7 Mart 2023 Salı

Siyah İnci*

… .. Fakat köprüye vardığımızda karanlık bamıştı, bir tek köprünün ortasının suyun altında kaldığını görebiliyorduk.Ama sular kabardığında, bu ara sıra olduğu için sahibim durmadı. İyi bir tempoda gidiyorduk fakat ayaklarım köprüye değdiği anda bir terslik olduğunu anladım. İlerlemeye cesaret edemedim ve zınk diye durdum. “Yürü İnci,” dedi sahibim ve kamçıyla hafifçe dokundu. Fakat kımıldayamazdım. Sertçe vurdu, sıçradım fakat ilerleyemedim.

“Bir terslik var efendim,” dedi John ve arabadan fırlayıp başıma geldi, her tarafa baktı. Beni tutup ilerletmeye çalıştı.”Haydi İnci, sorun ne?” Tabii ona söylemem olanaksızdı, fakat köprünün güvenli olmadığını çok iyi biliyordum.

Tam o sırada karşı taraftaki gişede duran adam kulübeden dışarı fırladı, bir meşale almış çılgınca sallıyordu.

“Hey, hey, hey, hooo, durum!” diye seslendi.

“Ne oluyor?” diye bağırdı sahibim.

“Köprünün ortası çöktü, sular bir kısmını götürdü. İlerlerseniz suya yuvarlanırsınız.”

“Tanrı’ya şükür!” dedi sahibim. John, “Sağ ol inci,” dedi ve dizgini alıp beni yavaşça sağa, nehrin kenarından giden yola döndürdü. Güneş bir süre önce batmıştı, ağacı yerinden söken o şiddetli fırtınadan sonra rüzgâr biraz dinmiş gibiydi. Hava karardıkça karardı, duruldukça duruldu. Sakin sakin tırıs gidiyordum, tekerlekler yumuşak zeminde fazla ses çıkarmıyordu. Epey sürene sahibim konuştu ne de John. Sonra sahibim ciddi bir sesle konuşmaya başladı. Söylenenlerin çoğunu çıkaramıyordum ama sahibim istediği gibi yola devam etmiş olsam, muhtemelen köprünün çökeceğini ve at, araba, efendi ve seyis hep birlikte nehre yuvarlanacağımızı, akıntı çok kuvvetli olduğu ve yardıma koşacak kimse olmadığı için de büyük bir ihtimalle hepimizin boğulacağını düşündüklerini anladım. Sahibim, Tanrı’nın insanlara düşünme yeteneği verdiğini, insanların bunu kullanarak her şeyi kendi kendilerine anlayıp öğrenebildiğini söyledi. Fakat hayvanlara sezgi vermişti, düşünmeye bağlı olmayan , bu da kendi içinde çok daha eksiksiz ve kusursuzdu; hayvanlar da insanların hayatını çoğunlukla bunu kullanarak kurtarırlardı. John’un köpekler, atlar ve onların yaptıkları harika şeyler

hakkında anlatacak çok öyküsü vardı. İnsanların sahip oldukları hayvanlara gereken değerin yarısını bile vermediğini, onlarla gereken dostluğu kurmadığını düşünüyordu. Hayvanlarla dost olabilmiş bir insan varsa, o da John’dur, buna eminim.

… ..






*Siyah İnci & Anna İnci

Özgün adı: Black Beauty & The Autobiography of Horse

İngilizce aslından Çeviren: Ayşe Berktay

Türkiye İş Bankası yayınları

1. Basım, Nisan 2016; İstanbul


 

2 yorum:

  1. Atlar özelinde, hayvanların sezgileri olduğu, konuşamasalar da, sevgi ve kötü muameleden etkilendikleri, sevgi gören atların mutlu ve daha fazla performans sergileyebildikleri, eziyete maruz kaldıklarında ise olumsuz etkilendikleri anlatılıyor....

    YanıtlaSil
  2. Sürükleyiicilik bakımından sorunlu...

    YanıtlaSil