… .. ne olursa olsun Doğu'ya ikinci bir cephe açmak isteyen İngiliz Hükümeti’ndeki gelişmeleri dikkatle takip ediyor.”
Tardieu, uzaktan Britanya konvoyunun geçtiği görülen göz kamaştırıcı pencerenin önünde kısa bir süre daha gidip geldi.
“Başarısına inanmak gerek,” dedi başını sallayarak. “İskenderiye’ye ilk takviye güçler hereket etmiştir.”
Girodet Kabinesi’nden bir denizci üsteğmen onu onayladı. General bir an, Tardieu’nün İngilizlerin birlik yığma seviyesini ölçmek için Marsilya'ya gelip gelmediğini merak etti.
“Britanyalılar yalnız gidiyorlar,” dedi denizci hayretler içinde. “Bize danışmadan, bizi beklemeden, sanki biz yokmuşuz gibi. Niçin bu kadar acele ediyorlar kiş?”
“Winston Churchill'i tanımadığınız belli,” dedi Tardieu. Amiralliğin baş lordu, ne Tanrı'dan ne Şeytan’dan korkar. Fransızlar umrunda bile değildir. Navy’nin gücüyle Doğu’da Türklere saldırma konusunda Kabine’yi ikna etti. Geçen yılın sonunda, Süveyş Kanalı’na ulaşmaya çalıştıkları için baele geçirmek istiyor.ğışlamadı onları. Türklerin kolayca dağıtılabilecek bir çete olduğunu düşünüyor. Boğazlar’ı zorla
“Çanakkale ve İstanbul Boğazları’nı unutmak olur bu. Amiral Nelson, kasılarak, değişik bir tarzda söylemişti bunu. “Denize karşı kara her zaman haklıdır. İngilizler eskiden burada, Toulon karşısında başarısızlıpa uğramıştı. İstanbul’u almalarını neden istiyorsunuz ki?
Curchill’e kimse de hak vermiyor zaten,” diyerek sözlerini kesin bir tavırla onayladı Tardieu. “Başıboş drenotların ve süperdretnotların - bu devasa zırhlı gemiler Kraliçe’ye pek pahalıya mal olmuştu - Türkleri dize getirerek, Boğazlar’ı delip geçmeleri onları sevindirir . İstanbul’da oyunun ustası İngilizler olacak. Rus dostlarımıza yardım edebilirler, ama aynı zamanda Boğazlar’ı işgal etmekten de vazgeçirebilirler. Kıbrıs’ı, Malta’yı, Mısır’ı ve Hindistan yolunu korurlar ve İngiliz-İran Şirketi’nin petrol kuyularına ve Irak’taki petrol kuyuyu açma işine hâkim olabilirler. Bizim de bu işe el atmamız gerektiğini düşünmüyor değilim hani.”
General Diderot karşılık vemedi. Tardieu’yu tanıyor ve diplomatların gazetesi Temps’daki başyazılarımı okuyordu. Denizcilik Bakanı Augagneur’ün dostuydu adam ve bu yüzden Bouvet gibi o da,başka bir çağa ait gemilerin ancak sevimli görünmeyen İngiliz filosuna eklenebileceğini çok iyi biliyordu.
“Ne kadar güçlü olursa olsun, bir filo ancak karaya çıkarma yaptığımızda zafer kazanabilir. 29. Britanya Tümeni’nin geçişini gördünüz. Emin olun ki, Çanakkale Boğazı’na doğru yol almak üzere hazırlanmıştır. Churchill, Hindistan ordusunu Mısır’a göndermek zorunda kaldı. Sevgili Girodet, yarın hangi emri alacağınızı söyleyemem doğrusu.
General sabırsızlığını gizleyemiyordu. Marsilya’da ağır ağır toplanan tugayla ilgili kesin bilgiler almamıştı. Onun hareket ettiğini görmeyi isteyip istemediğini bile bilmiyordu.
“Joffre bu işten hiç memnun olmamıştı,“diye belirtti Tardieu.
“Öyleyse birliklerini geri çağırsın. Marsilya’da işsiz güçsüz bir tugayı tutamayız,” diyerek sözünü kesti Girodet. “Dedikoduucu Marsilyalılar gücenir sonra. Arkadaşları siperlerdeyken, tatil yapan on bin adamın şehirde ne işi varmış?”
Tardieu gözlüğünü düzeltti. Genelkurmay’ın göbeğinde, Doğu’daki savaş karşıtları ve partizanların arasında, hükümetin çektiği sıkıntıları, Müttefikler arasında dönen pis işleri bu General’e açıklayabilir miydi?
“Emrinizde bir hücumbot bulunduruyoruz, “diyerek ani bir teklifde bulundu Denizci Üsteğmen. “Her şeyi bizzat kendiniz görebilirsiniz.”
… ..”Filo komutanı olduğunuzda, savaşın,her şeyden önce bir politika olduğunu anlarsınız. … ..”
… ..
… .. “Aslında İngiliz planı değiştirildi. Savaş Bakanı Kitchener, kendisini Süveyş’te endişeye düşüren Türklerin işini bitirmek için fırsattan yararlanmak istiyor. Önceki gün, Çanakkale Boğazı’na önemli bir askeri güç göndermeye resmen karar verdi. Savaş Konseyi, Hint ordusundan elli binaskeri ve sekiz bin denizciyi teyakkuzda tutuyor bu yüzden; ilk kafile şu anda gözlerimizin önünde gemiye biniyor. Önceden topraklarımızda bulunan 29. Londra Tümeni dışında.”
… ..
Çanakkale Cehennemi & Pierre Miquel
Türkçesi: Nuriye Yiğitler
Kültür Yayıcılık
*André Pierre Gabriel Amédée Tardieu (1876 - 1945), üç kez Fransa Başbakanı (3 Kasım 1929
- 17 Şubat 1930, 2 Mart - 4 Aralık 1930, 20 Şubat - 10 Mayıs 1932) ve 1929-1932 tarihlerinde Fransız siyasi hayatına hakim bir siyasetçi. Güçlü bir entelektüel itibara sahip ılımlı bir muhafazakârdı fakat dünya çapında Büyük Bunalım'ın başında zayıf bir başbakan oldu.[1]
*Zuhaf özellikle 1831-1962 yılları arasındaki uzun dönemde Fransa'nın Kuzey Afrikadaki askeri işgallerinde Fransız Ordusunda görev yapan hafif piyadelere verilen bir unvandı. Bu unvan 19. yüzyılda Amerikan İç Savaşı ve Paraguay Savaşı'nda gönüllü olarak etkin olan başka bir takım askeri birliklerin adını da kapsayagelmiştir.[1] Bu birliklerin adı, giydikleri kısa yelekler, ağı ve paçaları oldukça bol, şalvarımsı don, kuşak ve şark usulü takkeden oluşan özge üniformalarıyla özdeşleşmiştir.
Zuhaf, aslında uzun bir fes türüdür ve bir Berberi kabilesinin adı olan Zwawa sözcüğünden kaynaklanır. Osmanlı ordusunda askerlerin bu fesleri taktığı birlik Zuhaf Alayı olarak adlandırılmıştır.[2]
Binzert, Bizerte ya da Bizerta (Arapça: بنزرت; Banzart; İtalyanca: Biserta) Tunus'ta bir kent ve Bizerte vilayetinin merkezidir. 2004 yılı verilerine göre nüfusu 114.371 kişidir.
Tarihi:Milattan önce yaklaşık 1000 yıllarında Fenikeliler tarafından kurulan kent, daha sonra Kartaca ve Roma İmparatorluklarının egemenliğine girdi. 647 yılında Emeviler tarafından fethedildi.
1557 yılında Türk amiral Turgut Reis şehri Osmanlı Devleti topraklarına katmasıyla şehirde 324 yıl sürecek Türk hakimiyeti başladı. Bu
dönemde kent, Türk denizcilerin Sicilya, Malta ve güney İtalya'ya yönelik akınlarda istifade ettikleri
üslerden biri oldu. 1881 yılında Tunus topraklarının Fransa tarafından ele geçirilmesiyle Bizerte de Fransız yönetimine girdi.
Fransız yönetimi sırasında önemli bir donanma üssü haline gelen Bizerte, Tunus'un 1956
yılında
bağımsızlığını ilan etmesine rağmen Fransız denetiminde kalmaya devam etti ve Tunus ile
Fransa arasında önemli bir ihtilafa dönüştü. Tunus ve Fransız silahlı kuvvetleri arasında zamana zaman önemli çatışmalara sahne olan kent
15 Ekim 1963'te Fransızlar tarafından Tunus'a terkedildi.
*Çanakkale Savaşı - Vikipedi (wikipedia.org)
*Çanakkale Savaşı veya Çanakkale Muharebeleri, I. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir.[9] İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya ile güvenli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak, başkent İstanbul'u zapt etmek suretiyle Almanya'nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletleri'ni zayıflatma amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'nı seçmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Kara ve deniz savaşı sonucunda iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir.
Osmanlı İmparatorluğu, Almanya'nın Rusya'ya savaş ilan ettiği 1 Ağustos 1914'ün hemen ertesi günü, Almanya ile bir ittifak antlaşması imzalamıştır. Bu antlaşma, imparatorluğun kesin olarak Almanya'nın ana gücünü oluşturduğu İttifak Devletleri safında fiilen savaşa gireceği anlamına gelmektedir. Enver Paşa, fiilen savaşa girmeyi, seferberliğin tamamlanmamış olması ve Çanakkale Boğazı savunmasının tamamlanmaması gibi gerekçelerle ertelemeye çalışmıştır. Ancak Almanya, bir an önce savaşa fiilen girilmesi için baskılarını sürdürmüştür. Bu baskılar, Akdeniz'de Britanya donanması önünden çekilen Goeben ve Breslau savaş gemilerinin İstanbul'a gelmesiyle bir oldubittiye getirilmişti. Daha sonra Osmanlı Donanması'na bağlı bir grup gemiyle Karadeniz'e açılan bu gemiler 27 Ekim 1914 tarihinde Rus limanlarını bombalayınca Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan etmiştir.
Birleşik Krallık Savaş Konseyi sekreteri Albay Hankey Winston Churchill'in de desteğiyle, 1914 yılı Eylül ayında Çanakkale Boğazı'nın donanmayla geçilerek İstanbul'un işgalini öngören bir planı savaş konseyine sunmuştur.[10] Plan, çeşitli evrelerden geçerek uygulamaya kondu ve Birleşik Krallık ve Fransa gemilerinden oluşan bir donanmanın Boğaz'a geniş çaplı saldırıları 1915 Şubat ayında başlatıldı. Özellikle 19 Şubat 1915 ve 25 Şubat 1915 bombardımanları sonucu Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Çobanlı giriş tabyalarının geri hatta çekilmesi emrini uygulatmıştır. En güçlü saldırı ise 18 Mart 1915 günü uygulamaya konuldu. Ancak Birleşik Donanma ağır kayıplara uğradı ve deniz harekâtından vazgeçmek zorunda kalındı.
Deniz harekâtıyla İstanbul'a ulaşılamayacağı anlaşılınca bir kara harekâtıyla Çanakkale Boğazı'ndaki Osmanlı sahil topçu bataryalarını ele geçirmek planı gündeme getirilmiştir. Bu
plan çerçevesinde hazırlanan Britanya ve Fransa kuvvetleri 25 Nisan 1915 şafağında Gelibolu Yarımadası'nın güneyinde beş noktada karaya çıkarılmıştır. Britanya ve Fransa çıkarma kuvvetleri
her ne kadar Seddülbahir ve Arıburnu sahillerinde köprübaşları oluşturmayı başardılarsa da Osmanlı kuvvetlerinin inatçı savunmaları ve zaman zaman giriştikleri karşı taarruzlar sonucunda Gelibolu Yarımadası'nı işgalde başarılı olamadılar. Bunun üzerine sahildeki kuvvetler takviye edilmek için Arıburnu'nun kuzeyinde Suvla Koyu'na 6 Ağustos 1915 tarihinde yeni kuvvetlerle bir üçüncü çıkarma yapılmıştır. Ancak 9 Ağustos'ta Kurmay Albay Mustafa Kemal'in Birinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen karşı taarruzunda İngiliz Komutanlığı ihtiyat tümenini ateş hattına sürerek sahilde tutunmayı ancak başarabilmiştir. Mustafa Kemal ertesi gün Kocaçimentepe-Conk Bayırı hattında yeni bir karşı taarruz gerçekleştirmişti, bu hattaki Anzak birliklerini de geri atmıştır. Britanya ve Anzak kuvvetlerinin İkinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen genel taarruzları ise Osmanlı savunmasını aşamamıştır. Tüm bu gelişmelerin sonrasında İngiliz, Anzak ve Fransız kuvvetleri Gelibolu Yarımadasını 1915 yılı Aralık ayı içinde tahliye etmiştir.
Osmanlı İmparatorluğunun İttifak Arayışı
Osmanlı İmparatorluğunun Savaşa Katlması
Goeben ve Breslau harekatı
Abluka
Sonuç olarak Almanya, ileride Karadeniz'deki Rus limanlarına karşı kullancağı ve Osmanlı İmparatorluğu'nu bir oldubitti ile fiilen savaşa sokacağı bu iki güçlü silahını Karadeniz'e atmış bulunmaktadır. Bu durum İtilaf Devletleri nezdinde bir bakıma alarma yol açacaktır.
Bu tarihe kadar Malta Üs Komutanı olan İngiliz Amiral Carden, 20 Eylül'de Abluka Filosu Komutanlığı'na atanmıştır. Emrinde Britanya Indomitable ve Indefatigable muharebe kruvazörleri, Dublin ile Glochester hafif kruvazörleri, Verite ve Suffren Fransız muharebe gemileri ve 12 muhrip, üç denizaltı bulunmaktadır.[62] Denizaltı sayısı daha sonra üçü Britanya ve üçü Fransız olmak üzere altıya çıkmıştır.[63]
Çanakkale Boğazı'nı ablukaya alan Britanya filosu, 27 Eylül'de Boğazdan çıkan Akhisar torpido botunun yolunu keserek Osmanlı savaş gemilerine ateş açılacağını bildirmiştir. Bunun üzerine boğazlar tüm yabancı gemilere kapatılmıştır. Artık ticari gemiler de boğazları kullanamayacaktır.[55]
Yavuz ve Midilli Gemisi Olayı
Harekat
Harekat Planı ve Amaçlananlar
Planlar ve Kuvvetler
Osmanlı: Çanakkale Müstahkem Mevkii
Mayınlama çalışmaları
Tabyalar
İtilaf Kuvvetleri
İtilaf Devletleri: Birleşik Filo
Deniz Faaliyetleri
Denizaltı Faaliyetleri
Suüstü harekatı
19 Şubat Taarruzu
25 Şubat Taarruzu
26 Şubat - 19 Mart Taarruzları
26 Şubat
28 Şubat
1 Mart
2 Mart
5 Mart
6-8 Mart
18 Mart Deniz Savaşı
Harekat Öncesi
Nusrat ve 11.Mayın Hattı
Taarruz
18 Mart'ta Savaş Hattı Gemileri
Gri arka plan: Ağır hasar aldı, Kırmızı arka plan: BattıBirleşik Krallık A HattıQueen
ElizabethAgamemnonLord NelsonInflexibleFransız B HattıGauloisCharlemagneBouvetSuffrenBirleşik Krallık B HattıVengeanceIrresistibleAlbionOceanDestek gemileriMajesticPrince GeorgeSwiftsureTriumphYedek gemilerCanopusCornwallis
Devamındaki Gelişmeler
İtilaf Devletleri
Osmanlı İmparatorluğu
Savaşın Safhaları
Deniz Harekatı
Çanakkale Savaşı deniz harekâtları - Vikipedi (wikipedia.org)
Su Üstü Harekatı
Denizlatı Harekatı
Kara Muharebeleri
İtilaf Devletleri
İttifak Devletleri
Çıkarmalar
Seddülbahir Cephesi
Birinci Kirte Muharebesi
İkinci Kirte Muharebesi
Üçüncü Kirte Muharebesi
Zığındere Muharebesi
Arıburnu Cephesi
Anafartalar Cephesi
Birinci Anafartalar Muharebesi
Tekketepe Muharebesi
İkinci Anafartalar Muharebesi
Tahliye
Savaşın Sonuçları
Savaşın Sonrası ve Etkileri
Toplumsal Etkileri
Okurken, anlaşılması zor tercüme ve imlâ hataları insanı zorluyor.....
YanıtlaSil(s.226)Hızlı, ölümcül ve belirsizdi savaş. İlk önce 175. Alay'ın acemileri öldü. Grenoble'den, Riom'dan ve Saintes'ten toplanan askerler, hiçbir kararsızlığa göz yummayan subayların komutasındaki zincirden boşanmış gibi bastıran Türk akınlarıyla saldırıya uğradılar. ... .. Bununla birlikte o gün, mevcudun dörtte biri telef olmuştu. Subaylar ya ölmüş ya da yaralanmışlardı. Metropolden gelen tek birlik beredeyse savaş dışı kalacaktı.
YanıtlaSilTugay Komutanı General Vandenberg umudu kesmişti. Taburları güneş altında eriyordu. Türkler çok kalabalıktı. Onlarda ölüyordu kuşkusuz, ama yerine hemen yenileri geliyordu.
Sil(s.227)Piyade taburunu yaralıları taşınır taşınmaz , taarruz borusu çaldı. Zuhaflar siperlerden fırlayıp, Kereviz Dere yatağının batı kıyısını izlediler; dere yatağı ceset doluydu. Yatağın iki yanından atılan mitralyöz sağanağının çapraz ateşi altında kalmışlardı. Çalıların içine diz çökmüş, görünmeyen makineliler tarafından şaşırtılmış durumdaydılar, üstelik Asya yakasından atılan top mermileri yüzünden sırtlarına kaya parçaları düşüyrdu.
Sil175. Alay'ın üç taburu dalgalar halinde yok oluyordu. Subaylarının dörtte üçü, sonunda taarruzdan vazgeçtiler.
Sil(s.228)28 Nisaan günü öğleden sonra, takviye edilen Türkler karşı taarruza geçerek İngilizleri Kirte önlerinde, Fransızları da o berbat sel yatağında, hareket noktalarına kadar geri çekilmeye zorladılar. Vandenberg kayıpları hesapladı: Elli altı ölü, dokuz yüz yirmi yaralı. Savaşa yeni katılan alayın kaybı, 1914'te ilk Lorraine Savaşları'nda 140. Grenoble Alayı'nın verdiği kayıptan daha fazlaydı.
YanıtlaSilYazar, savaşın hazırlık döneminden itibaren farklı zaman ve farklı yerlerden yaptığı gözlemleriyle kelimelere dökmeye çalışmış ve genel tabloyu anlam mümkün oluyor....
YanıtlaSilŞöyle ki; bir taraf dünyanın çeşitli köşelerinden toplanan ve içlerinde Müslümanların da bulunduğu farklı inançlardan oluşan ve içlerinde yetersiz eğitimli askerlerin de bulunduğu birlikleri ile değişik bir ülkeyi istila etme psikolojisi..... ..
Silve, bu istilacıların karşısında kendi vatan topraklarını savunma psikolojisi canını ortaya koyan askerlik ruhunun ortaya çıkardığı kahramanlık tablosu.....
SilKendi topraklarında çok uzakta, içecek su dahil insan için gereken ikmal maddeleri kadar silah-mühimmatın da uzun deniz yolu ile taşındığı, ikmal mesafesinin uzunluğundan kaynaklanan zaman kayıplarının ortaya çıkardığı sorunlar...
YanıtlaSil(s.230) Cephenin çok uzağında Marsilya'nın en büyük hastanesinde sonsuza kadar kalmaya niyetli olmayan Binbaşı Ernest Pellegrini ... .. İtalyan kökenlerini hatırlamıştı. Niceliydi ve ataları 1860'ta yaşlı imparator III. Napoleon'un yaptırdığı halkoylamasında İtalya'ya yeniden bağlanmak için oy vermelerine karşın, zorla Fransız olmuşlardı. Aslında kendini kalben İtalya hissediyor ve Carla'ya Dante'nin diliyle sesleniyor, Carla ise Fransızca yanıt veriyordu.
YanıtlaSil"Cortana'lı mısınız?"
SilHemşire okulundayken bir tıp hocası da daha önce ona aynı soruyu sormuştu. ... .. "Babam, Floransa asıllıdır, "diyerek sözünü kesti Carla. "Adının İtalyanca anlamı küçük bey demek. Boyacıdır, annem de çamaşırcı."
İyi yürekli Binbaşı, bu konudan ona söz etmeden, çok değerli bir meslektaşına onu diğer yüz istekli kadın arasından seçtirmişti.. Möntpellier2De tropikal hastalıklar servisinde on beş gün staj yapacaktı. Bu niteliği yüzünden Çanakkal'ye gönderilmek üzere seçilmemesi için hiç bir neden yoktu. ... ..
Sil(s.231)Annesi Louise gözyaşlarını tutamadı. İki oğlunu elinden almışlardı, şimdi de kızı savaşa gitmek istiyordu! Eskiden kocası Jean'a göstermiş olduğu sevgiyi şimdi kızına yöneltmişti kadıncağız. Neden Marsilya'da kalmıyordu sanki? ... ..
Sil(s.233) Tersaneden yeni çıkmış , beyazlıktan parlayan Charles-Roux gemisi neredeyse boştu. ... .. gideceği yere varınca, yaralı ve hastalarla dolacaktı. ... .. Komutan Limni Adası'na dört gün dört gecede ulaşması gerektiğini ilerisürerek en kestirme yollardan, Alman denizaltılarını dikkate bile almadan yol alıyordu. ... ..
Sil(s.243)Millerand... .. "Çanakkale'yi zorlamamız söz konusu değil, olanaksız bu," dedi. ... .."Bu işin başarılı olamayacağını hepimiz biliyoruz. Gouraud'yu atamamın nedeni, sancağı yeniden dikmek içindi, 155'lik modern topları ele geçirmek için değil. Türkler karşısında dört yüz metre geri çekilerek bizi İngilizlere karşı rezil etti Amade. Önemli değil bu, ama özellikle Müslümanlara rezil etmesi dayanılmaz bir şey. Gouraud'a köşesine çekilmesini ve durmasını söyledim. Hepsi bu kadar."
YanıtlaSil(s.247)... .. "Türklere Afrika zencileri gibi davranarak hata ettik," diye açıkladı Wiehn. ""Bu insanlara silah işlemiyor ve bizden çok daha kalabalıklar! Masnou'nun orada dediklerine göre yarıadada rn az ydi tümen varmış, sınırsız sayıdaki Alman topları sayılmazsa. ... "
YanıtlaSil(s.247) Kıyıdan ancak beş yüz metre açıktaki İngiliz zırhlısı Goliath hemen yana yattı. Paul, Telszici Broennec'i sorguya çakti. ...
YanıtlaSil"Bir Alman denizaltısı!" diye bağırdı sonunda.
Labat inanamıyordu, şaşkındı. Bu bölgede hiç denizaltı görülmemişti.
"Kesinlikle," diye devam etti telsizci. Telsizci, İngiliz filosunun SOS mesajını çözünbce. "Avusturyalı değil, Alman. Ege Denizi'nde dalmayı başarmış. Boğazdan geliyor galiba.
Goliatth tamamen sulara gömülüyordu.. Taşıdığı yerli taburu suya atladı, arkasından da mürettebatı. Birkaç saniye içinde geminin ön tarafı batarak suya gömüldü; denize binlerce gemi parçası saçılıyordu ve binlerce kazazede onlara tutunmuştu. ... ..
Buna çok sevinen Asya'daki Alman bataryaları, felaket alanına atışı başlatmıştı. ... ..
SilSinek sürüleri yüzünden savunma hattı kapkaraydı. Savunmadakiler, ateş etmek için cesetleri ite kaka "pencereler" açmışlardı. Yüzlerine bağladıkları geniş bir mendil kokuyu azaltıyordu. ...
YanıtlaSil(s.253)"İyi bir seçim. Fransa'nın sattığı teçhizatla Türk havacılığını kurtarma için iyi arazi keşfi yapıyor bu havacı subay. Belki bilmiyorsunuz ama düşmanımız da Fransız uçakları kullanıyor. ...
YanıtlaSil