17 Aralık 2022 Cumartesi

atatürk, okyar ve çok partili türkiye *


 Bu kitapta, başta ümitsiz görünen çetin bir mücadele sonucunda, ülkemizin bağımsızlığını sağlamış olan ve Cumhuriyet’in 1923’te ilanında, Cumhurbaşkanı seçilmiş olan Mustafa Kemal Atatürk’ün, 1930 yılında, yakın arkadaşı Fethi Okyar’ı görevlendirerek kurulmasına yol açtığı muhalefet partisinin dramatik öyküsünü bulacaksınız.

Milli  Mücadele yıllarında (1919-23) ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında (1923-25), ülkede ve mecliste geniş hürriyetin mevcut olduğu bir ortam vardı. Hatta, 1924 yılında Batı demokrasisinin politik özgürlüklerini aksettiren Anayasa, Meclis’çe kabul edilmişti. Buna istinaden, Atatürk’ün milli mücadelede arkadaşları (Kâzım Karabekir, Ali Fuat, Rauf Orbay ve Refet Bele), 1924 yılında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası namı altında  Atatürk’ün Nisan 19123’te kurduğu Halk Fırkası’na muhalif bir parti kurmuşlardı.

Oysa, 1925 yılında Doğuda Şeyh Sait İsyanı’nı takiben İstiklal Mahkemeleri Kanunu çıkarıldı. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası mahkemece kapatıldı ve basın susturularak sert biçimde tek parti yönetimine geçildi. Beş yıl süren tek parti döneminde   Atatürk, Batı istikametinde bir dizi sosyal ve hukuki devrimler getirdi. Mecliste hükümeti kimsenin tenkit edemediği, basının susturulduğu tek parti hükümeti esnasında, ülkede iktisadi şartlar ağırlaşmış, tek partinin üzerindeki yük iyice artmıştı. 

1930 yılına gelindiğinde, Atatürk, bunaltıcı ortamı hafifletmek, 1923'te ilan etmiş olduğu cumhuriyetin özünü teşkil eden hür demokratik rejime avdet etmenin zamanının geldiğine karar verdi Ancak yüz seksen derecelik bir dönüş yaparak sıkı sansürlü tek parti yönetiminden, çok partili serbest rejime nasıl geçilebilirdi? Türk toplumu mazide kısa süren demokrasi denemesi (1908-12) İttihat ve Terakki dönemi, 1920-25 Millet Meclisi rejimini geçirdiği halde, asırlardır içinde yaşadığı yaşadığı otoriter idareden başka bir şey bilmiyor; Türk aydınları istikrarsız ortam içinde, kendilerine güvensiz, çekingenlik içinde yaşıyorlardı. Atatürk’ün, Milli Mücadele arkadaşları politikadan tasfiye edildikten sonra, 1925’ten

beri iktidarın nimetlerine alışmış Halk Partililer ise, bunları asla kaybetmeye razı olmayan bir zümreyi teşkil ediyorlardı. Kurmuş olduğu Halk Partisinin başında Cumhurbaşkanı seçilmiş olan milli kahraman Atatürk, yedi yıldan beri icraatın ve politikanın sorumluluğunu taşırken, rakip bir partiye bunu kolay teslim edebilir miydi?

... ...

… .. Ocak 1913’te Sadrazam Kamil Paşa başkanlığı altında toplanmış bakanlar kurulunun, Enver’in liderliği arkasında, bir fedai zümresi tarafından  basılması oldu. Kamil Paşa’nun zorla istifa ettirildiği olayda, Harbiye Nazırı Nâzım Paşa öldürüldü. Babıâli darbesi planlandığı sırada eyleme karşı çıkan Kemal ve Fethi, olaydan sonra da Edirne’nin Bulgarlardan kurtarılması için genelkurmaya sundukları yazılı planda , Babıâli olayına karşı çıkmışlar, katılanların cezasız kalmalarını protesto etmişlerdi. Edirne’nin kurtuluşu için bir yandan Bolayır Kolordusu’nun kurmay başkanı Ali Fethi ve Mustafa Kemal tarafından, diğer yandan İstanbul’da Fahri Paşa ve Kolordusu’nun kurmay başkanı Ali Enver tarafından hazırlanan hareket planları arasında kabul edilen plan Enver’e aşt olan idi. Ancak uygulamada iki kolordu arasında zamanlama hatası çıkınca, hareket başarılı olamadı ve Edirne Bulgarlar tarafından zapt edildi. Böylece bir yandan Mustafa Kemal ile Ali Fethi, diğer yandan Ali Enver arasında, öteden beri gizli soğukluk, Ocak 1913’te siyasi v e askeri seviyelerde artık tamiri mümkün olmayan anlaşmazlığa dönüştü.

26 Mart’ta edirne düşer … .. 

Mahmut Şevket Paşa Hükümeti… 30 Mayıs’ta Edirne’yi Bulgaristan’a terk eden anlaşmayı Londra’da imza eder…

İttihat ve Terakki muhaliflerinden bir grup … .. 11 Haziran'da Sadrazam Mahmut Şevket Paşaya suikast düzenleyerek, … .. öldürürler … ..

… ..

Balkan Harbi’nin iki muzaffer devleti, Bulgaristan ve Sırbistan kazançlarını paylaşımda anlaşmazlığa düşmüşler ve kavgalarını muharebeye kadar götürmüşlerdir. … ..

Bulgar Ordusu geride zayıf bir kuvvet bırakarak, Trakya’dan çekilmeye başlamıştır. … ..

… .. bir yanda Fahri Paşa’nın komuta ettiği ve Enver’in kurmay başkanlığını yaptığı kolordu ile, diğer yandan Hurşit Paşa’nın kumanda ettiği ve Ali Fethi ile Mustafa Kemal’in kurmaylık görevlerini yaptığı Bolayır Kolordusu Trakya’da, Edirne istikametinde ilerlemeye başlarlar.

… ..

Kurmaylar arasındaki bu yarışı … .. Enver kazanır ve böylece Edirne Fatihi unvanına kavuşur. Bu başarısı ile Osmanlı ordusunun başına geçerek orduyu Almanların yardımı ile düzenlemeyi ve Osmanlın devletini yeniden büyütmeyi, yüceltmeyi kafasına koymuş olan Enver, gayesine yaklaşmış oluyordu. 1913 yılına gelindiğinde … ..   İttihat ve Terakki’de birinci adam olan Parti’nin başkanı ve Dahiliye Nazırı Talât, Enver’in hudut bilmeyen hırsından ve hızlı yükselişinden kuşkulu idi. 1 Eylül 1913’te Ali Fethi’nin ordudan istifasını ve İttihat Terakki’nin Genel Sekreterliğine seçilişinin gerisinde muhtemelen , Talât’ın , Enver’i dengelemek istemesi yatıyordu. … ..

… ..

Aralık 1913 başlarında fedailer , başta Atıf ve Yakup Cemil olmak üzere Dahiliye Nazırı Talât Bey’i ziyaret ederek, kendisinden Enver Paşa’nın Harbiye Nazırlığına tayin edilmesini istemişler,... .. tehdit eder biçimde … ..Enver … .. Naciye Sultan’la evlenmek üzere … ..  Enver 18 Aralık 1913’te albaylığa yükseltildi… .. 1 Ocak 1914’te paşalığa yükseltilmesi… .ve Harbiye Nazırlığına tayinini … …

… .. Yıldırım hızıyla vuku bulan Enver Paşa’nın yükselişi ülkede, iki-üç kişinin egemen olduğu bir siyaset sisteminin kurulması anlamına geliyordu. … ..

… ..

Kemal ve Fethi ile, arkadaşlık bağlarını devam ettirenTalât Paşa ve Cemal Paşa, onlar için, Enver’in sultasından uzakta kalan görevler düşündüler. Böylece, Ali Fethi’ye, bağımsızlığını yeni kazanan Bulgaristan’a sefirlik, Mustafa Kemal’e de merkezi Sofya’da olmak üzere, Bükreş ve Belgrad merkezlerini kapsayan ateşemiliterlik görevleri teklif edildi.  … ..

Bundan sonra, Mustafa Kemal i

çin bir buçuk yıl, Ali Fethi  için üç yıl sürecek, İstanbul’un siyasetinden uzak görevler başlamış oldu. Kısa zamanda, Sofya’nın diplomatik ve sosyal hayatına kabul edildiler. Türkiye’deki hayattan farklı olan bu yarı batılı ortamdan hoşlanmış oldukları, yabancı diplomatlar ve Bulgar sosyetesi mensupları ile sık sık görüştükleri anlaşılıyor.

… … Mustafa Kemal… .. 1915 yılının başlarında aktif vazife istemek üzere Enver Paşa’ya mektup yazdı ve rütbesine uygun herhangi bir görev istedi.  … … yeniden Envere’ başvurarak … .. ısrar etti … .. Uzun müddet cevap gelmedi. … .. Harbiye Nazırı vekili İsmail Hakkı Paşa imzasıyla gelen bir telgrafta, “19. Tümen Kumandanlığına tayin edildiği ve hemen İstanbul’a hareket etmesi gerektiği” bildiriliyordu. 

Tekirdağ’da bulunan tümenine 25 Şubat 1915 tarihinde ulaşan MUstafa Kemal … .. Bundan sonra, Anafartalar ile Kemal’in Çanakkale’de nihai zaferin temelini attığı muharebeler gelir. Çanakkale'den sonra, Kemal, Ruslara karşı Doğu Cephesinde görev aldı. … ..

… ..

… .. Çanakkale muharebesinden sonra ve 1 Nisan 1916 tarihinde tuğgeneralliğe terfi ettikten sonra, Mustafa Kemal’in Ali Fethi’yi ziyaret etmek ve birkaç gün kalmak üzere, Sofya’ya 16 Nisan’da geldiğini v e misafir kaldığını kaydedelim. Sofya’da iken, Doğu Cephesi’nde 16 Kolrdu Komutanlığına tayin edildiğini öğrendi.

Mustafa Kemal, Birinci Cihan Harbi’nde, veliaht Vahdettin’in başyaveri olarak Sofya’ya 15 Aralık 1017 tarihinde bir kere daha geldi.  … ..

… ..







*atatürk, okyar ve çok partili türkiye & Osman Okyar - Mehmet Seyitdanlıoğlu

Fethi Okyar’ın Anıları

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

1.Baskı: Ağustos 1997




*Fethi Okyar - Vikipedi (wikipedia.org)

*Ali Fethi Okyar (29 Nisan 1880, Pirlepe - 7 Mayıs 1943, İstanbul), Türk asker, diplomat ve siyasetçi.

III. Ordu mensubu subay olduğu sıralar İttihat ve Terakki Cemiyeti ile tanıştı ve önde gelen isimlerinden biri oldu. Trablusgarp ve Balkan Savaşları sırasında görev aldı. İttihat ve Terakki'den IV. dönem Manastır ve V. dönem İstanbul Meclis-i Mebûsan mebusluğu yaptı. Osmanlı'nın Paris Sefirlği Askerî Ataşemiliterliği görevinde bulundu. II. Meşrutiyet beyannamesini bizzat kendisi yazdı ve kısa bir süre İttihat ve Terakki Fırkası Umumi Kâtipliği görevinde bulundu. Osmanlı'nın Sofya Sefirliği görevini gerçekleştirdi. Sofya Sefirliği sırasında İsmail Hakkı'nın kızı Galibe ile tanıştı ve onunla evlendi. Mondros Mütakeresi sonrasında kurulan Ahmet İzzet kabinesinde 14 Ekim-8 Kasım 1918 arasında kısa bir dönem Dahiliye Nazırı olarak bulundu. Hürriyetperver Avam Fırkası'nı kurdu ve reisliğini yaptı. Mustafa Kemal ile Minber gazetesini kurdu ve başyazarı olarak çalıştı. Mart 1919'da Damat Ferit hükûmeti tarafından İngilizlerin “Türk savaş suçlularının” tutuklanması talebi sonrasında yakalandı. Bekirağa Bölüğü ve Arabyan Hanı'nda tutuldu. 28 Mayıs 1919’da  İngilizler tarafından Malta'ya sürüldü. 30 Nisan 1921 tarihine kadar burada kaldı.


46 yorum:

  1. Bugün yaşadığımız otoriter anlayış, 1925'lere benziyor sanki...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1925 yılında Doğuda Şeyh Sait İsyanı’nı takiben İstiklal Mahkemeleri Kanunu çıkarıldı. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası mahkemece kapatıldı ve basın susturularak sert biçimde tek parti yönetimine geçildi.

      Sil
    2. Beş yıl süren tek parti döneminde Atatürk, Batı istikametinde bir dizi sosyal ve hukuki devrimler getirdi. Mecliste hükümeti kimsenin tenkit edemediği, basının susturulduğu tek parti hükümeti esnasında, ülkede iktisadi şartlar ağırlaşmış, tek partinin üzerindeki yük iyice artmıştı.

      Sil
    3. Yola beraber çıkanların, "Beraber ıslandık yağan yağmurda... "şarkıları söyleyen iktidar sahiplerinin, güç zehirlenmesine maruz kalması...

      Sil
  2. Atatürk’ün, Milli Mücadele arkadaşları politikadan tasfiye edildikten sonra, 1925’ten beri iktidarın nimetlerine alışmış Halk Partililer ise, bunları asla kaybetmeye razı olmayan bir zümreyi teşkil ediyorlardı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlginç, gücü eline geçiren demokrasiyi unutuveriyorlar demek ki.....

      Sil
    2. Sistemi kurarken gücü elinde bulunduranlara rağmen ayakta kalmayı mümkün kılacak sağlam yapının inşası bulunmalı...

      Sil
  3. "Cumhuriyet'in ikinci yüz yılı" vurgusunun yapıldığı bu günlerde, maalesef hâlâ ilk günlerin sancıları tekrar yaşanmakta...

    YanıtlaSil
  4. Yıldırım hızıyla vuku bulan Enver Paşa’nın yükselişi ülkede, iki-üç kişinin egemen olduğu bir siyaset sisteminin kurulması anlamına geliyordu.

    YanıtlaSil
  5. Liyakat anlayışının arka planda bırakılarak, Enver'in önce albay, Naciye Sultan faktörü de bir fırsata çevirerek bir aylık albayken paşa yapılması ... .. uzun vadede apar topar Birinci Dünya Savaşı'na girilmesi, Almanların komuta kademelerinde yer alması, Sarıkamış felaketi başta olmak üzere bir dizi olumsuzlukların gerekçesini oluşturacaktı... .. yazık oldu...

    YanıtlaSil
  6. Tek parti yönetimi görüntüsünden kurtulmak için muhalif parti kurulması anlaşılır bir tutum.... kurulan muhalif partinin iktidara gelmesi ve kontrolün kaybedilmesi değil, kontrol dışı kalınması ihtimaline razı olmamak ne kadar kabul edilebilir sorularını akla getiriyor....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fethi Bey'in iktidarda kaldığı üç aylık iktidarı döneminde; araya giren 1925 Şeyh Sait İsyanının bastırılmasında istenilen sertlikte tedbir alınmaması, arkasından hükümetin istifası sonucunu ortaya çıkıyor... zamanın ruhunu okumak gerekirse; gücü elinde bırakanlar kontrolü gevşetmeye henüz hazır değiller anlamını çıkarabiliriz...

      Sil
    2. devamında İsmet Paşa yeni hükümeti kurar

      Sil
    3. İlk icraat ise Takriri Sükun (Huzur Sağlama) Kanunu.... Meclisten geçmeden, hükümetin eline çok geniş yetkilerin verilmesi... gelişmeleri anlamaya çalışırken genç Cumhuriyetin ve zamanın ruhunun anlaşılmaya çalışılarak değerlendirme yapılması gerekiyor....

      Sil
    4. Askeri hareket bölgesinde çalışacak olan; güvenliği bozucu davranışları cezalandıracak ve gerekiyorsa idam kararlarının, Meclis onayından geçmeden infaz edecek İstiklal Mahkemelerinin kurulması da bu sırada gerçekleşecekti.... ..

      Sil
    5. Bu tedbirlerin arkasında Şeyh Sait İsyanı bir ay içinde bastırılacak, 14 Nisan 1925 tarihinde Şeyh Sait teslim olmuşve diğer elebaşlarıyla birlikte idam edilmiştir.

      Sil
    6. iki ay sonra da Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının Beykoz Şubesinde yapılan aramada dini politikaya alet ettikleri ileri sürülen iki partilin yakalanması üzerine Takriri Sükun Kanunua dayanarak parti kapatılır, böylelikle tek parti yönetimine tekrar geri dönülmüş olunur (3 Haziran 1925)

      Sil
    7. Artık sırada basın bulunmaktadır... gazeteler de kapatılır... böylece kimse ses çıkaramayınca sosyal ve siyasi istikrarın yerleştiği zannedildi...

      Sil
    8. Sosyal yapıyı bastırma susturmak mı, yoksa özgürlüklerin bulunduğu ortamda şeffaf ve hesap vererek halkı ikna etmek çabası içinde yapılan hizmetlerin kalitesini artırma yolunda sosyal yapının gönlünü kazanmaya çalışmak mı sorularına cevap aranması gerekiyor.... yani liderlik vasfının inceliklerini bir sanatçı duyarlılığı ile ortaya çıkarabilmek... elbetteki söylemek kadar kolay değil.... her ne olursa olsun demokrasi sınırları içinde kalmak sabır ve emek gerektiriyor...

      Sil
    9. Süreç kontrolünde sosyal yapının güç kullanılarak bastırılması ortaya beklenmedik sıkıntıları ortaya çıkaracaktır... 18 Haziran 1926 İzmir Suikastının tertibi.... sürecin devamında İzmir Mahkemesinin yaptığı çalışmalar ile bu komplonun arkasında geniş muhalif grupların bulunduğu kanaati edinildi ve Kâzım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy ve Refet Bele gibi Milli Mücadele liderleri dahil mahkemeye sevk, tutuklamalar ve idam edilenler... .. olayları tekrar başa sarmaya çalışıldığında; nerede hata yapıldı sorusuna cevap aramak gerekiyor.... ders çıkarılabildi mi? , emin değilim... ..

      Sil
    10. Eski Maliye Nazırı Cavit Bey ve Ankara Valisi Abdülkadir dahil altı idam sosyal hayata renk katmış diyebilir miyiz?

      Sil
    11. Ülkede yaratılan korku ve suskunluk iklimi yerine demokrasinin hakim olduğu bir iklim nasıl ortaya çıkarılabilirdi soruna cevap aranması gerekiyor.... baskı her zaman yani patlaklara neden olabilir.... zamanın ruhunu anlamaya çalışmak ve ders çıkarmak... karşılıklı anlayışın geliştirilmesi, kurumsal yapıların olgunlaştırılması... her şeye rağmen "sihirli değnek yok"....

      Sil
    12. Bütün bu zorlukları aşmak yerine kolay yolu seçmek; tek parti yönetimi ve memnuniyetsiz ve mutsuz toplum sonucunu ortaya çıkaracaktır....

      Sil
    13. arkasından verimliliğin azalması, ekonomideki yavaşlama, vergi artışlarının ortaya çıkaracağı sosyal sarmal, dış borçların ödenmesindeki çaresizlik... .. günümüzde de maruz kalınan tablo.....

      Sil
    14. Çare; elbette ki demokrasi, diğer bir ifade ile yeniden çok partili dönem geçmek....

      Sil
  7. Çok partili hayata geçmek, diğer ifadeyle tek adam / otoriter yönetim görünümünden kurtulmak ve ülkede demokrasiyi yayınlaştırmak hedefi ile kurulan Serbest Fırka kısa süre sonra kapatılmak zorunda bırakılır.

    YanıtlaSil
  8. Serbest Fırka kurulmasının; fikir abasının Atatürk olduğu anlaşılıyor.....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Muhalefet partisi olacak ama muhalif olmayacak...

      Sil
    2. Yani kurulu nizam eleştirilmeyecek, hata ve kusur varsa bile göz ardı edilecek... doğrular konuşulmayacak...

      Sil
    3. Yani mevcut düzenden nemalananlara dokunan her ayrın için karşı saldırı ile iktidar gücünü elinde bulunduranların elde ettikleri ayrıcalıklar, ikbal ve kazanımları sorgulanmayacak, denetlenmeyecek vb....

      Sil
    4. Aksi taktirde bilinen "irtica" vb. sopalarla hırpalanıp yok edilecekler ve tekrar tek partili yönetime dönülecek....

      Sil
  9. sonuçta ülke ve sonraki nesillere bırakılacak sorunların çözümü için ortaya çıkacak bedel.... zaman kaybı.... korku iklimi...

    YanıtlaSil
  10. "Kontrolsüz güç, güç değildir." Süreç içinde ders alınmadığı ve her on yılda bir askeri darbeler ve arkasındaki global güçler vb. derken; 15 Temmuz senaryosu güncellenmiş yeni bir versiyon olarak ülkenin gelişimi üzerinde büyük yaralar / acılar olarak ortaya çıkacak... geçmişten ders alamamanın kısır döngüsü halen devam etmekte...

    YanıtlaSil
  11. Temel hastalık; iktidarı ele geçirenlerin, makamlarında kalmak için gittikçe artan hırsları...
    Çözümlerden biri ise; koltuk / makam hırsını sınırlayan ve belli süreleri tamamlayanların oyun dışı bırakılmaları....

    YanıtlaSil
  12. Denetimin kurumsallaşamadığı, korku ikliminin hakim olduğu yerde demokrasi gelişebilir mi?

    YanıtlaSil
  13. (s.183) 1923'ten beri Türk politik sahnesinde görülen ve 1935 yılında, Halk Fırkası Genel Sekreteri olan Recep Peker, öteden beri, Türkiye'ye tepeden inme otoriter bir idarenin yerleşmesini arzu ederdi. 1935yılında İtalya'ya yaptığı uzun bir tetkik seyahatinden yurda dönünce, 1935'teki Halk Fırkası kurultayına sunulmak üzre, yeni bir program tasarısı hazırlamıştı. Başvekil İsmet Paşa tarafından onaylanan bu programı okutan Atatürk, Hasan Rıza Soyak'a şunları söylemişti: "Partinin başında üyesi mahdut fakat yetkileri sınırsız olan bir heyet tasavvur ediliyor. Bütün kararları bu heyet ve veriyor. Millet Meclisi şekilden ibaret kalıyor. Almanya ve İtalya'da olduğu gibi, üniformalı gençlik teşkilatın kuruluyor. Bir kelime ile tam faşizm" demişti Bu tasarıyı inceledikten sonra Atatürk , Soyak'a, "İsmet Paşa Recep'in marifeti olan saçmaları okumadan imza etmiş olmalı" diyerek, tasarıyı geri çevirdi. Ertesi yılın seçimlerinde Atatürk Recep Bey'i genel sejreterlikten uzaklaştırarak yerine, Dahiliye Vekili Şükrü Kaya'yı getirdi.

    YanıtlaSil
  14. ... .. Atatürk'ün 1938 sonunda ölümünü takip eden İnönü'nün tek parti uygulaması .... savaş rüzgarlarının estiği yıllarda liderin (İnönü= etrafında safların sıklaşması ... .. Harp boyunca iktisadi baskılar, enflasyonun karşılanması için öngörülen zorlama tedbirler (varlık vergisi, toprak vergisi, maden de çalışma mükellefiyeti, okul binası ve yol inşaatına katılma mükellefiyeti)... .. hükümete ve dolayısı ile Halk Fırkasına karşı memnuniyetsizliğin artması... harbin ilk yıllarında (1944 ve 1945) aydınlar ve üniversite çevrelerinde, sağ ve sol politik cereyanların da alevlenmesi ... .. Böylece Almanları tutan sağ kesimde Turancı eğilimler ve müttefikleri ve Rusya'yı tutan kesimlerde sol Marksist eğilimlerin ağır basması... Bu eğilimlerle demokratik yollardan başa çıkamayan İnönü, tek parti yönetiminde, işten atmak veya tevkif etmek gibi zoraki tedbirlere başvurdu. ... ..

    YanıtlaSil
  15. ülkedeki huzursuzlukların önünün alınamamasının sorumlusu... tek parti yönetimi hedef konuldu....

    YanıtlaSil
  16. 19447 yılları arasındaki Serbest Fırkanın kurulması ve faaliyette bulunduğu dönemdeki olayla r tekrar yaşandı...

    YanıtlaSil
  17. 1945'te Demokrat Parti'nin kurulması...

    YanıtlaSil
  18. 1950; Demokrat Parti'nin seçimleri kazanması...

    YanıtlaSil
  19. Geriye baktıkça;
    Cumhuriyet Halk Fırkası,
    Terakkiperver Fırkası,
    Serbest Fırka
    Demokrat Partisi demokrasi yolunda kilometre taşları rolünü oynadılar...bedel ödediler... hedefe varmak yolunda acılar çekildi... otoriter olma eğilimi her zaman hortlamaya hazır görünmekle birlikte demokrasi arzusu kök salarak gelişmeye devam ediyor.... ümidimiz, Atatürk'ün öngördüğü "muasır medeniye seviyesinin üstüne çıkmak"...

    YanıtlaSil