Üzerinde güneş batmayan imparatorluğun kalbi; Britanya.
Kıta Avrupa’sının küçük kardeşi Britanya Adası, en baştan beri bereketli topraklarıyla ona sığınanlara kucak açmıştır. BU bereketli topraklar, yalnızca yerleşimcilerinin değil aynı zamanda komşularının da övgüsüne mazhar olmuş ve uzak diyarlardaki gözleri de üzerine çekmeyi başarmıştır.Öteden beridir, Roma İmparatorluğu, Vikingler, Keltler, Britonlar ve daha niceleri kendisine sahip olmak istemiş fakat tam manasıyla başarılı olamamışlardır. Nihayetinde ise öz evlatları, kendisine sahip çıkarak günümüzdeki konumuna ulaştırmıştır.
Roma İmparatorluğu’nca işgalinden Noadicea’nın özgürlük mücadelesine, merkezi krallığın kuruluşundan Magna Carta’ya, Güller Savaşı’ndan Amerikan bağımsızlığına, Doğu Hindistan Şirketi’nden Kraliçe Victorya’ya İngiltere’nin tarihin başlangıcından beri geçirdiği evreler, Amerikalı tarihçi Mary Parmele’nin anlatımıyla okurun beğenisine sunuluyor.
Antik Britanya - Sezar İşgali - Britanya’nın Roma Eyaleti Oluşu - Boadicea - Lyndin yahut Londra - Roma Lejyonlarının Geri Çekilmesi - Angıllar ve Saksonlar - Cerdic - Töton İstilası - İngiliz Krallıklarının Birleşmesi
Augustine Edwin Caedmon - Baeda - Alfred - Canute - Günah Çıkarıcı Edward - Harold - Fatih William
Loncalar ve Kentler - II. William - Haçlı Seferleri - I. Henry Becket’in Ölümü - I.Richard - John - Magna
CartaIII. Henry - Roger Bacon - İlk Gerçek Parlemento - I.Edward - Galler ve İskoçya’nın Fethi - II. Edward - III. Edward - Grecy Muharebesi - II. Richard - Wickliffe
Lancaster Hanedanı - IV. Henry - V. Henry - Agincourt Orleans Savaşı - Güllerin Savaşı - York Hanedanı - IV. Edward - III. Edward - VII. Henry - Matbaanın Tanıtılması
VIII. Henry - Wolsey - Reformasyon - VI. Edward - Mary
Elizabeth - Doğu Hindistan Şirketi’nin Kiralanması - Virginia’nın Kolonileştirilmesi - Flodden Meydanı - Mary Stuard’ın Doğumu - Mary Start’ın Ölümü - İspanyol Armadası - Francis Bacon
I. James - İlk New England Kolonisi - Barıt Komplosu - İncil’in Tercümesi - I. Charles - Başpiskopos Laud - John Hampden - Hak Dilekçesi - Massachusett Sözleşmesi - Strafford Kontu - Yıldızlı Oda
Uzun Parlemento - Strafford ve Laud’un Ölümü - Uzun Parlemento’nun Dağıtılması - II. Charles
Habeas Corpus Kanunu - II. Charles’in Ölümü - Milton - Bunyan - II. James - William ve Mary - Boyne Muharebesi
Anne- Marlborough - Blenheim Savaşı - Hanover Hanedanı - I. George - II. George - Walpole - Hindistan’da Britanya Egemenliği - Quebec Savaşı - John Wesley
II. George - Pul Yasası - Çay vergisi - Amerikan Bağımsızlığının Tanınması - Hastings’in Suçlanması - 1812 Savaşı - İlk İngiliz Demiryolu - IV. George - IV: William - Reform Tasarısı - Kölelerin Azat Edilmesi
Victorie - İrlanda’da Kıtlık - Rusya ile Savaş - Kanpur’da Katliam
Atlantik Kablosu - Daguerre’in Yaptığı İcat - İlk Dünya Fuarı - Albert’in Ölümü - Suveyş Kanalı - Hindistan İmparatoriçesi Victoria - İngiltere kilisesinden İrlanda Kolunun Kaldırılması - Günümüz Şartları
… ..
Fethin dolaylı faydaları, eski uygarlıkların zengin kaynaklarından geliyordu.Nasıl ki Roma antik ulusların tecrübe birikimlerinin varisi oldu ise , İngiltere de dolayısıyla Latin Kurumlarının varisi olmuştu ve dünyanın en gelişmişlerinin büyük akıntısına kapılmıştı. Entelektüel tazelenme Kiliseyi de yenilemişti. Tötonların basit hak hukuk sistemine Roma hukuku eklenmişti. Devlet ve toplumun her bir bölümü bu ileriliği tadarken dil de rafineleşiyor, esneklik ve zenginlik kazanıyordu.
Antik değerlerin aşılanması ulusun gelişiminde çok zaman kazandırmıştı ancak Anglo-Saksonların asıl karakterini veya konuşmasını değiştirmemişti. … ..
II. Richard (1377-1399) ce Wat Tyler İsyanı (1382)
“Kara Prens” ölmüş ve korkunç bir salgın , “Kara Ölüm” sürüncemeli savaşların çoktan kırıp geçirdiği toprakları perişan etmişti. Parlak zaferlerle dolu bir ömür sonrası eski yiğit kral, üzgün kırık kalbini mezara götürmüş ve kahraman Prens Edward’ın oğlu II. Richard kral olmuştu.
.. ..
… ..
Anne Boleyn’in Ölümü (1536)
Neyin ortodoksluk neyin kâfirlik olduğuna Henry tek başına karar verebilirdi ancak onunla fikir ayrılığına düşmek ölümdü. Hain ve kâfir darağacına birlikte çıkıyordu, Kralın üstünlüğünü inkâr eden Katolik ile ekmekle şarabın dönüşümünü reddeden Protestan yan yana gidiyordu. Protestanlığa olan bu büyük dönüş politikti, dini değil; o Luteryenliğin doktrinlerinden tiksiniyordu ve çok fazla inanmak ile çok az inanmak eşit derecede tehlikeliydi. Kelleler ormandaki yapraklar gibi dökülüyordu ve üç yıl içerisinde İngiltere’nin ve neredeyse Avrupa’nın altını üstüne getiren kraliçenin şimdi kendisi darağacına götürülüyordu (1536).
*Kısa İngiltere Tarihi & Mary Platt Parmele
İndie Kitap Yayınevi
Birinci Baskı: ağustos iki bin yirmi bir
Orijinal Adı: A short History of England
The Royal House Windsor
YanıtlaSilAvrupa’daki eskinin monarşileri, günümüz dünyasının gelişmiş güçlerini oluşturan Batı dünyası hakkındaki büyük resmi tamamlayan parçalardan biri olarak mükemmel bir belgesel …
Daha önce okuduğum kitaplardan edindiğim kanaat bir kez daha kuvvetlendi. Çoğunluğu ile NATO içinde müttefikimiz olduğu görüntüsü içinde olduğumuz bu ülkeler, aslında sadece eskinin Haçlı Seferlerini gerçekleştiren ve aynı dinin mensubu olanlar güçler değil aynı zamanda tarihin derinliklerinde rakiplerimiz olduğunu da hatırlatmakta bize….
Belgeselin başlangıcı Kral V. George iktidarı ve I. Dünya harbi yılları ile başlıyor. Kral George Alman asıllı Kraliçe ve Danimarka asıllı babanın kızı. Aynı zamanda Rus Çarı II. Nikolay ile de kuzenler. Tarihin cilvesi, Yarı yarıya Alman bir Kral’ın yönetimindeki İngiltereye yine Alman uçakları 13 Haziran 1917’de Almanlar saldırıyor.
Aynı yıllarda Almanya ve Ruslara arsındaki savaşın gergin ve hüzün dolu yıllarında İngiltere’den yardım bekleyen Rus Çarı kuzen II. Nikolay yalnız bırakılıyor. Çünkü İngiliz monarşisinin temel prensibi ; “Monarşinin hayatta kalması temel prensip”.
Savaş yılları, dünyadaki gelişmeler Monarşinin aristokrasi arasındaki ilişkilerindeki önceli yerini halkla olan ilişkinin öner çıkarılması şeklinde değişiyor.
Kralın halkın arasına girmesi, fabrika ziyaretleri hatta kömür madenlerine inmesi işe yarıyor…. Monarşiye yeni bir yüz kazandırılıyor.
Alman saldırılarına maruz kalınan günlerde, Kral V. George’un hâlâ Alman soyadını taşıması ise hanedan isminin bir İngilizi çağrıcak “Winsdor” ile değiştiriliyor. “Winsdor Hanedanı”
1918’de savaş bittiğinde Avrupa’daki eski dokuz hanedanlık kaybederken İngiltere’de yeni bir Monarşi doğuyordu…
V. George'un ardından Monarşi’nin devamlılığını sağlayacak Galler Prensi Dudley’in önce evli Ferda ile sonrasında yine evli olan Wallis Simpson ilişkisi ve süreç içinde Kral George’un ölümünden sonra Kral VIII. Edward isimini alarak Monarşinin başına geçtiğini görüyoruz…
İngiltere tarihinde tahtı ilk bırakan İngiliz kralı olarak tarihe geçecektir. Kral Edward ve önce Freda sonra Simpson ile ilişkileri ayrı birer öykü…. İngilizler bu zorlu kriz dönemini de ustaca yönetiyorlar….
Eski kralın küçük oğlu Bertie’nin de; evli olan Şila ile ilişkisi de ayrı bir ilginçlik.
Ama yine monarşinin kuralları çalıştığında bu ilişki sonlandırılıyor. i
O sırada önce 19 yaşında ve soylu bir aileye mensup Elizabeth Bowers ile tanışma, Bertie’nin York Dükü ünvanını alması, ardından George’un tahtı bırakması ile; Bertie 12 Mayıs 1932’de VI. George ismini alarak tahta geçiyor.
Bir tarafta tahti bırakarak Freda ile evlenen eski kral Edward’ın Nazi Almanyası ile yakın ilişki kurması, Fransa’nın düşmesi, Almanlar’ın Rusya’ya karşı Winsdor dük ve düşeşinden yardımı amaçlayan oyunları ve ardındaki taht oyunları…. diğer taraftan Edward’ın Bahamalar’a sürülmesi süreci de özellik arz ediyor…
Savaş sırasında İngiltere’nin birçok yerinde olduğu gibi Buckingham Sarayı’nın da bombalanması, yeni kralın bu süreci başarı ile yönetmesi ve “Kişisel arzu ve beklentiler yerine , monarşinin hayatta kalmasını esas alınması” monarşiye olan güvenin tekrar kazanılmasını sağlamıştı…..
Tarihi süreçleri daha iyi anlamak bakımından, ilgilenenler için tekrar izlenecek nitelikte kaliteli
bir yapım….