-1520
yılında Kanuni Sultan Süleyman ... Karadeniz’den Hint Okyanusu’na,
Macaristan’dan İran sınırlarına kadar büyük bir imparatorluğun efendisi
olmuştu. .... sultanın iradesi
karşısında yöneticilerin, askerlerin herhangi bir hakları yoktu... eski
kadroların yerine yeni köleler-devşirmeler
-XVI.
yy.’daAvrupa’daki yeni siyasi ve
ekonomik gelişme ortamı ....Avrupa ülkeleri, yoğun bir çalışma ve ilerleme
çağına giriyorlardı; öte yandan Türkler ise rahtlarını bozmuyor, hareket
etmiyor, dolaysıyla da geri kalıyorlardı.
-Osmanlı
tarihçilerine göre, İmparatorluğun çöküşü Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümüyle
ile başlar.
-Sipahi
sınıfınn bozulması .... teknolojideki gelişmelerin ortaya çıkardığı daha
profesyonel, lağımcılara, istihkamcılara, topçulara ve daha uzun süreli askeri
birliklere olan ihtiyaç ....
-...
devredilebilir ya da geri alınabilir tımar sisteminin XVI.yy’dan itibaren
bozulması .... toprak gelirlerini toplamakla uğraşmak yerine, birtakım
ayrıcalıklarla kiraya verilmesi .... önceleri kısa süreli bu hakkın zamanla
uzun süreli mülteaime ömür boyu verilmesi, sonraki dönemlerde de amacı dışına
çıkarak miras bırakılabilir hale gelmesi .... bu kira sözleşmeleriyle taşrada
yeni bir mülkiyet sahibi sınıf ortaya çıktı ve bölgesel meselelerde önemli
roller almaya başladı.
-Teoride
mületizim sıfatıyla toprağı ellerinde bulunduruyorlardı; ama bu yeni toprak
sahipleridevletin güçsüzleşerek taşranın denetimini kaybetmesiyle, hem
topraklarını genişlettiler, hem de ayrıcalıkları üzüerindeki güvencelerini
artırdılar. Hatta XVII yy’da devletin bazı görevlerini gasp etmeye başladılar.
-Osmanlı
tarihinde bu sınıfa “ayan” adı verilir ve “ileri gelenler” olarak çevrilebilir.
-Ayan
terimi çok eskiden beri taşra ya da yörenin ileri gelenleri anlamında,
özellikle de tüccarlar için kullanılmıştır; ama artık önemli siyasi görevleri
bulunan eski ve yeni toprak ağaları toplumsal grubu ya da sınıfı için
kullanılmaya başlanmıştı.
-Gaspçı
olarak görülen ayanlar başlangıçta direnişle karşılaştılar. .... XVII. yy’da
taşra işleri , hatta taşra şehirlerinin yönetimi, mli ve idari sıkıntı içindeki
merkezi hükümet tarafından gitgide serbest mülkiyet sahibi toprak sahiplerine
benzeyen ayanlara bırakıldı.
-Feodal
sipahilerin dayanak noktasını oluşturdukları taşrad bu gelişmeler olurken
.... önceleri ... Yeniçeri ordusu, büyük bir güce sahip
kapalı bir kurumdu. Yeniçeriler, başlangıçta sadece .... devşirme olarak
seçilirdi. Yeniçerilerin evleri kışlaları, aileleri ise arkadaşlarıydı.
Evlenmek yasaktı.Yeniçeriliğin satın alma ve miras yoluyla geçmesi uygulması,
yeniçeri ordusunun çöküşünü başlatmıştır.
-XVI.
yy sonlarında babadan oğula geçen, esnaf ve tüccarların para ödeyerek yeniceri
yazılabilmesi .... Asker adı altında bir silahlı çete olmuşlardı.
-Kendi
çıkarları söz konusu olduğunda sokaklara dökülmeye, dövüşmeye hazırlardı; ama
düşman karşısında duramazlardı.
-Devşirmecilik
çok kötüleniyor olsa bile olumlu yanları da vardı. Devşirmecilik sayesinde en
basit bir köylü bile devletin en güçlü ve en üst mevkilerine yükselebiliyordu.
Bunu başaran pek çok köylü aillerine de yarar sağlamıştı. Diğer yanda, çağdaş
Hristiyan dünyasının aristokrat toplumlarında bu tür bir toplumsal hareketin
olması düşünülemezdi.
-1541
yılında yayımlanan “Türk’ün karşısındaki Dindar’a Uyarı” adlı yazısnda Martin
Luther, açgözlü toprak sahipleri ve prensler tarafından ezilen köylülerin böyle
Hristiyanlar yerine Türkler’in egemenliğinde olmayı isteyebilecekleri
belirtiliyordu.
-Kanuni
Sltan Süleyman’ın, 5-6 Eylül 1566 gecesi Macaristan’da Zigetvar kuşatması
sırasında çadırında ölmesi, yeni sultan II. Selim’in İstanbul’a ulaştığı haberi
gelinceye kadar Kanuni’nin ölümünün askerden gizlenerek cesedinin tahterevanda
taşınması sonrasında padişahın ölümü açıklanmıştı. Türk tarihinde “Ayyaş
Selim” olarak bilinen yeni sultan adeta
gerilemenin de habercisi olmuştu.
Ortadoğu – Bernard
Lewis*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder