23 Temmuz 2022 Cumartesi

Kadın Pençesi *

 


… .. bu adamı sevmemek mümkün değildi. Onun içindir ki bana hikâyesine dair ayrıntı vermeye başlayan o iki arkadaşıyla ben onu hem sever hem de sevilmesi bu zor olduğu için ona acırdık. Ben gene bilirdim ki bu adamın bir türlü tatmin edilemeyen sevmek ihtiyaçları birike birike bir gün birdenbire taşmış ve hep birden kümelenerek bir genç kızın üzerine toplanırvermişti. Bu hadiseyi bir evlilik takip etti. Onu tanıyanlar, bizler, sanki bir ağızdan, “zavallı!” dedik.

Zavallı… Zira bu çirkin adam muhakemesini iptal eden, yapılacak işin kaçınılmaz akıbetini önceden örten bir gafletle iyi yaşamış fakat fakir düşmüş bir ailenin enişteler, amcalar elinde, daha doğrusu ortada kalmış pek güzel bir kızını almıştı. Bu kızı bütün İstanbul’un hususi bir sınıfa mensup halkıyla beraber bizler de tanırdık, hep bilirdik. Onun, parlaklığı halka halka açılan ve açıldıkça gözleri kamaştıran bir güzelliği, sonra bu güzelliğe pek iyi eşlik eden bir şuhluğu, ince dudaklarının daima yarı açık bıraktığı düzgün beyaz dişlerinin hayatta ne olursa olsun, zevk namına ne varsa onu ısırıp yemek isteyen öyle hırslı bir görüntüsü vardı ki hiç kimse onun varlığından taşan cazibe halkalarının kemendine takılmak cesaretini bulamamıştı.

Bu cesareti o buldu. Onun içindir ki bu evliliğin doğuracağı neticeyi önceden görmekte hiç zorluk çekmeyerek “Zavallı!” diye acımıştık. Bu acıyışın doğruluğunu yaşanan olaylar ispat etti. Bir gün haber aldım ki nihayet kendisine takdir edilen bahtı en geniş derecede vermekten çekinmeyen bu kadın, bir gün güzelliğinin zevklerini etrafa, şuna buna, her yolunun üzerine tesadüf edene, ölçüsüz, sayısız savurup serpebilmek için onu bırakmış, o da birdenbire hakikati gözlerinin önüne seriveren bir şimşek arasında nasılsa bulunabilmiş, bir azimle ondan ayrılmıştı.

O vakitten sonra onu görmemiş ve hikâyesinin devamını öğrenmemiştim. Genç dostlarımın ağzından dinledim ki kadın beş ay, üç hafta, iki gün süren, kendisini şurada  burada kapatan münasebetlerden sonra bir gün birdenbire; şakraklığından zevkine olanca bolluğuyla gıda arayan  açlığından hiçbir şey

kaybetmeyerek, hayal kırıklıkları çoğaldıkça eğlenmek emellerine daha ziyade bir genişlik gelerek bar âlemlerinde görünmeye başlamıştı. …

… .. 

O, hep öyle omuzları körüklenerek, yüzü masanın üzerine kapanmış ağlıyordu; sonra kadın yavaşca eğildi ve bu kadın pençesi, şu biçare erkeğin başının üzerinde onu avutmaya çalışırken, kim bilir neresinden gelen bir dakikalık kadın merhameti ona ancak işitilen bir sesle:

“Kalk, “ dei, “beraber gidelim. Bu gece sen bende misafir olacaksın….”

Üçümüz de birbirimize baktık ve yavaşça, hiçbir kelime söylemeden; onları kendi hâllerine, bu bahtsız erkek başının o kadın pençesinin altında bırakarak yüreklerimizde burkulan bir düğümle, silinip çıktık.





*Kadın Pençesi & Halid Ziya Uşaklıgil

Karbon Kitaplar

Mart 2021 - 1. Basım


3 yorum:

  1. İlk öykü "Kadın Pençesi" ders verici, özellikle gençler için......

    YanıtlaSil
  2. İkinci öykü, "Malım menâlim" mutlu sonla bitmeyen, anlamlı ve sürükleyici.....

    YanıtlaSil
  3. Üçüncü öykü, " Alık Abdül" Birinci Dünya Savaşı ve ardından mütareke yıllarının kahramanliklari kadar, her bir isimsiz kahraman özelinde olduğu gibi Alık Abdül'ün iç burkan hikayesi....

    YanıtlaSil