Çayın sıcağı havaya çoktan karışmış olsa da, matarayı sımsıkı tutmaya devam ettim. Soğuk yüzünden kaslarım iyice gerildi. Tam o anda vahşi bir köpek sürüsü çıkagelse, saldırıya uğramadan bir ağaç tepesine tırmanma ihtimali yok denecek kadar azdı. Ayağa kalkmalı, biraz hareket etmeli ve eklemlerimi açmalıyım. Oysa orman şafakla aydınlanırken, en az üzerinde oturduğum kaya parçası kadar hareketsiz, öylece durdum. Güneşle savaşamazdım. Beni aylardır sıkıntıyla beklediğim düne doğru sürüklerken tek yapabildiğim, çeresiz gözlerle yükselişini görmek oldu.
Öğle saatlerinde Galipler Köyü’ndeki yeni evime üşüşmüş olacaklardı. Gazeteciler, kameramanlar,hatta eski refakatçim Reffie Trinket bile Capitol’den kalkıp 12. Mıntıka’ya kadar gelecekti. Effie o komik pembe peruğunu mu takacak, yoksa Zafer Turu için doğallıktan uzak başka bir renk mi tercih edecek, çok merak ediyorum. Tabii diğerlerini de unutmamalı. Uzun tren yolculuğumda bana servis yapacak personel. Halkın önüne çıkmadan önce beni güzelleştirecek hazırlık ekibi. Açlık Oyunları’nı izleyiciler tarafından ilk anda fark edilmemi sağlayan o muhteşem kostümleri tasarlayan stilistim ve arkadaşın, Cinna.
Bana kalsa, Açlık Oyunları’nı tamamen unutmak isterdim. Ve hiç bahsetmemek. Kötü bir rüyadan başka bir şey değilmiş gibi davranmak. Ancak Zafer Turu bunu imkânsız kılıyordu. Tur, stratejik olarak iki oyunun tam ortasına denk gelecek şekilde planlanıyordu; bu, Capitol’ün korkuyu taze ve yakın tutmak için benimsediği bir yöntemdi. Mıntıkalarda yaşayan bizler, Capitol'ün demir kuvveti her sene hatırlamakla kurtulamıyor, bir de kutlama yapmak zorunda bırakılıyorduk. Ve bu sene ben de şovun yıldızlarından biriydim. Mıntıka mıntıka dolaşmak, bende için için nefret eden ama tezahürat yapmaktan da geri kalmayan kalabalıkların karşısına çıkmak, çocuklarının hayatına son verdiğim ailelerin yüzlerine bakmak zorundaydım.
Güneş ısrarcı yükselişini sürdürürken, kendimi ayağa kalkmaya zorluyorum. Eklemlerimin her birinden ayrı bir şikâyet yükseliyordu. Hatta sol bacağım o kadar uzun süredir uyuşmuştu ki yeniden his kazanmasını sağlayabilmek için birkaç dakika boyunca ileri geri gitmek zorunda kaldım. Üç saattir ormanda olmama rağmen, avlanmak için hiçbir girişimde bulunmamıştım ve elimde avlandığımı
gösterecek bir şey yoktu. Annem ve küçük kız kardeşim Prim bunu artık önemsemiyorlardı. Artık eti -her ne kadar hiçbirimiz taze av etine tercih etmesek de- kasaptan alabiliyorduk, Gale Hawthorne ve ailesi bugünün kazancına bel bağlıyorlardı; onları hayal kırıklığına uğratamazdım. Kapan hattımızı kontrol etmek için bir buçuk saat sürecek orman yürüyüşüne başladım. Eskiden okuldayken , hattı kontrol etmek, avlanmak, bir şeyler toplamak ve kasabada takas etmek için bol vaktimiz oluyordu. Ama şimdi, Gale kömür madenlerinde çalışmaya başladığı -ve benim gün boyu yapacak hiçbir işim olmadığı- için görevi tek başıma üstlenmiştim.… ..
(s.102) Zevzek kuşlar, Capitol’ün mıntıkalara casusluk ettirmek için genleriyle oynayarak yarattıkları erkek kuşlar.yani mutasyonlarmış. İnsanların konuşmalarının uzun sayılabilecek bölümlerini hafızlarında kaydedebildikleri için, bizim kelimelerimizi alıp Capitol’e taşımaları adına ayaklanan bölgelerle gönderilmişler. İsyancılar bu durumu fark etmişler vekuşları yalanlar yükleyip geri göndermişler. Bu durum ortaya çıkınca, zevzek kuşlar ölüme terk edilmiş. Birkaç sene içinde vahşi ortamda soyları tükenmiş, ancak öncesinde alaycı kuşlarla çiftleşip ypyeni bir türün ortaya çıkmasına neden olmuşlar.
… ..
Alaycı kuş sadece şakıyan bir kuş değildi. Alaycı kuş, Capitol’ün var etmeye hiçbir zaman niyetlenmediği bir yaratıktı.Son derece kontrollü zevzek kuşların vahşi hayata uyum sağlayacak beyin kapasitesine sahip olduklarını, genetik kodlarını aktarabileceklerini hesaba katmamışlar ve yeni bir biçimde gelişebileceklerini hesaba katmamışlar, yaşama iradesi gösterebileceklerini tahmin etmemişlerdi.
Şimdi karların arasında ilerler, başka kuşların melodilerini tekrar edip sonra kendilerine göre değiştirirken daldan dala zıplayan alaycı kuşları görüyordum……
… ..
… …
… ..Dördüncü saatin silahı. Akrep ve yelkovan dördü gösterirken maymunlar eve gidiyor ve zevzek kuşlar sahneye çıkıyordu. Finnick haklıydı. Yapılacak tek şey, buradan bir an önce uzaklaşmaktı. … ..
… .. Görünmez bir bariyer yolumuzu tıkıyordu. Bu bir güç sahası değildi. Sert, pürüzsüz yüzüne istediğiniz gibi dokunabiliyordunuz. Ancak Peeta’nın bıçağı ya da Johanna’nın baltası duvarda beri çentik dahi açamıyordu. … ..
... ..
*Ateşi Yakalamak & Suzanne Collins
Özgün adı: Catching Fire
İngilizceden Çeviren: Sevinç S. Tezcan
Pegasus Yayınları
*Suzanne Collins - THE HUNGER GAMES (suzannecollinsbooks.com)
*https://en.wikipedia.org/wiki/Suzanne_Collins
*Suzanne Collins (born August 10, 1962) is an American author and television writer. She is best known as the author of the young adult dystopian book series The Hunger Games.
Suzanne Collins was born on August 10, 1962, in Hartford, Connecticut, to Jane Brady Collins (born 1931) and Lieutenant Colonel Michael John Collins (1931–2003),[2] a U.S. Air Force officer who served in the Korean and the Vietnam War. She is the youngest of four children, who include Kathryn (born 1957), Andrew (born 1958), and Joan (born 1960). As the daughter of a military officer, she and her family were constantly moving. She spent her childhood in the eastern United States.[3]
Collins graduated from the Alabama School of Fine Arts in Birmingham in 1980 as a Theater Arts major.[4] She completed her Bachelor of Arts degree from Indiana University Bloomington in 1985 with a double major in theater and telecommunications.[5][6][7] In 1989, Collins earned her Master of Fine Arts in dramatic writing from the New York University Tisch School of the Arts.[7]
… …
*https://tr.wikipedia.org/wiki/Alayc%C4%B1_ku%C5%9F
*Alaycı Kuş, kendi türü de dahil olmak üzere yirmi ve daha fazla kuş türünün seslerini yüksek seste arka arkaya tekrar edebilen Mimidae ailesine ait uzunluğu yaklaşık 27 cm uzunluğunda genelde gri renkli tüylere sahip kanat ve kuyruğunda tüyleri daha koyu renkli ve beyaz çizgiler bulunan Yeni Dünya olarak adlandırılan ABD'nin kuzey bölgelerinden Meksika'ya kadar uzanan çok uzun bir coğrafyada yaşamını sürdüren ötücü bir kuş türüdür. Aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri'nin Mississippi eyaletinin sembollerinden birisidir.
*sayvan: Farsça kökenlidir. Güneşten, yağmurdan korunmak için veya süs olarak bir şeyin üzerine çekilen dam saçağı gibi düz veya eğimli örtü.
Evlere bitişik, önü açık, direkler üzerine oturtulmuş, üzeri örtülü yer.
Kulak kepçesi
Açlık oyunlarının, korku iklimi yaratmak ve toplumları baskı altında kontrol etmeyi hedefleyen ve yarışmacıların galip gelinceye kadar diğerlerini öldürmesi için her yıl tekrarlanan acımasızlık dolu senaryosunun; çeyrek asırlık özel yıldönümü kutlamalarında zalimliğin üst sınırlarını aşan yeni yöntemlerle ve saat başı değişen fantastik uygulamalar karşısında ortaya çıkan sahneleri; bir taraftan sürükleyici bir hızla okuyorsunuz….
YanıtlaSilDiğer taraftan romadaki fantastik olaylar gerçek dışı olarak kurgulansa bile; tarihi süreç içinde dünyada daha önce yaşananlar ve devamında günümüz medeni dünyasında tarihin tekerrür ettiği endişesini doğrulayan; ve Suzanne Collins’in kurguladıklarına benzer mantıkla meydana gelen insanlık dışı anlayışın devam ettiğini yaşadığımızı anlıyoruz.
SilMaalesef ki adalet yok….
SilHukukun üstünlüğü değil, güçlünün hukukunun ağırlıkta olduğu bir dünyada yaşadığımıza; inkar edilemez bir gerçek olarak şahit olmaktayız….
SilYetmiş beşinci Açlık Oyunları'nın bir galibi olacak mıydı?
YanıtlaSilBelki de başından beri bu oyunlardan bir gaip çıkarmak gibi bir niyetleri yoktu.
SilAlaycı kuş. Ayaklanmanın sembolü.
YanıtlaSilSerüven devam ediyor. Kaçınılmaz olarak üçüncü cildi okuyacağız:)
YanıtlaSil