19 Kasım 2015 Perşembe

Çöplüğün Generali *

Birbirinden farklı hayatları farklı zamanlarda yaşayanların aynı rüzgarda beraberce sürüklendikleri bir öykü. ... ... Roman 262 sayfa. Olaylar hayali bir ülkede geçiyor. Ancak sayfalar ilerledikçe aşina olduğumuz gelişmelere tekrar şahit olduğumuzu hissediyoruz. Kısa alıntıları paylaşalım:
-Gelecekte yaşayan  ilk roman kahramanımız uçağı kaçıracak ve “Unutmanın ve Hatırlamanın Beyin Hücrelerindeki Diyalektik Etkileşim Süreçleri” konulu bildirisini zamanında sunamayacaktı... ..
-Temizlikçi kadın ve evin iyi kalpli hanımefendisi.... .. devlette önemli görevlerde olan ev sahibi adam  .... ..  kırılan büyük saksının içinden çıkan naylona poşetlere sarılı şeyler.... ..
-Eski banka müdürünün sakin geçen emeklilik yaşamını alt üst eden gelişmeler ... .. ağaçlık arazide köpeğini gezdirirken toprak altından çıkan şüpheli paketler ... ..
-Namuslu, güvenilir emekli öğretmenin, çalıştığı depodaki şüpheli sandıklar... ..
-Çöp toplayıcısı çocuğun hastaneye Doktor Hanım’ın olduğu gece getirilmesi... .. Hazırlıkları tamamlayıp ameliyathaneye girerken, son günlerde üst üste gelen benzer vakaları düşündü.  ... .. Ameliyat boyunca yüreği, beş duyuyu kendilerinde toplamış hassas ve becerikli parmaklarında atıp durdu. ... .. Operasyon tahmininden uzun sürmüştü. ... ..
-Her şey, internet âleminde küçük çaplı bir deha kabul edilen genç Hacker’ın işten çıkarılmasıyla başladı. ... ..  Eğlence olsun diye, gizli kodlu GSM hatlarının şifrelerini çözüp ünlülerin telefon konuşmalarını dinlemenin paha biçilmez hazzını tatmaya niyetlendi. ... .. Ekranın sağında akan haberlere gözü ilişince bir an duraksadı: “Son günlerdeki esrarengiz olaylara bir yenisi eklendi: Kendin çöp alanlarından birinde ihbar üzerine yapılan aramada çok sayıda bomba, silah, mermi ve apoletlerinden bir generale ait olduğu anlaşılan askeri üniforma ceketi bulundu ... ..
-Yaşlı adam gecekondunun arkasında bomboş uzanan arsanın bir kenarına biraz soğan, birkaç kök salata, bolca karalahana dikmeye heves etmeseysi ve Mühendis Bey bir türlü imar izni alamadıkları bu değerli araziyi bir kez daha görmek istemeseydi, sonraki gelişmeler farklınolabilirdi ... ..
-Bakanlık Müsteşarı, karısına kadar sürebilecek önemli bir toplantısı olduğunu söyleyip o geceyi metresinde
geçirmeseydi, olaylar belki de farklı gelişebilir, olacak olanlar engellenemese de gecikebilirdi. ... .. İktidar basamaklarını tırmandığını sanırken Merkez’in derinliklerine doğru giden yolda gördüklerini, öğrendiklerini, zaman zaman parçası olduğu kararları, uygulamaları bilse bile , karısının ... .. “Bu yaptıkların doğru değil, vicdanlı değil, sen hep doğruyu, haklıyı arardın, ne oldu sana?” diye tepki vermesinden korkuyordu. .. .. Önemli bir devlet kurumunda önemli bir görevi vardı. Devlet sırrı kavramıo kadar, hikmeti devletin de ne anlama geldiğini bilenlerdendi. ... ..
-Yeni evli genç karıkoca, haftanın ilk gününün sabahında sıcak yataklarının tatlı rehavetine gömülüp sercisi kaçırmasalardı, belki uzun yıllar aynı yatağı paylaşıp evliliklerinin altın yılını bile kutlayabilirlerdi. ... .. Televizyon bir son dakika haberi veriyordu. Şehrin adını bile duymadıkları uzak bir köşesindeki kırlık alanda, bir ihbarı değerlendiren güvenlik güçleri yaptıkları kazıda silah ve bomba dolu tahta sandıklarla boş ceset torbalarına ulaşmışlardı. ... ..

-Komutan, gittiği davetten çıkarken yanlışlıkla başkasının pardösüsünü giymeseydi farklı gelişmeler olabilir miydi? ... .. Emekliliğe hiç alışamamıştı. ... .. Havlu atmamı beklemesinler, hainlerle uzlaşmamı, terliklerimi giyip evde televizyon başında oturmamı hiç beklemesinler. ... .. Ordusuyla, yargısıyla sermayesiyle koskoca devlet aparatı, koca ülkenin zinde kuvvetleri arkamızdayken birkaç haddini bilmez sünepenin, tıfıl işgüzarın dedektiflik oynamaya heveslenmesi olsa olsa güçler dengesini lehimize çevirir, bu telaş da ne! Davaya inanan, namusuna güvenen, vatanını seven bozguna uğramaz. ... ..
-... .. “Ben,” dedi, “ben, karnı ve kafası askeri okullarda yetim çocuk; ben, hayalleri ve yüreği çelimsiz bedeninden umulmayacak kadar büyük genç vatansever, kendini davasına adamış kahraman asker, ... .. Nerelerden geldim, nerelerden geçtim, şimdi neredeyim!  ... .. Çok daha yükseklerde olabilirdim. Dostlarımın ihanetine uğradım. Bedenimi sırtlanların önüne atmaya hazırlanıyorlar. Hainler uzlaştılar, uzlaşmanın bedeli benim kellem, arkadaşlarımın kelleleri. Bizleri cellatlara teslim ediyorlar.” ... ..
-... .. Ayaklar baş mı olacak şimdi? ... ..
-Önemili bir medya kuruluşunun haber merkezinde, şehir haberleri bölümünde çalışan Muhabir, haber koklamakta üstüne olmadığına inanırdı. ... ..  “Gördün mü?” diye sordu. Muhabir korku dolu bir sesle.
“Neyi?”
“Çocuğun çöpten topladığı o şeyler... O şeyler mermi...”
-Çocuk, ... .. sakatlığından beklenmedik çevik bir hareketle tek ayağı üzerinde doğruldu. ... .. Bol, uzun, yırtık pırtık asker paltosunun eteklerini ve kurşunlarla, mermilerle dolu çuvalının ardından sürükleyerek yokuş aşağı inmeye başladı.
-“Kaputun apoletlerinde sırmalar, bir de üç yıldız vardı,” dedi Muhabir.
-“Hayır, dört,” dedi... ..

-“Tuhaf... Ordu mensuplarının bu gibi işlerde daha titiz olduklareını sanırdım. Dört yıldızlı general üniformasının kaputu çöplükte ne ariyor ki?” ... .. 

*Çöplüğün Generali – Oya Baydar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder