Bir asırdan beri Türk aydınları, talebeleri, zabitleri, memurları Avrupa’ya gidip gelmekte, bizden başka bir âlem olan cihan parçasını görmektedirler. Bu seyahatler hakkında, her birimiz birçok hatıralar, intibalar, hatta romanlar, hikâyeler okumuşuzdur.
Fakat Türk köylüsünün Avrupa’ya seyahatini, o dünyayla temasını , orada bıraktığı ve edindiği intibaları hiçbir yerde okudunuz mu? Şüphesiz ki hayır… İşte benim Mehmetçik Avrupa’da başlığı altında okurlarıma sunmak istediğim, bu hiç dokunulmamış sahadır.
Bulgaristan, Sırbistan, Macaristan, Avusturya arazilerinden geçilerek Lehistan,(Polonya) ve Galiçya’ya, bu birkaç asır evvel atalarımızın at oynattıkları Lemberg, Karakovi, Peşte, Viyana, Berlin ve daha birçok küçük şehir ve kasabalarda takip edeceğimiz, tek bir Türk köylüsü değil, binlerce kişiden oluşan koca bir Türk kitlesi, bir kolordudur. Ve bu da şüphesiz her zaman bulunur şeylerden değildir.
Galiçya cephesine ait tek bir eser yazıldığını hatırlıyorum. Fakat bu eser yalnız tâbiye ve sevkülceyşten bahsetmişti. Ben lüzumlu yerlerde Mehmetçiklerin kahramanlığını ve yalnız bu cephedeki şehitlerin adedi on iki bin kişiye varan bu fedakâr vatan yavrularının muharebelerini de anlatacağım.
Fakat bundan önce ve hiçbir harp notlarında geçme ihtimali olmayan çok zevkli, bazen çok komik hatıraları içinde barındıran safhaları, yerli halkla temas ve onlar üzerinde bırakılan hoş, efendice intibaları anlatmaya gayret edeceğim.
… ..
Türk Askeri Galiçya Cephesinde
İngiltere ve Fransa, 1915 yılı Kasım ayında Çanakkale harekatından vazgeçmek ve Gelibolu yarımadasındaki çoğunluğu ANZAC askerlerinden oluşan birliklerini tümüyle geri çekmek zorunda kalmışlardı. Müttefik ordularının tahliyesi 1916 yılının Ocak ayında bitirildi. Bu geri çekilme üzerine Türk
Genelkurmayı, Çanakkale Boğazı’nı koruyan ordularını başka cephelere aktarma olanağı buluyordu.Çanakkale’deki müttefik saldırısına karşı verilen mücadelenin zor şartlarında deneyim kazanan ve yüksek savaş kabiliyetine sahip birlikler, yeni bir cepheye gönderilebilir durumdaydı. Harbiye Nazırı ve Başkomutan Vekili Enver Paşa, I. Dünya Savaşı’nın kaderinin Avrupa cephelerinde şekilleneceğini düşünerek Alman Genelkurmayına, bu cephelerinden herhangi birine asker göndermeyi önerdi.
Enver Paşa’nın, Kafkas cephesinde, Irak’ta ve Mısır’da kendisinden kat kat üstün düşman gücüyle mücadele etmek zorunda kalan Türk birliklerine daha fazla destek göndermek yerine Avrupa cephelerine asker göndermek istemesi Alman ordusunun komuta kademesinde önce soğuk karşılandı.
Alman Genelkurmay Başkanı General Falkenhayn, Çanakkale muharebelerinden yorgun çıkan Türk birliklerinin dinlenmeye ihtiyacı olduğunu hatırlattı ve “Siz sadece sınırlarınızı savununuz. Yalnız İngiliz kuvvetlerini Mısır’a bağlamak için bölgede bir taarruz yapılmasını kabul ediyorum” dedi.
… ..
*kumandanım galiçya ne yana düşer & Mehmetçik Avrupa’da
M. Şevki Yazman’ın Anıları
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
1.Baskı: İstanbul 1928
*sevkülceyş: Strateji.
Askeri birliklerin lüzumlu yere sevkini ve geri çekilme işini idare etme. (Osmanlıca'da yazılışı: sevk-ül ceyş)
*Tâbiye: Taktik
Askerleri bir arazide düşmana karşı tam tedbir ve nizam üzere yerleştirme. (Osmanlıca'da yazılışı: ta'biye)
*Galiçya Muharebesi - Vikipedi (wikipedia.org)
Galiçya Muharebesi veya Lemberg Muharebesi I. Dünya Savaşı'nın başlarında Rusya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu arasında meydana gelen çatışma. Avusturya-Macaristan ordularının kesin yenilgisiyle sonuçlanan muharebenin ardından Ruslar Lemberg'i ele geçirmiş ve Doğu Galiçya'nın denetimini sağlamıştır.
Mehmetçiğin Galiçya'ya giderken yollarda karşılaştığı gerek tabiat gerekse sosyal hayatın farklılıklarına verdiği tepki ilginç.... sadece bu tarafı ile bile kitap okunmayı hakkediyor...
YanıtlaSil5’nci Türk Ordusu Alman ve Avusturya- Macaristanlı müttefiklerine bu desteğin sonucunda, 12.000 Türk askerini ülkelerinden yüzlerce kilometre uzağında, hiçbir zaman Türk toprağı olmamış Galiçya’da yitirdi. Osmanlı Devleti bölgede müttefiklerine çok değerli bir katkı yapmakla birlikte aynı dönemde Kafkasya’da Erzincan’ı, Mezopotamya’da Kut ve Bağdat'ı ve Filistin’de Gazze’yi kaybetti.
YanıtlaSilKendi topraklarımızda toprak kaybının devam etmekte olduğu bir süreçte 12 bin askerimizin şehit olmasına neden olacak böyle bir maceraya neden girdiğimizin yüksek sesle sorgulanması gerektiğine inanıyorum...
SilLiyakatin arka planda kaldığı ve saltanata damat olunca kendini zirvede bulan Enver Paşa'nın hesapsız ve hırs dolu, çılgınca atılganlığının bedeli bu cephede de çok ağır oldu.... alınacak ders çok... ancak benzer davranışların yeni versiyonlarına günümüzde de maalesef şahit olmaktayız...
Sil(s.182)Akşamdan hayli sonra Hartman, Mehmet'i oteline getirdi... .. ertesi günü tekrar görüşmek üzere ayrıldı. ... .. yine gezmeye çıktılar. Bu defe Nasyonal Galeri'yi, Büyük Frederik'in, Bismarck'ın heykellerini gördüle. Mehmet, kendi köyleri civarındaki eski bir kale harabesinde de bunlara benzer, taştan insanlar görmüştü. Fakat köy ihtiyarlarının anlattığına göre bunlar, Ceneviz kralının kızlarıydı ve zina neticesinde taş kesilmişlerdi. "Acep bunlar da öyle bir şey midir?" diye Harman'a sordu. ve o bu fikri düzeltti:
YanıtlaSil"Bunlar, büyük adamların heykelleridir. Öyle şeyler de yapmamışlardır. Memlekete çok faydalı hizmetler yaptıkları için büyük sanatkârlar böyle heykellerini meydana getirmişlerdir."