19 Ağustos 2014 Salı

Türkiye’nin özel koşulları *

Artık geç kalınmıştı
-Başbuğ Paşa’nın Genelkurmay İkinci Başkanı’yken Amerika’nın Ankara Büyükelçisi’yle 2004 yılı Eylül ayında yapmış olduğu bu görüşme birçok bakımdan önemlidir.
-“AB’deki kadar demokrasi ya da birinci sınıf demokrasi ülkeyi bölünmeye götürür, Türkiye’nin ‘özel koşulları’ vardır, diye özetlenebilirdi askerin bu bakış açısı.
-İkinci nokta, Kürtçe eitim konusunun askerin gözünde nasıl dokunulmaması gereken bir tabu
olduğuna işaret etmesidir. Kürçe öğretilebilir ama Kürtçe eğitim gündeme getirlemezdi. Kürtler özel kurslara gidip dillerini öğrenecek ama kendi edebiyatlarını, kendi kültürlerini, kendi tarihlerini kendi ana dillerinde öğrenme hakkından yoksun kalacak, kendi kültürlerini geliştiremeyeceklerdi. Aksi halde Türkiye’de bölünme kapısı açılırdı.
-Başbuğ Paşa’nın ABD Büyükelçisi’yle görüşmesinde Irak’ta federasyon fikrine karşı çıkmasına da “Türkiye’nin bölünmesi” penceresinden bakılabilirdi.
-Paşa’nın deyişiyle .... “Irak’ın kuzeyinde”ki federe bir Kürt devleti, kendi kendini yönetim- ya da özerklik- kendi yerel meclisiyle hükümeti, bayrağı, güvenlik güçleri, kendi okulları ve üniversiteleriyle ve de ana dilde eğitimiyle Türkiye Kürtlerine ‘kötü örnek’ olacaktır.
-Bu bakımdan Başbuğ Paşa’nın kendisi de 2004’te artık kalındığını herhalde biliyordu. Çünkü bunlar 1990’ların başından beri Irak Kürdistanı’nda yaşanıyordu.
-2003 yılı Mart ayındaki Amerikan işgali sonrasında kabul edilen anayasayla Irak’a Başbuğ Paşa’nın korktuğu federasyon düzeni kâğıt üstünde gelmiş, ama aslında ülke fiilen üç parçaya bölünmüştü.
-Üçüncü boyut ise .... Başbuğ Paşa, Amerikan Büyükelçisi’ne Kürt meselesi bağlamında “Daha fazla verecek bir şeyimiz yok ve biz gereğinden fazlasını verdi,k, “demesiydi.
-Paşa herhalde, bireysel haklar çerçevesinde AB’ye uyumun gerektirdiği adımlar atıldı; ana dilde eğitim gibi daha fazlası ‘kolektif haklar” alanına girer ki, bu bizim demokrasi anlayışımız içinde yoktur” demek istiyordu.
-Nitekim Başbuğ Paşa bu bakış açısını, hem Terör Örgütlerinin Sonu isimli kitabında, hem de 7-8 Ağustos 2011 tarihli Milliyet’te yayımlanan emekli büyükelçi Şükrü Elekdap’la konuşmasında çok açık olarak anlatmıştı.

*Barışa Emanet Olun – Hasan Cemal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder