Birbirinden
farklı hayatları farklı zamanlarda yaşayanların aynı rüzgarda beraberce sürüklendikleri bir öykü.
... ... Roman 262 sayfa. Olaylar hayali bir ülkede geçiyor. Ancak sayfalar
ilerledikçe aşina olduğumuz gelişmelere tekrar şahit olduğumuzu hissediyoruz.
Kısa alıntıları paylaşalım:
-Gelecekte
yaşayan ilk roman kahramanımız uçağı
kaçıracak ve “Unutmanın ve Hatırlamanın
Beyin Hücrelerindeki Diyalektik Etkileşim Süreçleri” konulu bildirisini zamanında
sunamayacaktı... ..
-Temizlikçi
kadın ve evin iyi kalpli hanımefendisi.... .. devlette önemli görevlerde olan
ev sahibi adam .... .. kırılan büyük saksının içinden çıkan naylona
poşetlere sarılı şeyler.... ..
-Eski
banka müdürünün sakin geçen
emeklilik yaşamını alt üst eden gelişmeler ... .. ağaçlık arazide köpeğini
gezdirirken toprak altından çıkan şüpheli paketler ... ..
-Namuslu, güvenilir
emekli öğretmenin, çalıştığı
depodaki şüpheli sandıklar... ..
-Çöp toplayıcısı çocuğun hastaneye Doktor Hanım’ın olduğu gece getirilmesi...
.. Hazırlıkları tamamlayıp ameliyathaneye girerken, son günlerde üst üste gelen
benzer vakaları düşündü. ... .. Ameliyat
boyunca yüreği, beş duyuyu kendilerinde toplamış hassas ve becerikli
parmaklarında atıp durdu. ... .. Operasyon tahmininden uzun sürmüştü. ... ..
-Her şey,
internet âleminde küçük çaplı bir deha kabul edilen genç Hacker’ın işten çıkarılmasıyla başladı. ... .. Eğlence olsun diye, gizli kodlu GSM
hatlarının şifrelerini çözüp ünlülerin telefon konuşmalarını dinlemenin paha
biçilmez hazzını tatmaya niyetlendi. ... .. Ekranın sağında akan haberlere gözü
ilişince bir an duraksadı: “Son günlerdeki esrarengiz olaylara bir yenisi
eklendi: Kendin çöp alanlarından birinde ihbar üzerine yapılan aramada çok
sayıda bomba, silah, mermi ve apoletlerinden bir generale ait olduğu anlaşılan
askeri üniforma ceketi bulundu ... ..
-Yaşlı adam gecekondunun arkasında
bomboş uzanan arsanın bir kenarına biraz soğan, birkaç kök salata, bolca
karalahana dikmeye heves etmeseysi ve Mühendis
Bey bir türlü imar izni alamadıkları bu değerli araziyi bir kez daha görmek
istemeseydi, sonraki gelişmeler farklınolabilirdi ... ..
-Bakanlık Müsteşarı, karısına kadar
sürebilecek önemli bir toplantısı olduğunu söyleyip o geceyi metresinde
geçirmeseydi, olaylar belki de farklı gelişebilir, olacak olanlar engellenemese de gecikebilirdi. ... .. İktidar basamaklarını tırmandığını sanırken Merkez’in derinliklerine doğru giden yolda gördüklerini, öğrendiklerini, zaman zaman parçası olduğu kararları, uygulamaları bilse bile , karısının ... .. “Bu yaptıkların doğru değil, vicdanlı değil, sen hep doğruyu, haklıyı arardın, ne oldu sana?” diye tepki vermesinden korkuyordu. .. .. Önemli bir devlet kurumunda önemli bir görevi vardı. Devlet sırrı kavramıo kadar, hikmeti devletin de ne anlama geldiğini bilenlerdendi. ... ..
geçirmeseydi, olaylar belki de farklı gelişebilir, olacak olanlar engellenemese de gecikebilirdi. ... .. İktidar basamaklarını tırmandığını sanırken Merkez’in derinliklerine doğru giden yolda gördüklerini, öğrendiklerini, zaman zaman parçası olduğu kararları, uygulamaları bilse bile , karısının ... .. “Bu yaptıkların doğru değil, vicdanlı değil, sen hep doğruyu, haklıyı arardın, ne oldu sana?” diye tepki vermesinden korkuyordu. .. .. Önemli bir devlet kurumunda önemli bir görevi vardı. Devlet sırrı kavramıo kadar, hikmeti devletin de ne anlama geldiğini bilenlerdendi. ... ..
-Yeni evli genç karıkoca, haftanın ilk
gününün sabahında sıcak yataklarının tatlı rehavetine gömülüp sercisi
kaçırmasalardı, belki uzun yıllar aynı yatağı paylaşıp evliliklerinin altın
yılını bile kutlayabilirlerdi. ... .. Televizyon bir son dakika haberi
veriyordu. Şehrin adını bile duymadıkları uzak bir köşesindeki kırlık alanda,
bir ihbarı değerlendiren güvenlik güçleri yaptıkları kazıda silah ve bomba dolu
tahta sandıklarla boş ceset torbalarına ulaşmışlardı. ... ..
-Komutan, gittiği davetten çıkarken
yanlışlıkla başkasının pardösüsünü giymeseydi farklı gelişmeler olabilir miydi?
... .. Emekliliğe hiç alışamamıştı.
... .. Havlu atmamı beklemesinler, hainlerle uzlaşmamı, terliklerimi giyip evde
televizyon başında oturmamı hiç beklemesinler. ... .. Ordusuyla, yargısıyla
sermayesiyle koskoca devlet aparatı, koca ülkenin zinde kuvvetleri
arkamızdayken birkaç haddini bilmez sünepenin, tıfıl işgüzarın dedektiflik
oynamaya heveslenmesi olsa olsa güçler dengesini lehimize çevirir, bu telaş da ne!
Davaya inanan, namusuna güvenen, vatanını seven bozguna uğramaz. ... ..
-... ..
“Ben,” dedi, “ben, karnı ve kafası askeri okullarda yetim çocuk; ben, hayalleri
ve yüreği çelimsiz bedeninden umulmayacak kadar büyük genç vatansever, kendini
davasına adamış kahraman asker, ... .. Nerelerden geldim, nerelerden geçtim,
şimdi neredeyim! ... .. Çok daha
yükseklerde olabilirdim. Dostlarımın ihanetine uğradım. Bedenimi sırtlanların
önüne atmaya hazırlanıyorlar. Hainler uzlaştılar, uzlaşmanın bedeli benim
kellem, arkadaşlarımın kelleleri. Bizleri cellatlara teslim ediyorlar.” ... ..
-... ..
Ayaklar baş mı olacak şimdi? ... ..
-Önemili
bir medya kuruluşunun haber merkezinde, şehir haberleri bölümünde çalışan Muhabir, haber koklamakta üstüne
olmadığına inanırdı. ... .. “Gördün mü?”
diye sordu. Muhabir korku dolu bir sesle.
“Neyi?”
“Çocuğun
çöpten topladığı o şeyler... O şeyler mermi...”
-Çocuk,
... .. sakatlığından beklenmedik çevik bir hareketle tek ayağı üzerinde
doğruldu. ... .. Bol, uzun, yırtık pırtık asker paltosunun eteklerini ve
kurşunlarla, mermilerle dolu çuvalının ardından sürükleyerek yokuş aşağı inmeye
başladı.
-“Kaputun
apoletlerinde sırmalar, bir de üç yıldız vardı,” dedi Muhabir.
-“Hayır,
dört,” dedi... ..
-“Tuhaf...
Ordu mensuplarının bu gibi işlerde daha titiz olduklareını sanırdım. Dört
yıldızlı general üniformasının kaputu çöplükte ne ariyor ki?” ... ..
*Çöplüğün Generali – Oya Baydar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder