10 Eylül 2014 Çarşamba

28 Şubat mağduriyetinden şikâyet edenlerin hali*

-Ne acıdır ki, sürekli 28 Şubat mağduriyetinden söz eden iktidar çevreleri 28 Şubatçıların çizgisine gelmişlerdi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu NTV’de katıldığı bir programda, bir akademisyen olarak kendisine 28 Şubat sürecinde, üniversitede hayat hakkı tanınmadığını
anlatacaktı. ... ... Davutoğlu’nun 17 Aralık Operasyonu’yla Cemaatin gündeme getirdiği yolsuzlukları kapatmak adına Osmanlı’yı örnek gösterip, “kardeş katli”ni savunuyor olmasıydı.
-... ... Hasan Cemal’in yazısında Başbakan’ı kızdıracak birşey yokyu ama Tayyip Erdoğan’ın siyaset yapma tarzı böyleydi. Kavgayı seviyordu. Tepkisini meydanlarda dillendiriyor ve parti tabanı üzerinden kitlesel desteğe dönüştürüyordu.
-İlginçtir Dolmabahçe’den sonra Büyükanıt’ın üzerine gidilmedi!  28 Şubat dava konusu yapılırken, 27 Nisan’a dokunulmadı.
-... Erdoğan Demirören.... “Beyefendi’ye olan bağlılığın gerçekte çıkarsız, umarsız sevgi ve dostluktan mı yoksa ticari kaygılar ve şirketlerei olası tehlikelerden koruma güdüsünden mi kaynaklandığını anlayamamıştım. O zamanlar Demirören’i tanımıyordum!
-Medya-iktidar ilişkileri bu ülkede öteden beri sorun olmuştur. Çünkü siyasal güç odakları her zamanmedya ve gazeteci milletini genellikle kendi çektikleri “kırmızı çizgiler”le kontrol altında tutmaya çalışmıştır. Bunu için ekonomik, siyasal ve hukuksal aletlerle baskı uyulamıştır.

*Batsın Böyle Gazetecilik – Derya Sazak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder