Muhittin
Fisunoğu ise Bedrettin Dalan’dan dinlediklerinden hareketle Tansu Çiller’e ateş
püskürterek Başbakan olmasına ısrarla hayır
diyordu.
Bir başka ayrıntı , eski MİT
Müsteşarı olan Orgeneral Teoman Koman’ın Cavit Çağlar’cı olmasıydı.
Peki, sonuç mu?
Muhittin Fisunoğlu Tansu
Çiller’in Başbakan olmasını engelleyemedi ama Mehmet Gazioğlu’nu İçişleri
Bakanı yaptırdı.
Soru şudur:
Böylesine hayati bir konuda
ortadan bölünen bir devlet yapılanmasında derinlik olabilir mi?
Devam edelim:
Tansu Çiller, Başbakanlık
koltuğuna oturur oturmaz ilk YAŞ toplantısında Doğan Güreş’in görev süresini
uzatarak Fisunoğlu’nu emekli edip Genelkurmay Başkanı olmasını engelledi.
Keza Muhittin Paşa’nın İç İşleri Bakanı olmasını
sağladığı Mehmet Gazioğlu ilk seçimde Çiller tarafından listeye alınmadı.
Daha ötesi var.
Muhittim Fisunoğlu emeklilği
sonrası Hayyam garipoğlu tarafından satın alınan Sümerbank’a Yönetim Kurulu
üyesi oldu.
Paşa, mafya denilen Hayyam
Garipoğlu’nun banksında yönetici
Kim miydi Hayyam Garipoğlu?
MİT’in mafya mensubu diye
rapor verdiği kişidir ki böyle bir raporun verildiğini, dönemin BaşbakanıMesut
Yılmaz’dan dinlemiş ve bunu o dönem haber yapmıştım.
Evet, bu ülkede hakkında bu tür
rapor olan Hayyam Garipoğlu gibi isimlere özelleştirme adıyla banka satıldı.
Sonrası malum:
Satılan o banka, yani
Sümerbank, çok geçmeden battı ya da batırıldı.
Peki, aynı MİT ve devletin
diğer kurumları, o bankanın satışı sürecinde nerede idi acaba?
Derinliği olan gerçek bir devlette
böyle bir şey olabilir mi?
*derin ve gizli devleyt gazetecisi olarak
itiraflarım & Sabahattin Önkibar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder