24 Temmuz 2014 Perşembe

Osmanlı’yı çöküşe götüren yol ı*

-1520 yılında Kanuni Sultan Süleyman ... Karadeniz’den Hint Okyanusu’na, Macaristan’dan İran sınırlarına kadar büyük bir imparatorluğun efendisi olmuştu. ....  sultanın iradesi karşısında yöneticilerin, askerlerin herhangi bir hakları yoktu... eski kadroların yerine yeni köleler-devşirmeler
getiriliyor, böylece güç merkezlerinde babadan  oğula geçen aristokrasinin gelişmesi önleniyordu. Öte yandan sultana geri alınabilen tımarlarla bağlı olan feodal sınıf da tarımı geliştirip kırsal alanın refahını sağlaYacak ölçüde güvenlikteydi.
-XVI. yy.’daAvrupa’daki  yeni siyasi ve ekonomik gelişme ortamı ....Avrupa ülkeleri, yoğun bir çalışma ve ilerleme çağına giriyorlardı; öte yandan Türkler ise rahtlarını bozmuyor, hareket etmiyor, dolaysıyla da geri kalıyorlardı.
-Osmanlı tarihçilerine göre, İmparatorluğun çöküşü Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümüyle ile başlar.
-Sipahi sınıfınn bozulması .... teknolojideki gelişmelerin ortaya çıkardığı daha profesyonel, lağımcılara, istihkamcılara, topçulara ve daha uzun süreli askeri birliklere olan ihtiyaç ....
-... devredilebilir ya da geri alınabilir tımar sisteminin XVI.yy’dan itibaren bozulması .... toprak gelirlerini toplamakla uğraşmak yerine, birtakım ayrıcalıklarla kiraya verilmesi .... önceleri kısa süreli bu hakkın zamanla uzun süreli mülteaime ömür boyu verilmesi, sonraki dönemlerde de amacı dışına çıkarak miras bırakılabilir hale gelmesi .... bu kira sözleşmeleriyle taşrada yeni bir mülkiyet sahibi sınıf ortaya çıktı ve bölgesel meselelerde önemli roller almaya başladı.
-Teoride mületizim sıfatıyla toprağı ellerinde bulunduruyorlardı; ama bu yeni toprak sahipleridevletin güçsüzleşerek taşranın denetimini kaybetmesiyle, hem topraklarını genişlettiler, hem de ayrıcalıkları üzüerindeki güvencelerini artırdılar. Hatta XVII yy’da devletin bazı görevlerini gasp etmeye başladılar.
-Osmanlı tarihinde bu sınıfa “ayan” adı verilir ve “ileri gelenler” olarak çevrilebilir.
-Ayan terimi çok eskiden beri taşra ya da yörenin ileri gelenleri anlamında, özellikle de tüccarlar için kullanılmıştır; ama artık önemli siyasi görevleri bulunan eski ve yeni toprak ağaları toplumsal grubu ya da sınıfı için kullanılmaya başlanmıştı.
-Gaspçı olarak görülen ayanlar başlangıçta direnişle karşılaştılar. .... XVII. yy’da taşra işleri , hatta taşra şehirlerinin yönetimi, mli ve idari sıkıntı içindeki merkezi hükümet tarafından gitgide serbest mülkiyet sahibi toprak sahiplerine benzeyen ayanlara bırakıldı.
-Feodal sipahilerin dayanak noktasını oluşturdukları taşrad bu gelişmeler olurken ....  önceleri  ... Yeniçeri ordusu, büyük bir güce sahip kapalı bir kurumdu. Yeniçeriler, başlangıçta sadece .... devşirme olarak seçilirdi. Yeniçerilerin evleri kışlaları, aileleri ise arkadaşlarıydı. Evlenmek yasaktı.Yeniçeriliğin satın alma ve miras yoluyla geçmesi uygulması, yeniçeri ordusunun çöküşünü başlatmıştır.
-XVI. yy sonlarında babadan oğula geçen, esnaf ve tüccarların para ödeyerek yeniceri yazılabilmesi .... Asker adı altında bir silahlı çete olmuşlardı.
-Kendi çıkarları söz konusu olduğunda sokaklara dökülmeye, dövüşmeye hazırlardı; ama düşman karşısında duramazlardı.
-Devşirmecilik çok kötüleniyor olsa bile olumlu yanları da vardı. Devşirmecilik sayesinde en basit bir köylü bile devletin en güçlü ve en üst mevkilerine yükselebiliyordu. Bunu başaran pek çok köylü aillerine de yarar sağlamıştı. Diğer yanda, çağdaş Hristiyan dünyasının aristokrat toplumlarında bu tür bir toplumsal hareketin olması düşünülemezdi.
-1541 yılında yayımlanan “Türk’ün karşısındaki Dindar’a Uyarı” adlı yazısnda Martin Luther, açgözlü toprak sahipleri ve prensler tarafından ezilen köylülerin böyle Hristiyanlar yerine Türkler’in egemenliğinde olmayı isteyebilecekleri belirtiliyordu.
-Kanuni Sltan Süleyman’ın, 5-6 Eylül 1566 gecesi Macaristan’da Zigetvar kuşatması sırasında çadırında ölmesi, yeni sultan II. Selim’in İstanbul’a ulaştığı haberi gelinceye kadar Kanuni’nin ölümünün askerden gizlenerek cesedinin tahterevanda taşınması sonrasında padişahın ölümü açıklanmıştı. Türk tarihinde “Ayyaş Selim”  olarak bilinen yeni sultan adeta gerilemenin de habercisi olmuştu.

Ortadoğu – Bernard Lewis*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder