19 Ağustos 2014 Salı

Dönün noktaları & kırılma noktası*

-Tarihimiz acılara tanıktır ki, Kürt sorunu askere bırakılamayacak kadar önemli bir sorundur.
-Yıl 1931; Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak, zamanın hükümetine verdiği raporda der ki: “Dersimli okşanmakla kazanılmaz!”
-Yıl 1960; 27 Mayıs Darbesi’nin lideri, Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Cemal Gürsel Diyarbakır’da der ki: “Ben Kürdüm diyenin yüzüne tükürürüm.”
-Yıl 1980; 12 Eylül Darbesi’nin lideri, Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, Kürtçe konuşulmasını kanunla yasaklar.
-Yıl 2007 ; 27 Nisan e-muhtırası yazarı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, gece yarısı genelkurmayın internet sitesinde yayınladığı bildiride der ki: “Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün, ‘Ne mutlu Türküm diyene!’ anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır.”
-27 Nisan Muhtırası bir kırılma noktası oldu. Çünkü Erdoğan hükümeti muhtıra karşısında dik durdu. Bu bir ilkti. Başbakan Erdoğan’ın asker karşısında eğilmeyen tutumuyla birlikte askeri vesayet sistemi Türkiye’de inişe geçti. Askerin demokrasi ve hukukun üstünlüğünü köstekleyen freni boşalmaya başladı.
-Askerin Çankaya kalesi de Abdullah Gül’ün 22 Temuz seçimleri sonrasında Ak Parti tarafından Cumhurbaşkanı seçilmesiyle düşecekti.

*Barışa Emanet Olun – Hasan Cemal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder