-Kadının,
gelişim yıllarından alıp evliliğe taşıdığı güçlüklerden birisi: Soğukluk. ... .. bu kadının erkekle ilişkisindeki bir
bozukluğun göstergesidir. Kişisel içeriğinde .. ne olursa olsun, soğukluk her
zaman erkeğin cinsel olarak yadsıması demektir. ...
-Kendi
deneyimlerime dayanarak, ben soğukluğun yumuşak huylu olanlarının,
kadınlıkların
kendi bildiklerinden ve bizim beklediğimizden daha yaygın olduğunu
varsaymaktan yanayım. .. Soğukluğun her
zaman erkeği reddetmenin dışa vurumu olduğunu söylerken, erkeğe yönelik
düşmanlığın çarpıcı görünümünden bahsetmiyorum. Bu tür kadınlar, bedensel
yapılarıyla, giyim kuşamlarıyla ve genel görünümleriyle, davranışlarıyla
oldukça kadınsı olabilirler. ... ...
Söylemek isediğim, çok daha derinlere gizli-gerçekten
sevebilme, bir erkeğe kendisini tam anlamıyla verebilme yetisinden yoksunluk- bir şeydir. Bu tür kadınlar daha çok
kendi bildiklerini okuyacaklar ya da kıskançlıklarıyla, yersiz zamansız
istekleriyle, sıkıcılıkllarıyla ve dırdırlarıyla erkeği canından bezdirip, onu
kendilerinden uzaklaştıracaklardır.
-Peki
böyle bir tutum nasıl ortaya çıkar? İlk önce işin bütün suçunu, geçmişteki ve
günümüzdeki cinsel yasaklamaların baskısı eşliğindeki kız yetiştirme
yöntemlerimizinve kızların erkekleri gün ışığında görmelerini olanaksız kılan
yalıtımın üzerine yıkmaya çalışanlar olabilir. ... bu görüşün oldukça yüzeysel
olduğu görülecektir. ... insan doğasının, yasaklamayla ve zorlamayla temelde
kesinlikle değişitirlemeyeceğini görürüz.
...bizi hayati ihtiyaçların doyumundan alıkoyan belki de tek bir etken
vardır: Kaygı. ...
-Cinsler
arasındakiçok güzel yani, kaygısız bir
ilişki ulaşılmaz bir ideal olarak kalabilir.
Son söz
-Öteki
ilişkilerde olduğu gibi evlilikte de en çok arzulanan amaca, itkilerin
sınırlandırılması ve özgür bırakılması, onları benimseme ve onlardan özveride
bulunma arasında bir uzlaşma sağlamakla mümkün olabilir. ... .. Her şeye
rağmen, bize doğasının izin verdiği sınırların ötesinde bir şeyler veremediği
için onu bağışlayabilmeli, ama ayrıca, havayı olayca zehirleyen, doğrudan dile
getirilen ya da ima edilen diğer arzularımızı da bir yana bırakmak zorundayız.
Sadece eşimizin ... doyumsuz bıraktığı cinsel etkilerimize değil, öteki itkilerimize de doyum arayıp bulmanın
değişik yollarına yönelik isteklerimizi de bırakmak zorundayız. Başka bir
deyişle, kaynağını, değerlerini ve tahlikelerini açık görüşlülükle yeniden
irdeleyerek, tekeşliliğin mutlak ölçüsünü içtenlikle yeniden gözden
geçirmeliyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder