19 Temmuz 2023 Çarşamba

çocukluğum*

18 Ağustos’un 12’siydi. Harika armağanlar aldığım doğum günümün üzerinden üç gün geçmişti. Sabahın yedisinde Karl İvaniç beni, başımın az yukarısına konmuş bir sineğe vurarak uyandırdı. Elindeki sineklik. bir sopanın ucuna kâğıt Şeker torbası tutturularak yapılmıştı. Sinekliği o kadar beceriksizce savurmuştu ki meşe karyolamın başucundaki koruyucu azizimin ikonasına çarptı ve sineğin ölüsü kafamın üstüne düştü. Burnumu battaniyenin altından çıkardım, elimle sallanmaya devam eden ikonayı tutup düzelttim, sinek ölüsünü yere fırlattım ve hâlâ uyku akann ama öfkeli gözlerle Karl İvaniç’e baktım. O ise üzerinde renkli ropdöşambrı, belinde aynı kumaştan bir kemer, başında püsküllü, kırmızı örme bir kep ve ayaklarında yumuşacık keçi derisi çizmelerle dolaşıyor ve duvarlardaki sineklere nişan almaya devam ediyordu.

“Ben küçücük bir çocuğum, tamam. Ama niye beni rahatsız ediyor?” diye düşünüyorum. “Niye Volodya’nın yatağının etrafındaki sineklere vurmuyor? Orada ne kadar da çok sinek var! Ama hayır, Volodya benden büyük, en küçükleri benim, bu yüzden bana eziyet ediyor. Hayatı boyunca tek düşündüğü bana nasıl kötülük edeceği,” diye mırıldandım. “Beni uyandırdığının ve korkuttuğunun farkında, ama farkında değilmiş gibi davranıyor… İğrenç adam! Ropdöşambrı da, kepi de, püsküllü de… Hepsi de ne kadar iğrenç!”

İçimden öfkemi böyle dile getirirken Karl İvaniç yatağına gitti, yatağının üzerinde asılı duran küçücük gümüş bir ayakkabının içinde duran saate baktı, sinekliği bir çiviye astı ve kayifli bir halde bize seslendi.

Yumuşacık sesiyle, “Auf, Kinde5r, auf!  …s’ist Zeit. Die Mutter ist schon im Saal,”   (kalkın çocuklar, kalkın! Kalkma zaman. Anneniz salona geçti bile. ) dedi. Sonra da bana doğru geldi, ayak ucumaoturdu ve cebinden bir tutam enfiye çekti, burnunu sildi, parmaklarını şıkırdattı ve sonra benimle ilgilenmeye, tabanlarımı gıdıklamaya başladı. “Nun, nun Faulenzer!(Haydi, haydi tembel yumurcak, haydi)  diyordu.

Gıdıklanmak hiç hoşuma gitmese de ne yataktan kalktım ne de ona cevap verdim. Yalnızca kafamı yastığın altına, daha derine soktum ve var gücümle tekmeler savurarak gülmemek için elimden geleni

yaptım.

“Ne kadar iyi kalpli, bizi ne de çok seviyor, ben ise onun hakkında kötü şeyler düşündüm!”

Kendime de, Karl İvaniç’e de kızmıştım, aynı anda hem gülmek, hem de ağlamak istiyordum, sinirlerim alt üst olmuştu.

... ..

İKİNCİ BÖLÜM

Ergenlik

1.Uzun Yolculuk

Petrovsk’taki evin sundurmasına iki at arabası yaklaştı. Bir, Mimi, Katya, Lyuba ve hizmetçi kızın yerlerini aldığı ve kâhya Yakov’un arabacı koltuğuna oturduğu kapalı fayton. Diğeri ise Volodya, ben ve kısa bir süre önce hizmetimize alınan uşağımız Vasiliy için hazırlanan yaylıydı.

Bizden birkaç gün sonra Moskova’ya gelecek olan babam, sundurmada başı açık oturuyordu. Faytonun penceresinde ve yaylının önünde haç çıkarıyordu.

… ..


Arkadaşlığımızın başlangıcı

… ..

… ..Karr* her bağlılığın iki tarafı olduğunu söyler: Biri sever, diğeri sevilmesine izin verir; biri öper, diğeri yanağını uzatır. … ..

… ..


 




*Çocukluğum  &  Lev Tolstoy

Özgün adı: Детство

Çeviri: Leyla Şener

Lacivert yayıncılık














*Enfiye - Vikipedi (wikipedia.org)

*Enfiye, toz haline getirilmiş tütünün burun deliklerine çekilerek tüketicide nefes yoluyla fizyolojik etki yapan bir tütün mamulüdür.

Bir başka enfiye çeşidi, ince toz halinde bulunan, burun deliklerine çekilerek kullanılan bir tütün mamulüdür. Kullanan kişinin burun mukozasından kan dolaşımına geçer ve merkezi sinir sistemini etkileyerek etkisini gösterir. Bu bakımdan, kokain çekme ile benzer bir yol söz konusudur ancak fizyolojik etkisi farklıdır. Tütün mamulleri tüketimi tarihinde ilgi çekici yeri ve müptelaları vardır. Kullanımı bundan 250 yıl kadar önce Avrupa saray sosyetesi arasında yaygınlaşmıştır. Bir dönem sarma tütün ve sigara taşımakta kullanılan tabaka gibi, enfiye de özel bir enfiye kutusunda taşınırdı. Porselen ve altın, gümüş gibi değerli madenlerden yapılanları, kullanıcının zevk sahibi ve varsıl sınıf mensubu olduğunun göstergesi sayılırdı. Kadınlar ve erkekler arasında keyif verici olarak kullanılan enfiye o zamanlar her yerde kolaylıkla bulunabiliyordu.


 

*Aleksey Nikolayeviç Tolstoy - Vikipedi (wikipedia.org)

*Aleksey Nikolayeviç Tolstoy (Rusça: Але́ксей Никола́евич Толсто́й) (10 Ocak 1883, Sosnovka Köyü, - 23 Şubat 1945, Moskova), Rus şair, roman ve oyun yazarı ve Sovyetler Birliği Bilimler Akademisi üyesi.

… ..



*Zebur - Vikipedi (wikipedia.org)

*Mezmurlar Kitabı (İbranice: תְּהִלִּים‎, romanize: Tehillim, lit. "övgüler"), popüler ismiyle Zebur, Tanah'ın üçüncü bölümü, Ketuvim'in ("Yazılar") ise ilk kitabı olan Yahudi kutsal kitabıdır.[1] Kitabın "gökten indiricisi" olduğuna inanılan Kral Davud'a ithafen Davut'un Mezmurları da denir.

Davud evli bir kadın olan Batşeba'yı sever, kadının kocası olan Hititli Uriya'yı öldürterek Batşeba'ya sahip olur. Tanrı bunun üzerine kendisini lanetler; Batşeba'dan doğan oğlu yedi günlükken ölür. Mezmurların bir bölümü, Davud'un bu olay üzerine duyduğu acı ve pişmanlığı anlatır.[2]

Yahudilikte Teilim olarak anılan Zebur, Tanah'ın bölümlerinden biridir. … 

….. ..

Hristiyanlıkta:Davud'un Mezmurları olarak anılan Zebur, Hristiyanlarca da kutsal kabul edilir ve Tanah'taki şekliyle Kitab-ı Mukaddes'in Eski Ahit kısmında bulunur. Zebur'a eklenmiş olan 151. Bölüm Hristiyanlarca apokrif (kitaba eklenmemiş, doğruluğu şüpheli) olarak kabul edilir.



*Alphonse Karr - Vikisöz (wikiquote.org)

*(d. 24 Kasım 1808 Paris Fransa, ö. 29 Eylül 1890) Fransız yazar ve gazeteci.

Sözleri:

  • Ne kadar fazla değişim olursa, o kadar fazla şey değişmez kalır.  

  • Dostlar öyle bir ailedir ki, insan o ailenin fertlerini bizzat kendi seçer.

  • Bir çok insan erdemli olmayı diğer insanlara karşı haşin olmak sanıyor.   

  • Her bağlılığın iki tarafı vardır; biri sever, diğeri sevilir, biri öper, diğeri yanağını uzatır.

  • Mülkiyet bir tuzaktır; sahip olduğumuza inandığımız şey gerçekte bize sahip olmaktadır.  

  • Bazı kimseler güllerin dikeni olduğundan yakınırlar. Ben ise dikenlerin gülü olduğuna minnettarım.

  • Değişen insanlardır. Onlardan sonra gelecekler de o yerleri kendilerinden sonra geleceklere bırakacaklardır.

  • Bakışlarınızı bir fidana dikmek, bir çiçeği koklamak isteyeceksiniz, ama buna imkan bulunmaz . An sizi sürüklediği için, durmadan yürümeniz lazım gelir.

  • Savaşın kaçınılmaz bir şey olduğunu söylüyorsunuz. Öyleyse savaşı tavsiye edenlerin hepsini cephenin en öndeki hatlarına sürün. Onlar en önde savaşsınlar.

  • Kaçan sizsiniz. Ağaçların manzarasından, çiçeklerin kokusundan, kuşların ötmesinden başkaları da bir an için istifade edecekler, sizin gibi onlar da geçip gideceklerdir.  

  • Hayat bölgelere,ümitlere, neşeye, kedere, bölünmüştür. Ne kadar kuvvetli olursanız olun, hayat sizi bu bölgelerin arasından sürükleyecek, sizden evvelkilerin geçtikleri yerlerden siz de geçeceksiniz.  

  • Hislerinizi teshir eden bu eğlenceye kendinizi kaptırmayın. Bu bir seraptan ibarettir, her şey bir anda silinebilir. Sizden evvel nehrin üstünde gezenlerin artık kıyılarda sararmış otlardan başka bir şeyleri kalmamıştır.  

  • Herkesin üç kişiliği vardır; Ortaya çıkardığı, sahip olduğu, sahip olduğunu sandığı.[1]

  • Çok şey değişir çok şey aynı kalır.[2]Değişim yüzeysel olur ve içerideki özünde aynı kalır



  • Diğer: 

    • Bazıları gülün dikeni var diye yakınır, bense dikenlerin gülü var diye minnettar olurum.

    • Ben insanların yarattığı tanrıya değil, insanları yaratan Tanrı'ya inanırım.

    • Birçok insan erdemli olmayı diğer insanlara karşı haşin olmak sanıyor.

    • İnsanları iyi tanıyın. Her insanı kötü bilip kötülemeyin, her insanı da iyi bilip övmeyin.

    • Mutluluk talihsizliklerden sakınmaktan oluşur.

2 yorum:

  1. Tolstoy, çocuk gözü ile duygularını yansıttığı kitabın birinci bölümünün sonuna 1852 tarihi yazmış. llk bölümde kim kimdiri anlamak için insan aşağıdaki gibi not alma ihtiyacı duyuyor.
    Tolstoy’un 1883-1945 yılları arasında yaşadığını da not olarak dikkate alalım
    “Ergenlik” adını verdiği ikinci bölüm ise 1854 ile bitiyor.

    YanıtlaSil
  2. Tolstoy'un diğer romanlarında da dikkati çeken, ve Çarlık Rusya'sının sonunu getiren feodal düzenin gelir dağılımı bozukluğu ve sosyal yaşamdaki adaletsizlik dönemin en görünür tablosunu oluşturuyor.... Bir tarafta israf, kumar ve eğlencenin zirve yaptığı yaşam tarzı ve kendi toprağı olmayan ve büyük torak sahiplerinin yanında ırgatlık yapan yoksulluğun dip yaptığı zavallık dolu hayatlar.... ders almak isteyene tarihten bir pencere olarak da algılanabilir ...

    YanıtlaSil