24 Ekim 2022 Pazartesi

Saraydan Sürgüne*


 

Osmanlı İmparatorluğu’nun en zor yıllarında tahtta bulunan Sultan Vahdettin ve maiyetinde bulunan hareminin önce payitahtta ve daha sonra sürgün yeri San Remo’da neler yaşadığını Sultan’ın saraylısı Afife Rezzemaza anlatıyor. Sultan Vahdettin’in üçüncü hanımı Müveddet Kadınefendi’nin nedimesi Afife Rezzamaza bu hatıratıyla Osmanlı hareminin son günlerini anlatmakla kalmayıp günlük yaşantılarına dair birçok bilinmeyen ayrıntıya da yer veriyor. 1991’e kadar yaşayan Afife Rezzemaza, Sultan Vahdetin’den sonra akıbetleri hakkında çok az bilgiye sahip olduğumuz “son saraylıları” ve neler yaşadıklarını günümüze aktarıyor…. .. 

… ..

… .. Yazar, Mütareke ve Milli Mücadele yıllarında padişahın yanında yer almış olanları savunur. Bu körü körüne bir traftarlık değildir. Doğru bulmadığı, durum, tutum

 hal ve hareket her kimden gelirse gelsin eleştirmekten geri kalmamıştır. Birçok olayı Vahdettin ve hanedanın bakış açısıyla anlatmasına rağmen son padişah kusurlardan arınmış bir insan değildir. Çeşitli zaafları göz önüne serilir. Mesela Millî Mücadele döneminde Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarına yardım etmeme karşılığında İngilizlerin onu her halükarda saltanatta tutacağına dair inandırdıklarını, ona güvenerek yanıldığını dile getirmektedir. Yeri geldikçe padişahın çok yakınında bulundurduğu, itimat ettiği insanlardan bazılarının şahsi özelliklerinin ne derece kötü olduğu dile getirilir. Onları yanında tutan ise Vahdettin’dir.

… .. Padişah, gözdesi Nimet Hanım’a son derece düşkündür. Muhtemeldir ki Nimet Hanım, diğer kadınlar ve dolayısıyla yazar tarafından kıskanılmaktadır. Nimet Hanım’ın çok güzel bir kadın olduğu gerçeğini teslim eden yazar bununla birlikte kişisel özelliklerini kıyasıya eleştirir. Ona olan düşkünlüğünden…. dolayı yazarın eleştiri oklarından Vahdettin de nasibini alır. Hatta İstanbul’un işgali yıllarında padişah devlet işlerini bir yana bırakarak Nimet Hanım’la ilgilenmiş günlerini onunla geçirmiştir.

… ..


Birinci Bölüm: 1906-1924


Saraya Kabulüm

… ..

Sultan Vahdettin’in Hayırseverliği


… .. Ulviye Sultan evlenme yaşına geldiğinde münasip bir damat arandı. Lakin bu damat aranması

pek müşkül, zira Sultan Vahdettin kızı için kimseleri beğenmiyordu. İlâveten İttihatçıları sevmediğinden

müstakbel damadın bunlardan uzaktan yakından alakası olmayacaktı … ..

… .. nihayet Sultan Vahdettin kızına, esasında talıp de olmayan Tevfik Paşazade İsmail Hakkı Bey’i

seçmişti. Vakit kaybetmeden İsmail Hakkı Bey’in bir fotoğrafını Fatma Emine Hanım vasıtasıyla kızına

gösterdi. Ulviye Sultan pek yakışıklı İsmail Hakkı Bey’in fotoğrafını görünce fazla düşünmeden hemen

kabul etti. 

Bilâhare Sultan Vahdettin  zoraki beğenilen müstakbel damadın pederini; Tevfik Paşa’yı köşke

celb ettirdi. Zavallı Tevfik Paşa her şeyden habersiz şehzadeyi dinledi ve oğlunun damat seçildiğini

işitince, ne yapsın, tabii selam ve niyazla teşekkür etti. Kısa bir müddet sonra nikâh kıyıldı. Fakat

damat hâlâ bütün hadiselerden bîhaberdi. Esasında İsmail Hakkı Bey Almanya’da askerî tahsilde

bulunduğu için kısa süre sonra İstanbul’a gelmesi emredildi. İsmail Hakkı Bey’in İstanbul’a vasıl

olmasını müteakip bir sultan efendi ile evlendirildiğini  haber aldı. Bizzat kendileri bunu bize

anlatmışlardır. Hatta İsmail Hakkı Bey bize bu evlilik macerasını anlattığında çok gülmüştük.

… ..


Sultan Vahdettin’in Cülusu


Merhum Sultan Reşad, 3 TEmmuz 1918 tarihinde Hakk’ın rahmetine kavuşmuştır. … ..

İttihatçı hükûmetin başları, yani Talat ve Enver paşalar vakit kaybetmeden Çengelköy’e geldiler.

Yanlarında biri daha varmış, fakat kim olduğunu şimdi hatırlamıyorum. … .. 

İttihatçılar fazla vakit kaybetmek istemediklerinden, cülus merasimi icra edildi. … ..

… … Bilâhare Sultan Vahdettin’in zevcelerine yeni ünvanları tevcih edilerek:


Nazikeda Hanım : Başkadınefendi

MÜüeddet Hanım : İkinci Kadınefendi

Nevvâre Hanım : Üçüncü Kadınefendi


Rüşnaz Hanım : Baş Hazinedar Usta

Saadet Bergüsaz Hanım :İkinci Hazinedar

Mestişinaz Hanım : Üçüncü Hazinedar

Nükteşinaz Hanım : Dördüncü Hazinedar

Raksıdil Hanım : Beşinci Hazinedar

Gülebru Hanım : Altıncı Hazinedar

Enise Hanım : Yedinci Hazinedar

… ..


Hünkâr Kalfaları:

Mislieda; Nermin, Bedia,ve Milfer hanımlardı.


Sarayın baş Kâtibesi:  Nazlı Melek Hanım

İkinci Kâtibe : Fişriste Hanım


Darüssaade ağası :Cevher Ağa


Başmühasip :Anber Ağa

İkinci muhasip :Hayrettin Ağa



Beşiktaş Sarayı’na geçmemiz ile benim de mevkiim yükseltildi ve İkinci İkinci Kadınefendi’nin

nedimesi makamına terfii edildim. Benden hariç İkinci Kadınefendinin dairesinde hizmet eden

Baş Kalfa Vekadil Hanım, Esvabçıbaşı Navekter Hanım, Kahvecibaşı Gülzemin Hanım, Kâtibe Kalfa

Zermisal Hanım, oda hizmetçileri Mihri ve Milnigar hanımlar, ve ikinci Kadın Muhasibi Besim Aüa idi.

Hademelerin isimlerini unuttum.



İkinci Bölüm: 1924-1927

Sürgün Günleri


Üçüncü Bölüm: 1931-1952

Sultan Vahdettin’den Sonra


 Çengelköyü Köşkü'ndeki İkametime Dair

Ebeveynimin vefatını müteakip Çengelköyü Köşkü'ne taşınmam muhterem Ulviye Sultan tarafından

müsaade edildiğinden 1939 senesinde Çengelköy'e geçtim. … .. Bilâhare cennet-mekân Sultan

Vahdettin’in şahsi mülü olan bu köşkte muhtelif emektar kalfalar ikamet etmekte idi. Hanedan menfâya

çıkarıldığı sırada Cumhurî İdare’nin müsadere emrinden kurtulmak için Ulviye ve Sabiha Sultanlar

Çengelköyü Köşkü’n, sadık hazinedarlardan Zehra Hanım’a vermişlerdi. Bu suretle muazzam köşk

ve etrafındaki geniş bahçe kurtarılmıştı.. 

… ..

Bilâhare büyük havuzun karşısındaki Köçeoğlu dairesinde bulunan bir odaya yerleştim. Maddi

müşkilât sebebiyle köşkün daireleri kiraya veriliyordu…. ..

… .. Cumhurî İdare hanedan kadınların Türkiye’ye avdet etmelerine müsaade verdi. Ulviye Sultan

ve ikinci zevci Ali Haydar Bey hemen İstanbul’a geldi.ve doğrudan Çengelköyü Köşkü’ne geldi. … ..

… ..

… ..Bu suretle Çengelköyü Köşkü dört büyük hisse halinde Ulviye ve Sabiha Sultanlar, Zehra

Hanım’ın veresesi ve Müveddet Hanım’ın veresesi arasında paylaştırıldı. … .. 

… ..

… …..

 



*Saraydan Sürgüne Vahdettin'in Saraylısı Anlatıyor & Afife Rezzemaza / hazırlayan: Dr. Edadil Açba

Timaş Yayınları

İstanbul 2013




*Yüzellilikler, Türk Kurtuluş Savaşı sonrası düşman iş birlikçisi olarak görülen ve Türkiye'den sürgün edilen, hepsi üst düzey makamlarda yer alan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına verilen isimdir.

Meclis'e göre hainler on binleri buluyordu.[1] Ancak Lozan Antlaşması'nın bir maddesinde sürgün edilecek insanların sayısının 150'yi geçmeyecek şeklinde öngörmesi üzerine ilk önce Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı tarafından oluşturulan listede başlangıçta 600 kişiden oluşmakta iken alevli tartışmalar sonucu önce 300, ardından da 149 kişiye indirilmiştir. 150’likler adı verilen ve 23 Nisan 1924 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin oturumunda saptanan bu listeye 1 Haziran 1924 tarihindeki kararla Köylü gazetesi sahibi Refet Bey de eklenerek nihai şekliyle 150 kişi olarak kabul edilmiştir ve bu kişiler 28 Mayıs 1927'de kabul edilen 1064 sayılı yasa ile yurttaşlıktan çıkarılmışlardır.[2][3][4] 29 Haziran 1938 tarihli 3527 sayılı yasa[5] ile, Yüzellikler'in yurda girmelerini engelleyen 1064 sayılı kanun kaldırılsa da, başta Çerkez Ethem olmak üzere pek çok muhalif ve saltanat taraftarı geri dönmemiştir. Bu listenin 600 kişilik ilk hali açıklanmamıştır.


Padişah VI. Mehmed (Vahdettin)'in Tayfas

1. Kiraz Hamdi - Yaver-i Has

2. Zeki - Hademe-i Hassa Kumandanı

3. Kayserili Şaban Ağa - Hazine-i Hassa Müfettişi

4. Şükrü Tütüncübaşı

5. Şerkarin Yaver

6. Miralay Tahir - Yaverandan Erkan-ı Harp

7. Seryaver Avni

Meclis Üyeleri

9. Mustafa Sabri Efendi - eski Şeyhülislam

10. Ali Rüşdi - eski Adliye Nazırı

11. Cemal Bey - eski Ziraat ve Ticaret Nazırı

12. Cakacı Hamdi Paşa - eski Bahriye Nazırı

13. Rumbeyoğlu Fahreddin Bey - eski Maarif Nazırı

14. Kızılhançerci Remzi - eski Ziraat ve Ticaret Nazırı

Sevr Antlaşması'nı İmzalayanlar

15. Bağdatlı Mehmed Hâdî Paşa - eski Maarif Nazırı

16. Rıza Tevfik Bölükbaşı - Şura-yı Devlet eski Reisi

17. Reşat Halis - Bern eski elçisi

Kuva-yi İnzibâtiye'ye Dahil Meclis Üyeleri

18. Süleyman Şefik Paşa - Kuva-yi İnzibâtiye Başkumandanı

19. Bulgar Tahsin - Şefik Paşa'nın yaveri, süvari yüzbaşı

20. Miralay Ahmet Refik - Kuva-yi İnzibâtiye Erkân-ı Harbiye Reisi

21. Tarık Mümtaz - Kuva-yi İnzibâtiye Mitralyöz kumandanı ve Damat Ferit Paşa’nın yaveri

22. Ali Nadir Paşa - Kuva-yi İnzibâtiye Kumandanlarından İzmir Kolordusu Kumandanı

23. Kaymakam Fettah- Kuva-yi İnzibatiye mensuplarından ve Nemrut Mustafa Divan-ı Harp üyesi

24. Çopur Hakkı - Kuva-yi İnzibatiye üyelerinden

Mülkiye ve Askeriyeden[

25. Gümülcineli İsmail Bey - eski Bursa Valisi

26. Konyalı Zeynelabidin - âyândan

27. Fanizade Mesut - eski Cebelibereket (Osmaniye) Mutasarrıfı

28. Miralay Sadık Bey - Hürriyet ve İtilâf Fırkası lideri

29. Bedirhani Halil Rahmi - eski Malatya Mutasarrıfı

30. Giritli Hüsnü - eski Manisa Mutasarrıfı

31. Nemrut Mustafa - eski Divan-ı Harp Reisi

32. Hulusi - Uşak Belediye Reisi

33. Hain Mustafa - eski Adapazarı Kaymakamı

34. Hafız Ahmet - eski Tekirdağ Müftüsü

35. Sabit - eski Afyonkarahisar Mutasarrıfı

36. Celal Kadri - eski Gaziantep Mutasarrıfı ve Halep Doğru Yol Gazetesi gazetecisi (Sahibi, Hasan Sadık'ın, kayınbiraderi)

37. Adanalı Zeynelabidin - Hürriyet ve İtilâf Kâtibi Umumisi

38. Vasfi Efendi - Mülga Eski Evkaf Nazırı

39. Ali Galip - eski Harput Vali Vekili

40 Aziz Nuri - Bursa Vali Vekil-i Esbakı

41. Ömer Fevzi - eski Bursa Müftüsü

42. Ahmet Asım - eski İzmir Kadı Müşaviri

43. Natık - eski İstanbul Muhafızı

44. Adil - eski Dahiliye Nazırı

45. Mehmet Ali Bey - eski Dahiliye Nazırı

46. Salim Mirimiran - eski Edirne Valisi ve Şehremini (Belediye Başkanı) Vekili

47. Hoca Rasihzade İbrahim - Kütahya’da Yunanlara Mutasarrıflık etmiştir

48. Abdurrahman - Adana’da Fransız işgalinde Vekillik etmiştir

49. Ömer Fevzi - eski Şarkikarahisar mebusu

50. Adil Kınacı- Mülazım, işkenceci namıyla maruf - Hendek Mal Müdürlüğü yapmış

51. Refik - Mülazım, işkenceci namıyla maruf

52. Şerif - eski Kırkağaç Kaymakamı

53. Mahmut Mahir - eski Çanakkale Mutasarrıfı

54. Emin - eski İstanbul Merkez Kumandanı

55. Sadullah Sami - eski Kilis Kaymakamı

56. Osman Nuri - Bolu Mutasarrıfı ve Dahiliye Nezareti eski Dava Vekili

Çerkes Ethem ve Çetesi

…  …

 

3 yorum:

  1. Kitabı yayına hazırlayan Doç. Dr. Cevdet Kırpık'ın ön sözünü dikkatle okumakta yarar var...

    YanıtlaSil
  2. Temsilden tasarruf olmaz anlayışını değişik versiyonlarının anlatımı sırasında Osmanlı'nın batmasının nedenlerinden birini daha ve bir kere daha anlamak mümkün... padişah eşlerinin her birinin hizmetindekilerin sadece unvanlarını okurken bile insanın içine fenalıklar geliyor... Osmanlı borç batağı içinde, Osmanlı "Hasta Adam" sıfatı ile anılır olmuş ve deyim yerindeyse batılı akbabalar Osmanlı'nın enkazı üzerinde uçuşurken safahat devam ediyor... gemi battı ama günlük yaşam devam ediyor..... yazık oldu ülkeye, yazık oldu ... ..

    YanıtlaSil
  3. Osmanlı İmparatorluğunun son günleri ve sonrasında iktidar gücünü kaybedenlerin yakın çevresinde yaşananları hayata ödedikleri bedel ....... bir adım sonrasını, diğer bir ifade ile iktidar ve maddi gücün geçici olabileceğini düşünmeden günü yaşamanın nasıl hüzne dönüştüğünün ibretlik öyküsü.... Hayatta her şeyin bedeli var.....

    YanıtlaSil