-“.... oradan da Türkiye’deki Efes’ e gittik.
Efes’tekimermerden yapılma antik umumituvaletlerin ortasında müzisyenlerin
serenat yapmaları için bir yer var.” İstanbul’a gittiklerinde Jobs, bir tarih
profesörünü ailesine rehberlik yapması için tutmuştu. Sonunda bir Türk hamamına
gitmişlerdi.
Profesörün anlattıkları Jobs’ı gençliğin küreselleşmesiüzerine
düşündürmüştü:
-Gerçek bir
ilham geldi. Heimiz boronozluyduk ve bize Türk kahvesi yaptılar. Profesör bu
kahvenin başka yerlerin kahvelerinden çok farklı hazırlandığını açıklayınc, “Ne
olmuş yani? Diye düşündüm. Türk kahvesi, Türkiye’deki gençlerin umrunda mıydı?
Hepsi de dünyadaki diğer bütün gençlerin içtiği şeyleriiçiyor. Gap’ten satın
alınmış gibi görünen giysiler giyiyor ve hepsi de cep telefonu kullanıyorardı.
Diğer her yerdeki gençler gibiydiler. Artık bu dünyanın tamamının gençler için
aynı olduğunu anladım birden. Ürünler tasarlanırken aklımızda özellikle
Türkiye’deki gençlerin isteyeceği bir telefon ya da müzik çalar yaratmak diye
bir şey yok. Artık tek bir dünyayız sadece.
*Steve Jobs – Walter
Isaacson
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder