yunan Medeniyeti başladı. Yunan sanat ve edebiyatı yeni fethedilen topraklarda yayıldı ve felsefede, mühendislikte, bilimde olan gelişmeler Antik dünyanın çoğunda yayıldı. İskender'in öğretmeni Aristoteles'in yazdıkları ise Batı felsefesinin temelini oluşturdu.


*Termessos - Vikipedi (wikipedia.org)

*Termessos, Türkiye’nin en iyi korunmuş antik şehirlerindendir. Antalya’nın 30 kilometre kuzeybatısında, Korkuteli yolu üzerinde yer alır. Deniz seviyesinden ortalama 1.150 metre yükseklikte, Güllük Dağı’nın güneybatısında doğal bir platform üzerine kurulmuştur. Birçok vahşi bitkinin arasında saklanmış ve sık çam ormanlarıyla sınırlanmıştır. Termessos’un, huzur veren ve el değmemiş görünümüyle diğer antik şehirlerden daha farklı ve etkileyici bir havası vardır. Doğal ve tarihi zenginliklerinden ötürü, şehir kendi adını taşıyan millî park kapsamına alınmıştır.

Termessos ismindeki çift “s”, şehrin Anadolu insanları tarafında kurulduğuna dair dilbilimsel bir kanıt sağlar.[1] Strabo’ya göre, Pisidia halkı olan Termessos sakinleri kendilerini Solymi olarak çağırırlardı. Yaşadıkları dağa da verilen bu isim, sonraki yıllarda Zeus’la özdeşleştirilen ve burada da Zeus Solymeus kültünün yükselmesine sebep olan Anadolu tanrılarından Solymos’tan gelmektedir. Termessos sikkelerinde genelde bu tanrı vardır ve sikkelere adını verilmiştir.

333'de Büyük İskender bu şehri istila etmeye çalışmış, ancak zor olacağını anlayınca çekilip seferine devam etmiştir.[2]


*Aspendos - Vikipedi (wikipedia.org)

*Aspendos veya Belkıs, Antalya ili Serik ilçesinde bulunan Belkıs köyünde yer alan antik tiyatrosuyla meşhur bir antik kenttir. Pamfilya'nın en zengin şehirlerinden birisidir.[

*Yerleşim:Aspendos, Serik ilçesinin 8 kilometre doğusunda, Köprüçayı'nın dağlık bölgesinden düzlüğe ulaştığı yerde M.Ö. 10. yüzyılda Akalar tarafından kurulmuş ve antik devrin mamur zengin kentlerinden biridir. Buradaki tiyatro M.S. 2. yüzyılda Romalılar tarafından inşa edilmiştir. Kent biri büyük, biri küçük iki tepe üzerine kurulmuştur


*Tarihçe:Aspendos'un en önemli yapısı tiyatrosudur. Antik tiyatrolar arasında en iyi şekilde korunarak gelmiş bir açık hava tiyatrosudur. Bu tiyatro Anadolu'daki Roma tiyatrolarının günümüze sahnesi ile ulaşabilen en eski ve sağlam bir örneğidir. Mimarı Aspendos'lu Theodorus'un oğlu Zenon'dur. Antonius Pius zamanında yapımına başlanmış Marcus Aurelius zamanında tamamlanmıştır (138-164). Tiyatro, kentin yerli tanrıları ile imparator ailesine sunulmuştur…. ..


*Oedipus - Vikipedi (wikipedia.org)

*Oedipus :. Thebai'nin mitolojik kralı, Laios ve İokaste'nın oğlu. Babasını öldürüp, annesiyle evlenmiştir.[1] Antigone, İsmene, Eteokles ve Polyneikes'in babasıdır.


*İlyada - Vikipedi (wikipedia.org)

* İlyada , Homeros'un Troya Savaşı'nı anlatan destanıdır. Yunanca'da Odysseia ile birlikte en eski destan olduğu düşünülen, epik bir şiirdir. Eldeki veriler ışığında Homeros tarafından MÖ 7. ya da 8. yüzyılda yazıldığı düşünülen Antik Yunan edebiyatının temel eserlerinden biridir.

… ..


*Antigone - Vikipedi (wikipedia.org)

*Antigone, eski Yunan mitolojisinde Thebai kralı Oidipus'un ve İokaste'nin kızıdır ve Sofokles'in en ünlü trajedilerinden Antigone'un kahramanıdır.

Efsaneye göre, Oidipus'un öz annesi İokaste ile evlendiğini öğrenince kendi gözlerini kör etmesi üstüne, Antigone, babasına sürgüne gönderildiği Atina'ya kadar yol gösterdi. Babası ölünce Thebai'ye dönüp, kızkardeşiyle birlikte, erkek kardeşi Eteokles ve Polyneikes'in kavgasını sona erdirmeye çalıştı. İki kardeşi de ölünce, kral olan dayıları Kreon Polyneikes'in cesedinin gömülmesine izin vermedi. Thebai'ye ihanet ettiği gerekçesiyle cesedin gömülmesinin yasakladı. Antigone, dayısının yasağına karşın, kardeşinin cesedini gizlice gömmeye çalıştı. Böylece Kreon onu canlı canlı öldürmek için mezara kapattı. Fakat aynı zamanda Kreon'un oğlu Haimon Antigone'la nişanlıydı ve eğer Antigone'a bir zarar verilirse kendisini de öldüreceğini öne sürerek şantaj yaptı. Fakat Antigone bu acıya daha fazla katlanamadı ve ölmeye terkedildiği mezarda kendini asarak yaşamına son verdi. Nişanlısı yani Kreon'un oğlu Haimon da bunun üzerine kılıçla kendini öldürmek suretiyle intihar etti. Sonrasında ise oğlunun intihar ettiğini öğrenen Kreon'un eşi Euridyke de kendini hançerleyerek intihar etti.

Sophokles bu konuyu ve efsanenin kişilerini Antigone (MÖ 440) adlı trajedisinde kullanmıştır. Haksızlığa ve zorbalığa başkaldırmayı haklı gösteren oyun, günümüzde de sık sık sahnelenmektedir. Bu sahnelemelerde gösterge olarak doğal hukuk-pozitif hukuk çatışması ile kadının erkekler karşısındaki konumu ağırlıklı olarak kullanılmaktadır. Antigone hem fiziksel olarak erkekler karşısında yalnız hem de erkek aklın karşısında çırılçıplaktır.



*
Kral Yolu - Vikipedi (wikipedia.org)

*Kral Yolu veya tam ismi ile Pers Kral Yolu Pers İmparatorluğu kralı I. Darius zamanında MÖ 5. yüzyılda onarılmış ve yeniden düzenlenmiş bir antik anayoldur. Bu yol büyük imparatorluk boyunca Efes'ten Persepolis'e kadar hızlı ulaşımı kolaylaştırmak için yapmıştır. Bu kuryeler dokuz günde 2.699 kilometre seyahat edebiliyorlardı. Yunan tarihçi Herodot, "Dünya'da Pers kuryelerinden daha hızlı seyahat eden başka bir şey yoktur." cümleleri ile onları övmektedir. … ..

Yolun seyri Herodotus'un yazılarından, arkeolojik araştırmalardan ve tarihi kayıtlardan yararlanılarak yeniden yapılmıştır. Batıda Sardis ve Efes'ten başlayarak (Türkiye'de İzmir'in 95 km kadar doğusunda), doğuya doğru şu anki Türkiye'nin orta kuzey kısmından Asur'un başkenti Ninova'ya (şu anki Musul, Irak) varmaktadır, daha sonra Babil'in (şu anki Bağdat, Irak) güneyine geçmektedir. Babil'in yakınından, yolun iki ayrı yola ayrıldığı düşünülmektedir, bir tanesi kuzeybatıya daha sonra batıdan Ecbatana ve oradan da İpek Yolu ile beraber gitmektedir, diğer yol ise doğuya devam ederek Pers başkenti Susa'ya (şu anki İran) ulaşmaktadır ve daha sonra güneydoğudan Persepolis geçmektedir.

Yolun Pers İmparatorluğu'ndaki şehirler arasında en kolay veya en kısa yolu takip etmemesinden dolayı, arkeologlar yolun en batı kısmının Asur kralları tarafından yapıldığını düşünmektedirler çünkü yol eski imparatorluğun kalbine doğru gitmektedir. İlk çağda Batı Anadolu'da, Gediz ve Menderes nehirleri arasındaki bölgede kurulan Lidyalılar, Efes'ten Mezopotamya'ya kadar uzanan Kral Yolu denilen ünlü ticaret yolunu yapmışlardır. Bu yol sayesinde doğu-batı arasında ticaret ve kültürel etkileşim hızlanmıştır. Lidya Uygarlığı, Kral Yolu sayesinde ekonomi, bilim, sanat, kültür ve ticaret alanlarında çok önemli ilerlemeler kaydetmişti. Daha doğu taraftaki parçaları ise (şu anki İran) büyük ticaret yolu İpek Yolu ile kesişmektedir.

Ancak, I. Darius şu an bildiğimiz Kral Yolu'nu yapmış olan kişidir. Yol tabanını iyileştirerek ve parçaları birleştirerek bir bütün haline getirmiştir. öncelikle krallığın elçileri için hızlı bir ulaşımda ortamı sağlamıştır.

Darius'un geliştirmiş olduğu yol o kadar önemli bir antik eserdir ki Roma zamanında da kullanılmaya devam edilmiştir. Türkiye'de Diyarbakır'da bir köprü o zamanlardan beri hâlâ ayaktadır..


 

*Etemenanki - Wikipedia

*(Sumerian: 𒂍𒋼𒀭𒆠 É.TEMEN.AN.KI "temple of the foundation of heaven and earth") was a ziggurat dedicated to the Mesopotamian god Marduk in the ancient city of Babylon. It now exists only in ruins, located about 90 kilometres (56 mi) south of Baghdad, Iraq.

Although Etemenanki has sometimes suggested to be the Tower of Babel from Genesis 11 in the Bible,[1][2] its archaeological record is incompatible with the biblical account of the Tower of Babel, particularly the fact that it was built for the god Marduk.


*Babil Kulesi - Vikipedi (wikipedia.org)

*Babil Kulesi , Tevrat'ta, Kur'an'da ve dünyanın birçok bölgesinde yerel efsanelerde bahsi geçen, Tanrı'ya ulaşmak için inşa edilen kule.

Tarihsel Bilgi : Dünyanın yedi harikasından biri sayılan ve Babil'in Asma Bahçeleri içinde bulunan Babil Kulesi, Tanrı Marduk adına yapılmıştır. Sümerliler, yükseklere taparlar ve yer ile göğü bağlayan kutsal bir ağacın varlığına da inanırlardı. Sümerliler yeri göğe bağlayan bu ağacı temsil eden ve Tanrıdağı dedikleri kuleyi zamanımızdan 5.000 yıl kadar önce yapmışlardır.

Kule temelde 90 metre genişlikte ve 90 metre yüksekliğe sahip 7 katlı bir bina idi. Kulenin çevresinde rahip sarayları, ambarlar, konuk odaları, Tanrı Marduk adına yapılmış bir diğer tapınak olan Esagila'ya giden aslanlı geçit ve dini tören yolu vardı.

Babil'i işgal eden Tikulti-Ninurta, Sargon, Sanherip ve Asurbanipal kuleyi yıkmışlardı. Babil Kralları Nebupolassar ve Nebukadnezar ise yeniden yaptılar. Ancak M.Ö. 479'da Babil'i işgal eden Pers Kralı Xerkes kuleyi yıktıktan sonra tekrar onaran olmadı. Yalnız, Büyük İskender Babil'e geldiğinde harap haldeki kuleye hayran kalmış ve onu eski haline getirmeye karar vermişti. Bu sebeple 10.000 kişiyi iki ay boyunca çalıştırarak molozları temizletti. Fakat İskender ölünce kulenin onarımından vazgeçildi.

*Falanks - Vikipedi (wikipedia.org)

*Falanks, genellikle mızrak ve benzeri silahlar kullanan askerlerin birbirinden ayrılmadan art arda saflar halinde

savaşmasını esas kabul eden bir savaş düzenidir. İlk uygulamaları Arkaik Yunanistan'da Hoplites adı verilen ağır piyadelerin savaş düzeni olarak ortaya çıkmıştır. Falanks düzeninden önce savaşlar,

düzensiz gruplar arasında bire bir çatışmalar şeklinde yürütülmektedir. Falanks düzeni, kütlesel bir

vuruş gücüyle son derece etkili bir savaş düzeni olarak ortaya çıkmıştır.


*Altmışlık sayı sistemi - Vikipedi (wikipedia.org)

*Altmış tabanı olarak da bilinen altmışlı,[1] altmışlık sistem veya altmışlık düzen, taban olarak altmış olan bir sayı sistemidir. MÖ 3. binyılda eski Sümerlerde ortaya çıktı, eski Babillilere aktarıldı ve günümüzde hala zamanı, açıları ve coğrafi koordinatları ölçmek için geçmişten bir miras olarak değiştirilmiş bir biçimde kullanılmaktadır.

Bir üstün yüksek derecede bileşik sayı olan 60 sayısı on iki çarpana sahiptir: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 10, 12, 15, 20, 30 ve 60, bunlardan 2, 3 ve 5 asal sayılardır. Bu kadar çok çarpanla, altmışlık sayıları içeren birçok kesir basitleştirilmiştir. Örneğin, bir saat eşit olarak 30 dakika, 20 dakika, 15 dakika, 12 dakika, 10 dakika,

6 dakika, 5 dakika, 4 dakika, 3 dakika, 2 dakika ve 1 dakikalık bölümlere bölünebilir. 60, 1'den 6'ya

kadar her sayıya bölünebilen en küçük sayıdır; yani, 1, 2, 3, 4, 5 ve 6'nın en küçük ortak katı (EKOK)'dır.




*
Baktria-Margiyana Arkeoloji Bölgesi - Vikipedi (wikipedia.org)

*Baktria- Margiyana Arkeoloji Bölgesi (veya BMAB, aynı zamanda Oxus uygarlığı olarak da

bilinmektedir.) günümüzde Türkmenistan, kuzey Afganistan, güney Özbekistan ve batı Tacikistan'da ve Ceyhun (Oxus) ırmağının üst kısımlarını kapsayan, MÖ 22001700 tarihleri arasında var olan, Orta Asya'nın Tunç Çağı kültürü için yapılan modern bir arkeolojik tanımlamadır. Yerleşim yerlerinin keşfi ve isimlendirmeleri Sovyet arkeolog Viktor Sarianidi tarafından (1976) yapıldı. Baktria bugün Afganistan'da bulunan Baktra denilen bölgenin Yunanca adıydı ve Margiyana bugün

Türkmenistan'daki Merv şehrinin başkenti olduğu Pers satraplığı Margu'nun Yunanca adıydı.





































































































































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder